Gizli tanık ifadeleri
CIA-MOSSAD-MİT işbirliği ile elde edilen istihbarata göre, İran uçağında Saddam Hüseyin’in “Cehennem Topları” vardı.
Gizli tanıklar ise, uçağa Tahran’da nükleer silahlı denizaltıların yüklendiğini söylüyorlar. Suriye limanlarından açılıp Akdeniz’i havaya uçuracaklarmış. Artık ihbar mektupları ve gizli tanık ifadeleriyle yalnız evler aranmıyor; uçaklar da aranıyor.
Kuyruklu uydurmalar, kuyruklu senaryoların habercisidir.
Yüz kızartıcı
İran uçağının bir “ihbar” üzerine iki F-16 tarafından Diyarbakır Havaalanı’na indirilmesi, Tayyip Erdoğanlar için yüz kızartıcı bir suçtur. Bu olay, Ankara’da bir hükümet değil, fakat Washington’dan yönetilen bir Eşbaşkanlık bulunduğunu hatırlatan son örnektir.
Ankara kuklalaşmıştır.
Daha önemlisi Ankara, bir kışkırtma ve fesat ocağına dönüşmüştür.
Bütün saltanatlar, ikiyüzlüdür, entrikacıdır ve hilecidir.
İncirlik için ihbar mektubu yok mu?
Nükleer silah arayanlar, niçin İran uçağını indiriyorlar? Havada aradıkları nükleer silah, yerde, Türkiye topraklarında!
Buradan bir açık mektup yazıyorum: “İncirlik’te nükleer silah var!” Oraya yığılan nükleer silahlar, sayısı verilerek ABD Dışişleri Bakanlığı belgeleriyle bir kez daha kayda geçti.
İncirlik üssünü arasanıza!
Türkiye- İran cepheleşirse…
İran uçağında nükleer silah araması, Türkiye’nin çok tehlikeli bir sürece itildiğine işaret eden yeni bir uyarıdır.
ABD ekonomisi iflasın eşiğinde. Obama yönetimi, yeni dış savaşlar ile iç çatışmalar arasında bir tercihle karşı karşıyadır.
Washington, ekonomik çöküşe savaşla karşılık verirse, ateşe süreceği ülke Türkiye’dir. Bu, ancak bir dizi tertip ve kışkırtmayla gerçekleştirilebilir.
Kuzey Irak’taki kukla devletin ilanı da, Türkiye-İran cepheleşmesini gerektirir. Bu plana telim olanlar, İran uçaklarını aramaya devam etsinler.
Ergenekon-Poyrazköy-Kafes-Balyoz da, ABD’nin planları konusunda ciddi bir alâmettir. Bu tertip ve kışkırtmalara direnecek güçlerin sindirilmesi gerekiyor.
Neyin seçimi?
Türkiye, 12 Haziran’da hangi seçimi yapacak?
Haçlı irticanın faşist diktaya yönelişi, yalnız bir iç düzenleme değil.
Uluslararası piyon rolleri, zorbalık rejimleriyle oynanır. Hitler’in de kurşun askerleri vardı.
Kemalist Devrim, gerçekten de “Yurtta barış cihanda barış” imiş. Bunu anlamak için felaketler yaşamak mı gerekiyor?
“Ilımlı İslam” dedikleri, son Haçlı Seferinde ihanet misyonunun adıdır.
Vatanlarına ihanet edenler, komşularına da ihanet içindedirler.
Bu seçim, yalnız Türkiye’nin seçimi değil; İran, Suriye ve Irak’ın da seçimidir.
12 Haziran, hem ulusal hem de uluslararası düzlemde Haç ile Hilal arasındaki seçim günüdür.