YOL HARİTASI ATLANTİK ÖTESİNDEN

Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Parlamento Dışı Sol ve Kürt Açılımı" isimli yazı dizisi kapsamında Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Bedri Gültekin ile yapılan röportaja da yer verildi. 22 Eylül 2009 günü yayımlanan aşağıda okuyabilirsiniz.

İşçi Partisi Gene...

Tarih:

Cumhuriyet gazetesinde yayımlanan "Parlamento Dışı Sol ve Kürt Açılımı" isimli yazı dizisi kapsamında Genel Başkan Yardımcımız Mehmet Bedri Gültekin ile yapılan röportaja da yer verildi. 22 Eylül 2009 günü yayımlanan aşağıda okuyabilirsiniz.

İşçi Partisi Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin ‘açılım’ın asıl sahibinin ABD olduğunu savundu: "YOL HARİTASI ATLANTİK ÖTESİNDEN"
- AKP’nin Kürt sorununun çözümü için formülleştirdiği “Demokratik açılımı” nasıl değerlendiriyorsunuz. AKP’nin demokratik açılım projesi, Kürt sorununa çözüm olabilir mi?
AKP Kürt sorununun çözümüne ilişkin olarak “demokratik açılım”ın içeriği net değildir. Türkiye, bu “açılımın” içeriğini yaklaşık iki aydır tartışmaktadır. Çünkü “açılımın” esas sahibi olan ABD, bu konudaki görüşlerini ayrıntılı bir şekilde açıklamıştır. ABD’nin Dışişleri uzmanlarından David Philips, 2007 yılında Bush yönetimine sunduğu raporda sorunun çözümüne ilişkin ABD görüşlerini açıkladı. Aynı şekilde geçen şubat ayında ABD Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Masası’nda görevli Kürt uzmanı Henry Barkey konu ile ilgili olarak hazırladığı raporu, Barack Obama yönetimine sundu ve bugün AKP’nin Türkiye’ye tartıştırdığı çözüm önerilerini bu raporda açıkça yazdı. Obama da 6 Nisan’da TBMM’de yaptığı konuşmada bugün tartıştığımız açılımların hepsini birer birer saydı. ABD Büyükelçisi ise kapı kapı dolaşarak açılımı desteklediğini söylüyor. İçeriğine dair bir şey söylenmeyen “açılımı”, ABD büyükelçisi nasıl oluyor da destekliyor? Kısacası bugün, AKP’nin değil ABD’nin açılımını tartışıyoruz.

Çözüm toprak reformunda
- Partiniz Kürt sorununu nasıl tanımlıyor ve çözüm önerileri nelerdir?
Mehmet Bedri Gültekin - Kürt sorunu demokratik haklar açısından esas olarak çözülmüştür. Ama Kürt sorunu, bugün başta ABD olmak üzere emperyalist devletlerin bölgemize yönelik planların bir aracı olarak önümüzdedir. Tamamen bu nedenden dolayı Kürt sorunu, tarihimizde olmadık ölçüde ülke bütünlüğüne ve milli birliğe yönelik bir tehdit boyutu kazanmıştır. Kürt sorununa çözüm her şeyden önce “tam bağımsızlık” politikasını uygulayarak ABD güdümünden ve AB kapısından kurtularak mümkündür. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir” anlayışı tarihseldir ve bilimseldir. Gönüllü birlik temelinde Türklerin ve Kürtlerin beraberce büyük bir millet olmaya doğru ilerlemeleri, hangi etnik kökenden olursa olsun tüm halkımızın çıkarına olan biricik politikadır. Ağalık, aşiret reisliği, şeyhlik gibi feodal kalıntıların tasfiye edilmesi, topraksız ve az topraklı köylünün topraklandırılması yoluyla, köylülüğün özgürleştirilmesi ve refaha kavuşması, sorunun çözümü yolunda atılacak en önemli adımlardan biridir. Serbest piyasa sisteminin bölücülüğüne son verilmeli, halkçı devletçi ekonomi politikası benimsenerek kamu eliyle yapılacak yatırımlarla bölgeler arası dengesizlikler giderilmelidir. Etnik farklılıklar ve inanç farklılıkları temelinde örgütlenmeler, ülkemizi Ortaçağ’ın parçalanmışlığına geri götürmenin yolunu açar ve gayri meşrudur. Kürt yurttaşlarımızın demokratik haklarının özgürce kullandıkları koşullarda etnik temeldeki örgütlenme ve silahlı bölücülükte ısrar edenlere karşı en kararlı tedbirler alınmalıdır. Irak’ın toprak bütünlüğü Türkiye’nin toprak bütünlüğüdür. Türkiye Irak’ın toprak bütünlüğüne yönelen tehditlere karşı aktif tavır almalıdır. Suriye ve Irak başta olmak üzere, İran ve Azerbaycan ile bütün alanlarda ilişkiler geliştirilmelidir. Kürt sorununda köklü çözüm Atatürk’ün Bölge Merkezli Dış Politikası’nın bugüne uyarlanması olan “Batı Asya Ulusal Devletler Topluluğu” politikasını hayata geçirmekle mümkündür. Türkiye, çürüyen ve çöken Batı uygarlığının bir parçası değildir. Türkiye, kendisine karşı düşmanca faaliyetler içinde olan Atlantik ittifakının peşine takılmaktan vazgeçmeli, yükselen Avrasya uygarlığı içindeki yerini almalıdır.

