Doğu Perinçek: Arafat’ta haram olan Çankaya’da helâl mi

         Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez’in arife günü Arafat’taki Vakfe Duası’nı TRT’den izlerken, o beyaz ihramlar içinde eşitlenen insanlarımızı düşündüm. Bir günlük bile olsa eşitlik güzel şey.

         Ama niçin bir günlük?

 

1 gün haram olan 364 gün 6 saat helâl mi?

         Biliyorsunuz Eren Erdem de sık sık yazıyor. Kâbe’nin çevresinde altın ve ziynet eşyaları takmak haramdır.

         Peki 50 milyar liralık yüzük takmak, Kabe’nin çevresinde haramdır da, Çankaya köşkünde helâl midir veya Başbakanlık konutunda farz mıdır?

         1 gün haram olan 364 gün 6 saat niçin helâl oluyor?

 

Kâbe’de 2 m bez İstanbul’da Versace’den kuşam

         Kâbe’yi tavaf ederken 2 m dikişsiz bezin içinde, ama İstanbul’a, Ankara’ya, Kayseri’ye veya İzmir’e dönünce giyim kuşam Versace’den, ulaşım Porsche’den! Bu olayda, hiç kimse bir ikiyüzlülük, bir hilebazlık görmüyor mu?

 

İhram onun hangi utancını örtebilir

         Peki Kâbe’de beyaz ihramlar içinde maldan mülkten arınan o zat, İsviçre Bankalarında 8 gizli hesap açarken, kendisine herhangi bir soru sormuyor mu?

         Telefon kayıtlarıyla kanıtlı olduğu üzere, komisyonu “üçe kapatan” o devlet yetkilisi, Hacca gidip Kâbe’nin çevresinde dönerken, hiç aklına gelmiyor mu “Şu beyaz ihram acaba benim hangi utancımı kapatıyor” diye. 

 

Gözyaşları niçin

         Peki Arafat’ta Vakfe Duası’nı dinlerken vecd içinde kendinden geçen ABD’nin BOP görevlisi veya sözleşmeli personeli niçin gözyaşı döküyorlar? Irak’ta, Afganistan’da, Libya’da yüzbinlerce Müslüman kardeşlerinin katledilmesindeki günahları yüzünden mi, yoksa onları televizyonlardan seyreden yoksulların yüreklerini titretip, oylarını almak için mi?

 

Hani madalyası nerde

         Peki onlar, Kâbe’yi tavaf ederken, uluslararası Yahudi Jinsa Örgütünden aldıkları madalyayı niçin göğüslerine takmıyorlar? Kazandıkları “onuru” Müslümanlardan gizlemek için mi, niçin?

 

Elleriniz Şimr’in elleri

         Ey altına ve pırlantaya esir olanlar!

         İnkâr etmiyoruz, İsviçre Bankasında 8 gizli hesabınız var!

         TÜPRAŞ MÜPRAŞ rüşvetleriyle banka kasalarına kitlediğiniz altınlarınız da var.

         Özel kanunlar ve kararnameler çıkartarak kurduğunuz pırlanta tezgâhlarınız da var.

         İnkâr etmiyoruz, yemek borularınız, hissedar olduğunuz petrol boru hatları kadar geniş!

         Evet, inkâr etmiyoruz, Alman mahkeme kayıtlarına kadar geçti, Deniz Fenerleriniz var; malı götüren gemiciklerinizi adalet kayıklarına çarpmaktan kurtarıyor.

         İnkâr etmiyoruz, dalkavuklarınız sayısız, cürüm şerikleriniz ortada, sıcak para komisyonu paydaşlarınız mevcut, ama arkadaşınız ve sevdiğiniz asla yok!

         İnkâr etmiyoruz, omuriliğiniz bile var, ama omurganız bulunamıyor.

         İmanınız var, Ebu Cehil imanı!

         Hileleriniz Ebu Süfyan hilesi!

         Elleriniz Şimr’in elleri!

         Korkularınız Muaviye korkusu!

         Altın ve pırlanta uğruna Hazreti Peygamberin torunlarını dahi katleden siz değil miydiniz?

         Sonunuz var, Derviş Vahdetilerin, Damat Feritlerin sonu!

 

 

GELEN KİTAPLAR

         Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak’ın 4 kitabı birden geldi:

-         Ortaçağlar Anadolu’sunda İslam’ın Ayak İzleri-Selçuklu Dönemi- Kitap Yayınevi

-         Türk Sufiliğine Bakışlar, İletişim Yayınları

-         Babailer İsyanı, Dergâh Yayınları.

-         Türkler, Türkiye ve İslam-Yaklaşım, Yöntem ve Yorum Denemeleri-, İletişim Yayınları.

Kitap gönderenleriniz çok olsun.

        

 

         DÜZELTME: Dün yayınlanan Rota’da, Kuzey Irak’ta İkinci İsrail’in ilanı için İkinci Koşul olarak, Türkiye’nin İran ve Suriye ile cephe cepheye getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Eksik yazılmış, düzeltir özür dileriz.