ZEKERİYA ÖZ'ÜN BULUNUŞ HİKAYESİ

Danıştay saldırısından sonra dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün önüne bir şema geldi. Bu şemada bugün Ergenekon'dan tutuklu olan ve tutuklanacak isimler bulunuyordu. Abdullah Gül, güvenlik güçlerine "açık talimat" verdi, "delillendirin" ded...

Tarih:

Danıştay saldırısından sonra dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün önüne bir şema geldi. Bu şemada bugün Ergenekon'dan tutuklu olan ve tutuklanacak isimler bulunuyordu. Abdullah Gül, güvenlik güçlerine "açık talimat" verdi, "delillendirin" dedi. O gün tertibin önemli bir adımı atıldı. Ancak bir nokta eksik kalmıştı. Uydurma delillerin soruşturmasını yürütecek bir savcının bulunması gerekiyordu. Geçen zaman içinde, aranan savcının nasıl bulunduğu basında çıkan yazılarla ortaya kondu. İşte Savcı Öz'ün bulunuş hikayesi...

17 Mayıs 2006 Danıştay suikastından hemen sonra Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı ve Terörle Mücadele Yüksek Kurulu Başkanı sıfatıyla Emniyet ve MİT yöneticilerini topladı. Bu bilgilendirme toplantısında Abdullah Gül'ün önüne bir şema geldi. İsmet Berkan'ın yazdığına göre, şemayı inceleyen Abdullah Gül, şu "açık talimatı" verdi:

"Bana anlattıklarınızı delillendirip savcıya da anlatın, hepsi yakalansın, yargılansın." (İsmet Berkan, Radikal, 4 Temmuz 2008)

"Açık talimat" terimi ile İsmet Berkan, çok önemli bir noktaya değiniyor. Çünkü bu cümleler, savcı veya polis müdürüne ait değil. O sırada Başbakan Yardımcısı sıfatını taşıyan Abdullah Gül'e ait. Üstelik İsmet Berkan yazısında, Başbakan Yardımcısı olan bir kişinin, "Delillendirip savcıya anlatın" demesinin, "delil uydurun" anlamına geldiğine de işaret ediyor.
Abdullah Gül tarafından verilen talimatta, önemli bir nokta da talimatın yalnız delil bulmaya yönelik değil, aynı zamanda savcı bulmaya da yönelik olması. En sonunda uydurulmuş suçlamalarla soruşturmayı yürütecek olan "savcı" da bulundu. İsmet Berkan'dan dinleyelim:

"Danıştay saldırısı ile çok sonra İstanbul'da başlayacak olan Ergenekon soruşturması arasında somut bir bağlantı kurulamıyordu. (…) Nasıl olduysa İstanbul'da Zekeriya Öz isimli bir savcı bulundu. (…) Bütün bunların 2003 sonu 2004 başında yaşanan darbe girişimleriyle bağını keşfetti." (İsmet Berkan, Radikal, 4 Temmuz 2008)

Savcı Zekeriya Öz'ün nasıl bulunduğunu gelişmeler gösterdi. Savcı Öz, "uydurduğu delillerle" kendi bulunuş nedenini de ortaya koydu: 2006 yılında gerçekleşen Danıştay suikastı ile iki yıl önceki sözde "darbe girişimleri" arasındaki "bağı keşfetmek". Oysa 'Abdullah Gül ve ismi belirtilmeyen bir hükümet yetkilisi', Danıştay suikastı ile darbe girişimleri arasında bağ kurduklarını Hasan Cemal'e daha 2007 yılında anlatmışlardı:

"Hükümet olarak vakıfız ne olup bittiğine… Tabi sivil ayağı da var cuntasal kalıntıların… Birkaç emekli büyükelçi, akademisyen…" (Hasan Cemal, Milliyet, 4 Mayıs 2007)

"Bulunan savcı"nın CIA ile buluşturulduğu haberi de yine basında yer aldı.

Fatih Altaylı, Savcı Zekeriya Öz'ün El Kaide soruşturmasında CIA ekibiyle görüşmeler yaptığını belirtti ve bu görüşmeden sonra Ergenekon savcılığına getirildiğine dikkat çekti.

Savcı Öz'ün, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın denetimi dışında çalıştığı haberleri de gazetelerde sık sık yayımlandı. Örneğin Hürriyet gazetesinin 2 Mart 2008 tarihli haberine göre İşçi Partisi yöneticilerinin gözaltına alınması konusu Savcı Zekeriya Öz tarafından üç kez İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in önüne götürülmüş, ancak reddedilmişti.