YÜZLERCE YURTTAŞ, SANATÇILAR, YAZARLAR VE GAZETECİLER SİLİVRİ'DEYDİ

Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen yüzlerce yurttaş ve aralarında biliminsanları, sanatçılar, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu yurtsever aydınlar Silivri Cezaevi’nde Ergenekon tertibini protesto ettiler.

Tutuklu sanıkların taleplerinin alındığı duruşmada

Tarih:

Türkiye’nin çeşitli illerinden gelen yüzlerce yurttaş ve aralarında biliminsanları, sanatçılar, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu yurtsever aydınlar Silivri Cezaevi’nde Ergenekon tertibini protesto ettiler.

Tutuklu sanıkların taleplerinin alındığı duruşmada İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, “Delil poşetlerine dışarıdan atılan 4 tane CD var. Bunlar Mehmet Ali Pekgüzel‘in elyazısı talimatıyla torbaya atılmış. Mehmet Ali Pekgüzel hakkında, dosyaya imal edilmiş CD atılması nedeniyle soruşturma açılmasını talep ediyorum” dedi.

Perinçek, İşçi Partisi Genel Merkezi’nde yapılan aramanın kanunsuz olduğuna hükmeden Ankara 240. Asliye Ceza Mahkemesi kararına dikkat çekti. İşçi Partisi’nden ele geçirilen bin 78 yoğun disk, belge ve 16 bin telefon dinlemesinde bir suç unsuru olmadığını anlatan Perinçek,şunları söyledi:
“Delil poşetlerine dışarıdan atılan 4 tane CD var. 4 CD arama tutanaklarında da yok.
NATO’ya saldıracakmışız, Yargıtay’a saldıracakmışız… Bunlar Mehmet Ali Pekgüzel’in elyazısı talimatıyla torbaya atılmış. Ben savunmam sırasında bunları söylediğimde Pekgüzel’den ses çıkmadı. Ne zaman ki Nusret Senem, el yazısının araştırılmasını istedi o zaman Pekgüzel, ‘sehven iddianameye konulmuş’ dedi. Sehven ne demek, bu dava sehven, bu davanın her şeyi sehven… Dava dosyasına, torbaya delil imal
edip atmak suç değil mi? Kendisi el yazısıyla yazdığını itiraf etti. Bu konuda araştırma yapmayacak mısınız? Mehmet Ali Pekgüzel hakkında, dosyaya imal edilmiş CD atılması nedeniyle soruşturma açılmasını talep ediyorum.”
Perinçek, Tayyip Erdoğan’ın Ergenekon davasıyla ilgili “Ergenekon’un savcısıyım” ve “içeri tıktık” açıklamalarını mahkemenin dikkatine sundu. Perinçek, “Savcı kürsüsüne bakıyoruz Tayyip Erdoğan, hâkim bölümüne bakıyoruz Tayyip Erdoğan. Ben tıktım içeri diyor. Siz eğer hâkimseniz buna tepki gösterirsiniz. Ama siz hep boyun büküyorsunuz” diye konuştu. Türkiye’de son 40 yılda 11 seçim olduğunu ve bunların 8’inde hapiste olduğunu anlatan Perinçek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye seçime gidiyor ve ben üç yıldır cezaevindeyim. İşçi sınıfının iktidarını savunduğum için, emekçi halkın iktidarını savunduğum için, bağımsızlığı savunduğum
için hapisteyim. Nasıl demokrasi bu? Sevsinler demokrasinizi.”
Tayyip Erdoğan’ın dava ile ilgili açıklamalarını CD’de mahkemeye sunan Perinçek,
“Yargıçlar olarak alın bu kasetleri saklayın. İleride savunma delili olarak kullanırsınız. Bu tutuklamaları biz yapmadık, Erdoğan yaptı dersiniz” biçiminde konuştu. Perinçek, Mahkeme Başkanı Hasan Hüseyin Özese’nin uyarısı üzerine, “Bir ruh haline girmişsiniz, Tayyip Erdoğan deyince kendinizi siper ediyorsunuz” dedi.
Ergenekon ana davasının 173. duruşmasına katılan sanatçılar, aydınlar ve gazeteciler, Ergenekon tertibiyle tutuklanan yurtsever aydınlara destek olmak için Silivri Cezaevi önünde basın açıklaması yaptılar. Açıklamaya katılan yüzlerce yurttaş “Kahrolsun Amerikan Emperyalizmi”, “Perinçek çıkacak hesap soracak” sloganları attı. Erol Bilbilik (Emekli Binbaşı-Yazar),Ümit Ülgen (USTKB Dönem Sözcüsü), Halil Nebiler (Gazeteci)’in de aralarında bulunduğu izleyiciler, Aydınlık’a tepkilerini dile getirdiler.

İşte onlardan satırlar:

Muazzez İlmiye ÇIĞ (Sümerolog)
Yüreğim çok yanık. Üzülüyorum. Buraya gelemediğim zaman evde moralim
bozuluyor. Bu suçsuz insanların neden içeride tutuyoruz diye, neden hürriyetleri
ellerinden alınıyor diye çok üzülüyorum.

