Doğu Perinçek: İç cephe çökünce…

İki ay önce Harp Akademileri Komutanı olan Org. Balanlı, Harp Akademilerinde tartışılması gereken bir saptamada bulunmuştur:
“Bu sisteme savaş açıyorum. Savaşım, TSK’ye karşı alçakça savaş yürüten sisteme karşı olacaktır.”

 

Sistem = İç cephe
Millete açıklanan bu tarihi bildiriyi askeri dilden okuyacak olursak, vurgulanan şudur:
İç cephe çökmüştür. İç cepheyi yeniden kurmak için, sisteme karşı savaşma durumundayız.
Sistem, siyasetiyle, ekonomisiyle, ideolojisiyle varolan düzendir.
Sistemin Türk Ordusuna karşı savaş yürütmesi, iç cephenin çöktüğü anlamına gelir.
TSK komutanları devletin teröre karşı topyekûn mücadele etmesini talep ediyorlardı. Oysa sistem, TSK’ye karşı topyekûn savaş yürütmektedir. Org. Işık Koşaner’in istifa açıklaması da aslında bu saptamayı içeriyordu ve sisteme karşı isyandı.

 

Mustafa Kemal Paşa ne yapmıştı
Gazi Paşa, 4 Mart 1922 günü tıpkı Org. Koşaner ve Org. Balanlı gibi çok önemli bir stratejik ilkeye işaret etmişti:
"Dahili cephe, görünürdeki cephe... Asıl olan dahili cephedir. Bu cephe bütün memleketin, bütün milletin vücuda getirdiği cephedir. Görünürdeki cephe, doğrudan doğruya ordunun düşman karşısındaki silahlı cephesidir. Bu cephe sarsılabilir, değişebilir, mağlup olabilir. Fakat bu hal, hiçbir vakit bir memleketi, bir milleti mahvedemez. Mühim olan, memleketi temelinden yıkan, milleti esir ettiren dâhili cephenin düşmesi¬dir. Bu hakikate bizden ziyade vâkıf olan düşmanlar, bu cep¬hemizi yıkmak için asırlarca çalışmışlar ve çalışmaktadırlar. Bugüne kadar muvaffak da olmuşlardır. Hakikaten 'kaleyi içinden almak' dışından zorlamaktan çok kolaydır." (Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.20, Nutuk II, s168; Atatürk'ün Bütün Eserleri, c.12, s.313 vd.)


İç Cepheyi devrimle yeniden kurmak
Mustafa Kemal Paşa, emperyalizmin Birinci Dünya Savaşı so¬nunda iç cepheyi çökertmesine, iç cepheyi bir devrimle yenileyerek cevap vermişti. 23 Nisan 1920 günü Ankara'da Büyük Millet Mec- lisi'nin açılması ve devrimci bir hükümetin kurulması, saltanatın yı¬kılması ve cumhuriyetin eylemli olarak kurulması anlamını taşıyor¬du. Böylece milletin bütün imkân ve kabiliyeti düşman güdümün¬deki İstanbul hükümetinin elinden alındı ve devrimci bir hüküme¬tin olanağına dönüştürüldü. Emperyalizmin kuşatması, önce iç cep¬hede yarıldı. Eğer iç cephenin çökertilmesine Anadolu'da devrimci bir hükümet kurularak cevap verilmeseydi, Kurtuluş Savaşı imkân¬sız olurdu.
Bugün Türk Ordusu, Damat Ferit Paşa hükümetinin kumandası altında "vatanın bütünlüğünü koruyor" görüntüsü vermektedir. Sa¬vunulan bütünlük, yalnızca görüntüdür. Kuşatma yarılmazsa, kesin yenilgi kaçınılmazdır.

 

YARIN: ABD’NİN YENİ SENARYOSU