Herkes duydu değil mi, ABD şehitlerimiz için başsağlığı mesajı yolladı. Hatta “Kandil’i gidin bombalayın” diye ruhsat bile verdi. 2 Nisan 2003 günü Abdullah Gül’ün ABD Dışişleri Bakanı Powell ile yaptığı 2 sayfa 9 maddelik hizmet sözleşmesindeki Irak’ın kuzeyine harekât yasağını bile kaldıracakmış!
Atlantik medyası tarihinin en yoğun ABD reklamları kampanyasıyla, aslında ABD’nin yeni senaryosunu da duyurmuş oluyor.
Bin kez yazsak yeridir
Dün de belirtik. Bin kez yazsak yeridir!
ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı’na teslim edilen Türkiye, ABD’nin planladığı kaoslara yuvarlanır; yuvarlanıyor.
ABD, iç cepheyi çökertmiştir ve TSK’yi sırtından da vuruyor. Bu koşullarda BOP Eşbaşkanlığı’nın iktidarı altında yapılacak harekâtlar, ABD’nin senaryosu içindedir. Devlet Bahçeli ve Kılıçdaroğlu’ndan tam desteğin bir anlamı da budur.
Generaller esir alınırken
ABD, TSK’nin başarısızlığını ispatlayarak son darbeye hazırlanıyor. General ve subay tutuklamalarını yoğunlaştıranlar, planlarını açığa vurmuş oluyorlar.
İç cephede generaller, subaylar esir alınırken, ABD’nin istihbarat yardımları gibi yalanlara inanacak budalalar var mıdır?
Yalnız ABD yollamıyor başsağlı mesajlarını, PKK de BDP aracılığıyla üzüntülerini bildirmedi mi?
Mafyanın raconudur, öldürdüğü adamın cenazesine çelenk yollar ve hatta kara gözlükleri ve çizgili takım elbiseyle taziye dileklerinde bulunur.
“Suç örgütü”nün moral durumu!
Manzara, dünya savaş tarihlerinde ibret dersi olarak okutulacaktır: ABD, BOP Eşbaşkanlığı marifetiyle, TSK’yi her gün her saat sırtından hançerlemektedir. Öte yandan PKK ile görüşmeler, doğrudan doğruya Tayyip Erdoğan’ın denetim ve yönetimi altında devam ediyor.
“Suç örgütü” olarak gösterilen TSK, bu koşullarda hangi güçle, hangi destekle, hangi moralle savaşacaktır?
PKK ile anlaşma için görüşmeler yapılırken, hangi asker ölümü göze alarak savaşacaktır?
Dünyanın bütün gazeteleri ABD işbirlikçisi Tayyip Erdoğan – Abdullah Gül yönetiminin Türk Ordusuna karşı savaştığını yazdı. Hatta Türk Ordusunun yenildiğini de ilan ettiler.
Dünyanın gördüğü gerçek bu iken, şimdi hangi aldanma meraklısı, Tayyip Erdoğanların TSK ile beraber olduğuna inanacaktır?
Eğer BOP Eşbaşkanlığı TSK’nin planını kabul etseydi, derhal TSK’yi “suç örgütü” durumundan kurtarır, tertiplere son verir, Silivri ve Hasdal kapılarını açardı.
AKP, yıllardır yürüttüğü psikolojik savaş harekâtıyla, Şanlı Ordu’yu “Zanlı Ordu” haline getirmiştir. Milletin Orduya olan sevgisini ve güvenini dinamitlemiştir.
Geleneksel İkiyüzlülük
Generaller bir biri peşi sıra hapse atılırken, “bıçak kemiğe dayandı” gibi açıklamalar, geleneksel ikiyüzlülük görüntüleridir. Orduyu arkadan vuranlar, ABD senaryosundaki rollerini oynuyorlar.
Türk Ordusunu Suriye ve İran’ın üzerine sürme tertipleri, senaryonun diğer önemli boyutudur. Bu tuzağı kuranlar, PKK’nin başarıya ulaşması için, her oyuna alet olabileceklerini göstermişlerdir. TSK, İran ve Suriye ile cephe cepheye getirilirse, Irak’ın kuzeyindeki Küçük İsrail’in başkenti Diyarbakır’a taşınır.
Damat Feritlerle vatan kurtarılamaz
TSK iç hat durumuna düşürülmüştür.
ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı’nın güdümünde vatan kurtarılamaz.
Damat Feritler, bu Cumhuriyetten bu vatandan kıymetliyse, beyaz bayrağı biraz daha yukarı kaldırmaktan başka yapacak bir şey yoktur.
TSK, her harekâttan sonra, iç cephenin yeniden kurulması zorunluluğuyla bir kez daha karşı karşıya gelecektir.
O nedenle yurtsever güçler, dikkatlerini öncelikle iç cephe üzerinde yoğunlaştırmalıdır.
Milli Hükümet’i kurmak, artık Türkiye için bir hayat memat meselesidir.