Ataol Behramoğlu (Şair)
Bu duruşmaya ilk defa gelmiyorum. Ülkem adına utanç duyuyorum. Doğu Perinçek’in
savunmasını dinlerken düşündüm. Kürsüdeki yargıçların yerinde olmak istemezdim. Onlar adına utanç duyuyorum. 12 Eylül mahkemeleri karşı devrimin mahkemeleriydi. Bu mahkeme de sivil darbenin mahkemeleridir. Bu mahkemeler sivil darbe durdurulduğunda son bulacak.

Yalçın Küçük (Yazar)
Davada önemli bir noktaya gelindi. Mehmet Ali Çelebi bütün bunların ‘çakma’ olduğunu gösterdi. Doğu Perinçek mükemmel bir konuşma yaptı. Bu arkadaşlarımız
burada tutuluyor. Arkadaşlarımız savcı durumuna geldi. Mahkemeyi yargılıyorlar. İlk defa garip bir mahkemeyle karşı karşıyayım. Bu garip bir durum. Bu mahkemelerin kurulmasındaki amaç, bu karanlık iktidar heveslilerinin sonunun geldiğini gösteriyor.

Orhan Karaveli (Gazeteci-Yazar)
Türkiye tarihinin en önemli dönüm noktasına gelmiştir. Demokrasi tarihimizin en önemli seçimlerine adım adım yaklaşıyoruz. 11 Haziran seçimleri bu mahkemeleri ortadan kadıracaktır ve hepimiz rahat bir nefes alacağız.

Günseli Başar (Eski Avrupa Güzeli)
Hiç hak etmeyen insanların içerde olması hepimizi üzüyor. Vatansever insanlar içeride ama Hizbullahçılar maalesef serbest bırakılıyor. Bu Türkiye için gerçekten
büyük bir acı.

Bedri Baykam (Ressam)
Defalarca geldiğim Silivri’de yine Doğu Perinçek’ten tarihi bir savunma dinledim. Bu aslında savunma değil. Gerçeklerin açık bir tespiti demek daha doğru olur. Sayın Perinçek, davanın çelişkilerini, tutarsızlıklarını ve içine düştüğü açmazları çok iyi dillendirdi. Davanın, nasıl ‘iktidar davası’ olarak yürüdüğünü ve bağımsız yargı ile alakası kalmadığını yine kanıtladı. Hepsinden önemlisi izlemeye gelen aydınlara ve Cumhuriyetçi demokrat halk kesimine verdiği moral ve dimdik ayakta duruşu çok önemliydi.

Kurtul Altuğ (Gazeteci)
Çok tarihi bir gün yaşıyoruz. İlk defa bir mahkeme başkanı Doğu Perinçek karşısında
bocaladı ve kendimi savunmak durumundayım dedi. Bir yargıcın kendini savunmak durumunda olması adalet olabilir mi? Türkiye’de adalet bitmek üzere. Cumhuriyet elden gidiyor. Cumuriyet’i savunacakolanlar içerideki ‘gençler’. Doğu Perinçek ve arkadaşları mümkün olduğu kadar bu işi yapmaya çalışıyorlar. 60 yıllık meslek hayatımda ilk defa böyle bir yargılama gördüm.

Sönmez Targan
(68’liler Birliği Vakfı Başkanı)
Önce bir tespit yapmakta yarar var diye düşünüyorum. Ben bu mahkemelerden
şikayetçi değilim. Bu mahkemeler Türkiye Cumhuriyeti’nin mahkemeleri değil, Amerikan emperyalizminin ısmarlama işgal mahkemesidir. Faşizmden de şikayetçi değilim. Faşizm bir sınıfsal olgudur. Buna karşı savaş verilir. Artık şikâyet zamanı değil savaş zamanıdır. Ta ki bu AKP iktidarı tarihin çöplüğüne atılına dek hepinizi savaşa davet ediyorum.

Hüseyin Çobanoğlu
(TGB İstanbul İl Başkanı)
Nasıl içerde kararlılıkla gericiliğe karşı mücadele ediliyorsa biz de dün Erzurum
yollarında o gericiliğin üzerine yürüdük. Tayyip Erdoğan’ın emriyle 20 saatlik
Erzurum yolu 40 saate çıktı. 10 kez önümüzü kestiler. Bomba ihbarı gerekçesiyle
de aradılar. Koyun hırsızlığı gerekçesiyle de… Gericilik bizim üstümüze 1 adım yürürse biz onun üzerine iki adım yürüyeceğiz. Bu kararımızı haykırıyoruz. Biz de bomba yok. Ama Tayyip Erdoğan’lar Türkiye’nin altına dinamitler döşüyorlar.
Türkiye bu karanlıklardan büyük çözümlerle kurtulacak. O dinamitler de Tayyip Erdoğan’ların ellerinde patlayacak.