CHP Grup Başkan Vekili Necdet Uğur’un Leyla Umar’ın evinde anlattıkları
1990’lı yılların başıydı, 1991 veya 1992 de olabilir. Değerli gazeteci Sayın Leyla Umar, bizleri evine yemeğe çağırmıştı. Eski İçişleri ve Millî Eğitim Bakanı ve bir zamanların CHP Grup Başkan Vekili Sayın Necdet Uğur ve eşi ile Sayın Mehmet İsvan ve eşi bir de Şule ile ben vardık. Hepimiz yedi kişi. Sayın Umar’ın zarif konukseverliğiyle çok güzel, derin sohbetlerle unutulmaz bir akşamdı.
Sohbet sırasında, Sayın Necdet Uğur, İsmet Paşa’nın Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamına karşı verdiği mücadeleyi anlattı.
Ecevit İnönü’nün konuşma önerisini kabul etmiyor
Sayın Bakan Necdet Uğur’un anlattıkları şöyle:
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam hükümlerinin infazı konusu, TBMM gündemine gelince, Sayın İsmet İnönü büyük duyarlılık gösteriyor. CHP’nin grup yöneticilerini topluyor. Meclisin idamın yerine getirilmesini reddetmesi için, büyük bir mücadele talimatı veriyor ve neler yapılacağını konuşuyorlar. Toplantının sonunda İnönü, CHP grubu adına Bülent Ecevit’in konuşmasını istiyor. Ancak Ecevit, kabul etmiyor. Kısa bir şaşkınlık oluyor. Sonra İnönü, Necdet Uğur’a dönüyor ve “O zaman sen konuş Necdet” diyor ve konuşmanın içeriğiyle ilgili bazı vurguları da bizzat not ettiriyor; “Şunu şunu şunu mutlaka söyleyeceksin” diyor.
TBMM tutanaklarını bir yanlışlık olmasın diye yeniden inceledim. Ecevit, Denizlerin idamına karşı konuşma yapmamış. Yalnızca infazın görüşülmesinin öne alınmasına karşı kısacık bir usul konuşması yapmış. Denizlerin idamına cepheden karşı çıkmayı darbecilerle dayanışma olarak mı gördü?
İnönü’nin önerdiği konuşmayı Uğur yapıyor. Bazı bölümlerini bu sayfada bulacaksınız. Necdet Uğur, idamı düzen meselesiyle birleştiriyor. Anlamlı! Sözü yeniden o değerli siyasetçimize bırakıyorum.
İnönü Uğur’u alkışlayarak kürsüye yürüyor
Necdet Uğur, devamla “Belki de hayatımın en vurucu konuşmalarından biriydi. Meclis’te birden olumlu bir hava esti” diye ekledi.
Devamını şöyle anlattı:
“Kürsüden iniyorum. Bir baktım İnönü oturduğu yerden kalkmış, iki eli havada alkışlaya alkışlaya bana doğru geliyor. Beni bütün Meclis’in önünde hararetle kutladı. Adeta tezahürat yaptı. Bütün Meclise ‘Bu konuşmanın arkasında ben varım’ mesajını verdi. Uzun yıllar Meclis’te İsmet Paşa ile çalıştım; çoğu zaman aynı sırada yanında oturdum. İnönü’nün herhangi bir konuşmadan sonra sırasını terk edip, koşa koşa kürsüye giderek herhangi bir konuşmacıyı tebrik ettiğini hatırlamıyorum. İsmet Paşa’nın bu tutumu, o gün Meclis’te bulunan herkesin dikkatini çekti. Herkes anladı ki, İsmet Paşa, Deniz Gezmiş’lerin idam edilmesine şiddetle karşı.”
Meclis’te AP adına idamın yerine getirilmesi için konuşan ise, Seyfi Öztürk’tür. Yani 4 yıl once Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının AIESEC Kongresi’nde protesto ettikleri bakan!
CHP Anayasa Mahkemesi’ne gidiyor
CHP idamların infazının 23 Mart 1972 günü Cumhurbaşkanı Sunay’ın onayından çıkmasından sonra İnönü’nün isteğiyle biçim yönünden iptali için Anayasa Mahkemesi’ne başvuruyor.
Eski Bakanlardan Sayın Orhan Birgit, Kurtul Altuğ’un Ulusal Kanal’daki programında 9 Mayıs 2010 günü o aşamayı aydınlatan önemli bilgiler verdi.
Birgit, İsmet Paşa’nın bu mücadeleyi aynı zamanda “CHP grubunda idamı isteyen kuvvetlerle dirsek teması içinde bulunanlara karşı” yürüttüğünü de belirtti. Çoğumuz unutmuşuz, CHP milletvekilleri içinde idamı önlemek için Anayasa Mahkemesi’ne gidilmesine karşı olanların bulunduğunu da hatırlattı. İsmet İnönü, onlara rağmen, Grupta Anayasa Mahkemesi’ne başvuru kararını oybirliğiyle çıkartıyor. Ve Anayasa Mahkemesi 6 Nisan günü idamların infazına ilişkin yasayı biçim yönünden iptal ediyor.
İnönü CHP adına kürsüye çıkıyor
İnönü’nün Genel Başkan olarak Meclis’te CHP grubu adına konuşması sık görülen bir olay değildir. Ama Denizlerin idamının yerine getirilmesine ilişkin yasa Anayasa Mahkemesi’nde iptal edilince, konu yeniden Meclis’e geliyor. Bu kez İnönü konuşuyor Grup adına.
Mehmet Ali Aybar’ın mücadelesi
Meclis görüşmelerinde idama karşı eski Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Mehmet Ali Aybar da, İstanbul Milletvkili olarak etkili bir konuşma yapıyor. Meclis Başkanı sık sık sözünü kesiyor. Aybar, Mahkeme’nin 146 / 1. madde hükmüne göre ceza vermesini şiddetle eleştiriyor ve yapılan eylemlerin banka soygunu, adam kaçırma, alıkoyma ve Emniyet kuvvetlerine karşı silah kullanma suçlarını oluşturduğunu vurguluyor.