- Siyasetin sağında ve solunda birçok aydının “Açılım Türkiye’yi böler” kaygısı gerçekçi midir?
Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi ile Fas’tan Orta Asya’ya kadar 24 Müslüman ülkenin sınırlarını değiştirmeyi amaçladığı bir gerçektir. Irak ve Afganistan bu amaçla işgal edildi. Şimdi ise öncelikli hedef Türkiye’dir. Türkiye içerden kuşatılmıştır ve birbiri peşi sıra gelen açılımlarla hedeflenen milli direncin kırılmasıdır. Amerika, Irak’tan askerlerini çekeceği 2011 öncesinde Türkiye’yi etnik temelde yeniden yapılandırarak ve Irak’ın kuzeyinde kurduğu devleti Türkiye’nin himayesine aldırarak çıkarlarını güvence altına almak istemektedir. Önümüze konan “açılım paketi”nin arkasında yatan gerçek, ABD’nin çıkarlarını koruma planıdır. Sözümona “demokratik açılım” ile Türkiye’nin yaşadığı sürece bakınız. Etnik ayrışma derinleşmekte, televizyon ekranlarından küçücük çocuklar düşman milletlerin mensuplarıymış gibi karşı karşıya getirilmektedir. Etnik temelde örgütlenmenin meşrulaştırıldığı bir süreçten birlik değil, bölünme çıkar.

- PKK’nin sürece bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?
PKK Öcalan’ın ağzından AKP’nin bu açılımını en başından beri “Cumhuriyetten bu yana gerçekleştirilen ve en az Cumhuriyet kadar önemli olan bir gelişme” olarak değerlendirdi. Söz konusu açılımda ABD, AKP, Fethullah Gülen ve PKK hep kol kola olmuşlardır.

- Çözüme yönelik “yol haritası”nın İmralı’dan gelmesi, süreci baltalar mı? Türk ve Kürt yurttaşların hassasiyetleri dikkate alındığında, Öcalan sürecin neresinde yer almalı? Sürece etkin olarak dahil mi edilmeli, yoksa tamamıyla dışında mı tutulmalı?
Gerçekçi olalım. Tartıştığımız konuda ne Ankara’dan ne de İmralı’dan gelecek bir yol haritası söz konusu değildir. Atlantik ötesinden gelen yol haritasına göre adımlar atılmaktadır. Türkiye Amerikan güdümünden ve AB kapısından kurtulmadan kendisine ait bir yol haritası çizme şansına sahip olamaz. Türkiye’yi etnik temelde yapılandırma bir emperyalist projedir. Bunu temel aldıktan sonra, üzerine “AKP” veya “İmralı Yol Haritası” etiketi yapıştırmak onu bu topraklara ait kılmaz.