Uluslararası İlişkiler Bürosu Başkan Yardımcımız ve Merkez Karar Kurulumuz Üyesi Yunus Soner, İdlib'de Suriye ordusunun ilerleyişine karşılık Türkiye ile gerilime yol açan durum değerlendirmesi için Sputnik'e bir demeç verdi. Soner, açıklamasında şunları söyledi:
‘İDLİB DÜĞÜMÜ TÜRKİYE’Yİ ASTANA’DAN UZAKLAŞTIRIYOR MU?’
Suriye'deki muhalif gruplar ile hükümet yetkililerini 29-30 Ocak'ta Rusya'nın Soçi kentinde bir araya getirecek Ulusal Diyalog Kongresi'ne bir kaç hafta kala İdlib bölgesi, Astana Zirvesi'nin üç garantör ülkesi olan Rusya, Türkiye ve İran arasında gerginliğe sebep oldu.
Suriye hükümet güçlerinin İdlib'deki operasyonlarını, Astana Zirvesi'nde uzlaşılan gerginliği azaltma bölgesi sınırlarının "ihlali" olarak değerlendiren Türk Dışişleri, Rusya'nın Ankara Büyükelçisi Aleksey Yerhov ile İran'ın Ankara Büyükelçisi Muhammed İbrahim Fard'ı bakanlığa çağırdı. Konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtlayan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu "Suriye'de rejim, Nusra bahanesiyle ılımlı muhalifleri vuruyor, bu tutum siyasi çözüm sürecini baltalar. Soçi'de bir araya gelecek kesimler bunu yapmamalı" ifadelerini kullandı.
Vatan Partisi Merkez Karar Kurulu üyesi ve Uluslararası İlişkiler Büro Başkan Yardımcısı Yunus Soner, konuyu Sputnik’e değerlendirdi…
‘TÜRKİYE ESAD KARŞITI ÖRGÜTLERE DESTEĞİ KESMELİ'
Astana sürecinin başta Türkiye ve Suriye olmak üzere Rusya ve İran'da kapsayacak şekilde bölge ülkelerinin güvenlik ve istikrarı için son derede önemli olduğuna işaret eden Soner "Bu ülkelerin güvenlik, istikrar ve toprak bütünlükleri ihtiyacı var olduğu süreci Astana Süreci geri dönülemez bir süreçtir. Bu sürecin iptali söz konusu olamaz. Ancak çeşitli taraflarda, bu süreci hızlı ve etkin bir şekilde yürütmek konusunda tereddütler var. Türkiye'nin hala Suriye ile resmi ilişki kurmaması büyük eksiklik. Türkiye, ABD'nin Suriye'nin kuzeyinde oluşturduğu bir bölgeye karşı mücadele ederken; bu mücadeleyi Suriye hükümetiyle eş güdüm veya en azından iletişim halinde yürütmüyor. Türkiye bunu yapmalı; Rusya ve İran ise acilen bu tarafların iletişimini sağlamalı" dedi.
Suriye hükümetini devirmeyi hedef alan örgütlerin dolaylı olarak ABD ve ‘ABD güdümlü PYD'ye hizmet ettiğine işaret eden Soner "Bu sürecin sonunda Astana süreci başarısız olmayacak; ancak küçük hesaplar peşinde olan taraflar kaybedecektir. Türkiye'nin, ABD'nin Astana sürecini sabote etmek için kullanacağı yerel unsurlara karşı çok dikkatli olması gerekiyor.
Esad karşıtı bazı grupların Astana sürecini sabote etmeye çalıştığını biliyoruz.
Bu gruplar, hem fiilen PKK ve PYD'ye hizmet ediyor hem de Türkiye-Suriye-İran-Rusya iş birliğine zarar vererek Türkiye'nin bütünlüğünü hedef alıyor. Ankara'nın bu konuda dikkatli olması ve Suriye hükümetiyle derhal masaya oturarak Astana sürecini kararlılıkla devam etmesi şart" dedi ve şöyle devam etti:
"Ankara, Suriye'deki silahlı örgütleri desteklerken şunu sormalı:
Bu örgütler, Suriye'nin toprak bütünlüğüne ve milli bütünlüğüne karşı mıdır?
Birinci meselesi Esad hükümetini devirmek veya etki alanını daraltma peşinde olan örgütler, dolaylı olarak Batı etkisinde ve PYD'ye fayda sağlayacaktır.
Suriye'de üzerinde etki sahibi olan örgütleri, Suriye'nin bütünlüğünü korumak ve başta ABD gibi işgalci kuvvetlere karşı mevzilenmek konusunda yönlendirmelidir."