Tekel işçilerinin 78 günlük mücadelesinin ilk etabı, büyük bir başarıyla sonuçlandı. Şimdi mücadele yeni bir döneme girdi.
Elde edilen başarının nedenlerini kısaca hatırlamak önemlidir. Çünkü gelecekte ulaşılacak olan nihai başarının ipuçları, arkada kalan bu mücadele içinde vardır.
HAKLI ZEMİNDE MÜCADELE
Tekel işçilerinin mücadelesi haklı zeminde mücadele etmenin büyük gücünü gösterdi. İşçiler kölelik yasasına karşı mücadele ederken sadece kendileri için değil, bütün millet için mücadele ettiler.
Kazanılmış haklarının mücadelesini verirken Tekel işçileri, gerçekte hukuk devletini savundular. Hukuk devletinin herkesin temel ihtiyacı olması gerçeği, eylemi en başından sağlam bir zemine oturttu.
Ayrıca işçilerin 78 gün boyunca hiç kimseyi rahatsız etmeyen, Anakara halkını kazanmaya özen gösteren ve bazı grupçukların eylemi, haklı zemininden uzaklaştırmaya hizmet eden davranışlarına izin vermeyen tavırları da, eylemi haklı zeminde güçlü kıldı.
BÜTÜN MİLLET BİRLEŞTİ
Tekel işçileri bütün milleti birleştirdiler.
İki anlamda bütün milletin birleştirilmesinden söz ediyoruz. Edirne’den Van’a bütün millet, Tekel işçilerinin arkasında sımsıkı kenetlendi. Ayrıca Sakarya meydanındaki Tekel işçileri Diyarbakır, Bitlis, Muş, Samsun, İzmir, Aydın, İstanbul’dan gelmişlerdi.
Yani bizzat kendileri bütün milletin birliğinin ifadeleri idiler. AKP açılımlarıyla milleti böldü, Tekel işçisi ise mücadelesi ile milleti birleştirdi.
İkinci olarak Tekel işçileri AKP hariç sağdan sola bütün siyasi yelpazeyi bir araya getirdiler. CHP’den MHP’ye, DSP’den BDP’ye Meclisteki bütün siyasi partiler ile İşçi Partisi’nden TKP’ye kadar Meclis dışındaki bütün Partiler, Tekel mücadelesinin arkasında saf tuttular.
Herşeyi bir yana bırakalım sadece bu olgu bile Tekel işçilerinin neden kazandığını açıklar.
EMEK ÖRGÜTLERİNİN BİRLİĞİ
Tekel işçileri, siyasi partiler dışında milletin bütün örgütlü güçlerini de birleştirdi. Her şeyden önce altı emek konfederasyonunun bir araya gelmesi tarihi bir adım oldu.
Gerçekte AKP yanlısı olan Hak-iş ile Memur-Sen’in diğer dört emek konfederasyonu ile yan yana gelmek zorunda kalması, Tekel işçilerinin haklı mücadelesinin gücünü gösterir.
Ayrıca bütün demokratik kitle örgütleri ve meslek odaları da Tekel işçilerinin yanında yerlerini aldılar.
EMEKÇİ – AYDIN BİRLİĞİ
Türkiye’de son onbeş yıllık dönemde iki ayrı kanaldan gelişen halkın mücadelesi, Tekel işçilerinin eylemleriyle birlikte tek bir mecrada birleşti.
İlk başlarda Cumhuriyet Devrimi’nin kazanımlarının korunması için başlayan, bugün ise yeniden Cumhuriyet Devrimi talebi ile devam eden ulusal hareket ile emekçi hareketi bugün artık kolkoladır, omuz omuzadır.
Bu gelişmeyle birlikte Türkiye Devrimi’nin altın anahtarı bulunmuştur.
NE YAPMAK GEREKİR
Elbette her şeyden önce şimdiye kadar başarının yakalanmasını mümkün kılan politikaların sıkı sıkıya takip edilmesinde ısrar etmek gerekir. Danıştay’ın verdiği karar ile yeteri kadar zaman kazanıldı. Bu zamanı iyi değerlendirmek, nihai başarıyı getirecek eylem planlamasını özenle yamak önümüzdeki görevdir.
Bu anlamda emek konfederasyonlarının 26 Mayıs için almış olduğu Genel Eylem kararı son derece isabetli olmuştur.
Tekel işçileri bir Nisan günü Ankara’ya gelecekler ve bir gün kalacaklar. Ardından Sayın Türkel’in deyimiyle her AKP toplantısında kendilerini hatırlatacaklar. 1 Mayıs bu yıl bütün ülke çapında emekçilerin taleplerinin daha büyük bir coşku ve katılımla dile getirildiği kutlamalara sahne olacak.
Bütün bu gelişmelerin ardından gelecek Genel Eylem, iyi bir hazırlık ve örgütlemeyle son derece etkili olacaktır. Ve ayrıca gelişmelere göre bu eylemin süresiz bir Genel Greve dönüşmesi olanağı da emekçilerin elini güçlendirecektir.
“YIKILSIN AKP”
Tekel işçileri 78 günlük mücadele içinde şu gerçeği bütün çıplaklığı ile gördüler. AKP iktidarı emekçi düşmanıdır. En temel emekçi haklarının elde edilmesi, korunması AKP iktidarı işbaşında olduğu müddetçe, her zaman tehdit altındadır.
AKP yıkılmalıdır ve halka hesap vermelidir. Emekçi hareketi bugün gelinen aşamada artık bu temel talebi dillendirmektedir.
Emekçinin hakkını aldığı, işsizliğin olmadığı, halkçı devletçi ekonominin uygulandığı bir Türkiye için AKP’den kurtulmak şarttır.
PARTİLEŞMEK
Tekel işçileri bugüne kadar başarıyla gelen mücadeleleri içinde, doğru bir siyasal önderliğin önemini kendi pratiklerinde gördüler.
İşçi sınıfının Öncü Devrimci Partisi, bu süre içinde izlediği politikalar, Türkiye çapındaki örgütünün mücadelesi ve yarattığı olanaklar ile Tekel işçilerinin mücadelesinin başarıya ulaşmasında önemli bir rol oynadı.
Tekel işçisi, Öncü Devrimci Partide örgütlenmenin önemini bu mücadele içinde gördü. Çok sayıda işçi, Parti’ye üye oldu. Birçok işçi, döner dönmez ilk işinin, bulunduğu yerde Parti örgütünü kurmak olduğunu söyledi.
Tekel mücadelesiyle İşçi sınıfı; “kendiliğinden sınıf olmaktan, kendisi için sınıf olamaya doğru” büyük bir sıçrama gerçekleştiriyor.
mbgultekin@ip.org.tr