Doğu Perinçek: Anayasa namlunun ucundadır-2

14 Ekim 2011 günü bu köşede yazılmıştı, dünyada sivil olması mümkün olmayan tek şey varsa, o da devlettir ve anayasadır. Eğer “sivil” kavramı kahvede pişpirik oynayan yurttaşların dilindeki “asker olmayan” anlamında kullanılıyorsa, “Sivil anayasa”dan söz etmek yine hayata uymaz. Dünya tarihinde silahla yapılmamış tek bir anayasa yoktur ve bundan sonra da olmayacaktır.

 

Bütün anayasa yapıcıları silahlıdır
Anayasa, devletin temel kuruluşuna ilişkin üstün hukuktur. Devletler, hedeflerini anayasayla saptarlar. Bu nedenle anayasalar, devletlerin stratejik karar dönemlerinde ortaya çıkar. Her devrim ve karşıdevrim, kendi programını ve anayasasını getirir; devlet organlarını ve devlet ile toplum arasındaki ilişkiyi buna göre düzenler.

 

Devletin ayırt edici özelliği, silah tekeline sahip olmasıdır. Koyduğu kuralları asker ve polis zoruyla uygulama yetkisi, bir tek devlete aittir. Devlet hükmettiği topraklarda başka bir topluluğun silahlı yaptırım gücü kullanmasına izin vermez; verirse devlet olmaktan çıkar. Egemenliğin paylaşılmaz oluşu, aslında silahlı güce kumandanın paylaşılamaz oluşudur.

 

Hukukun en silahlısı
Hukuk, devletin zor gücüyle uygulanan kurallar bütünüdür. Hukuku, ahlâktan, gelenekten, görenekten ve “sivil toplum” dedikleri devlet dışı alandaki düzenlemelerden ayıran, devletin silahlı gücüyle uygulanmasıdır. Anayasa, hukuk dalları içinde en silahlı olandır. Çünkü doğrudan doğruya devletin esas örgütlenmesini düzenler. Anayasa, bir bakıma devlet iktidarının elinde bulundurduğu silah tekelini hangi kurallar içinde uygulayacağını belirler. Bu nedenle silah yoksa devlet yoktur; silah yoksa hukuk yoktur ve silah yoksa anayasa hiç yoktur.

 

Devletlerin stratejik karar anlarında, bu silah unsuru daha da belirgindir. Anayasa yapan iktidarlara kurucu iktidar deniyor. Kurucu olmak için de silah gerekir; iktidar olmak için de silah gerekir. Eğer arkasında silahlı yaptırım gücü yoksa, anayasa yapma iddiası hayata geçmez. O nedenle anayasa yapıcıları, daima silahlıdır.

 

Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül anayasasının silahlı gücü
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül de bölünme anayasasını silahlı güçle yapıyorlar. “Sivil anayasa”, her gün asker ve polis öldürerek, kentlerde bombalar patlatılarak yapılıyor. “Sivil anayasa” tertibi, her gün general, amiral, subay ve astsubay tutuklayarak, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı harekatlar düzenleyerek yürütülüyor. ABD’nin Irak’taki işgal kuvvetleri, Akdeniz’de dolaşan 6. Filosu, Türkiye’nin içindeki F tipi silahlı güçleri ve bölücü terör örgütlenmesi, bu anayasanın silahlı güçleridir. Kürecik’e yerleştirilecek füze kalkanı da o güce dahildir. ABD, Cumhuriyeti yıkmak ve Türkiye’yi bölmek için, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne tarihinde eşi olmayan ağır kayıplar verdirmiştir. TSK’nin komuta kademesine teslimiyeti dayatan silahlı güç olmasa, AKP ve BDP’nin anayasa girişimi gündeme dahi gelmezdi.

 

Kurucu irade ve yıkıcı irade
Bugün Türkiye’de iki irade cephe cepheye gelmiştir. Milletin iradesinin karşısında ABD emperyalizminin ve işbirlikçi BOP görevlilerinin iradesi görülüyor! ABD güdümlü AKP-BDP ikilisinin iradesi bozucu irade veya yıkıcı irade veya bölücü iradedir. Yalnız kurmak için değil, yıkmak için de silahlı güç kullanılır. Atatürk Devrimini bozma, millî devleti yıkma ve millet ile vatanı bölme iradesi şu anda bütün silahlı güçleriyle anayasa girişimi içindedir.

 

Haçlıya anayasa yaptırmayacak güç
Haçlının silahlı gücüne dayanmasını, bazıları Tayyip Erdoğan Anayasasının kuvvetli yanı gibi görüyorlar. Ancak ülke bütünlüğünü ve milleti hedef alması, anayasa girişiminin yumuşak karnıdır.

 

Önümüzdeki dış ve iç hesaplaşmalar, herkes görmektedir ki, dış ve iç savaş tehlikelerini içermektedir. Anayasa girişimi, bu çarpışmaların hukuk düzlemindeki devamıdır.

 

Yabancı güçlere dayanarak anayasa dayatma macerası, çarpacağı kayaya doğru ilerlemektedir.

 

YARIN: Ordusu yenilen milletlerin anayasalarını yabancı ordular yapar.