Yazar Yılmaz Yunak, Ulusal Kanal Blogunda yayınlanan yazısında İşçi Partisi'ndeki yükleşisi değerlendirdi. Sayın Yunak yazısını aşağıda sunuyoruz.
Sonar Araştırma Şirketi’nin son yaptığı kamuoyu araştırmasında, İşçi Partisi’nin bir oy patlaması yaşadığı ve oylarını binde dörtlerden yüzde ikilere çıkardığı ortaya çıktı.
Ciddiye alınması gereken bir sıçrama!
Bu tespit, bu fakirin muhayyelesinde, Müslüman oyların hangi partiye gitmesi gerektiği, şeklinde bir soru oluşturdu.
Gerçekten; Müslüman oylar hangi partiye gitmeliydi?
***
Soruyu şöyle geliştirmek de mümkün:
Fakir fukaranın oyları hangi partiye gitmeli?
Vatansever oylar hangi partiye gitmeli meselâ.
Ya milliyetçi oylar?
Sakın bu oyların düzen partileri arasında bölüştürülmesi gerektiğini söylemeyin; zira bu fakir, bu sütunda yayınladığı onlarca çalışmada bunun böyle olmaması gerektiğini ortaya koydu.
Düzen partileri bu oylara layık değil!
***
Kuransal tespit şudur:
Mal ve nimetler, rızıklar, tüm ihtiyaç sahipleri tarafından eşit biçimde paylaşılmalı.
Kamuya ve toprak ağalarına ait topraklar, onları işleyecek kişiler adına tapuya bağlanmalı.
Memlekette aç ve işsiz kimse kalmamalı.
Kimse geleceğinden endişe duymamalı; kimse ite kopuğa muhtaç olmamalı.
Vatan, başta Seri Katil’e, AB’ye ve NATO Terör Örgütü’ne karşı korunmalı.
Halk, antiemperyalist ve vatansever çizgide buluşmalı.
Özelleştirmelere derhal son verilmeli; hatta özelleştirilen kurumlar devletleştirilmeli.
Sosyalist bir ekonomi, bugünlere münhasıran en azından kamucu yanı ağır basan bir karma sistem uygulanmalı.
Atatürkçülük tüm halk tarafından kutsal bir emanet gibi korunmalı.
Laiklik için gereken mücadele kararlı bir biçimde verilmeli.
Ordu, tekrar bu halkın ordusu olmalı.
Unutmayın; bu tespitler Kuransal tespitlerdir!
***
Şimdi bu konuştuklarımızın ışığında düzen partilerini gözden geçirin.
AKP bu kıstasa uymuyor; çünkü vahşi kapitalizmin cilalanmış ismi olan liberalizmi uyguluyor. Devlet müdahalesiz serbest piyasa ekonomisini uyguladığını açıkça beyan ediyor. Daha şimdiden kendi zengin sınıfını yarattı bile.
Son on yılda dolar milyarderi sayımız 6’dan 36’ya sıçradı!
Memlekette otuz milyon kişi açlık sınırında yaşıyor, milyonlarca kişi resmen aç, bir o kadarı da işsiz!
Bırakın Seri Katil’e, NATO Terör Örgütü’ne ve AB’ye karşı olmasını; onlarla adeta kucak kucağa!
Düşünebiliyor musunuz; dünyanın en büyük katiliyle Eşbaşkanlık çizgisinde birleşebiliyor!
Bugünlerde Gazze ile yatıp Gazze ile kalkmasına aldanmamak gerekir.
NATO Terör Örgütü Müslüman Libya’yı yerle bir ettiğinde, onlara lojistik destek sağlamaktan geri kalmamıştı.
Irak’ta 1.5 milyon Müslümanın kanı dökülürken kılı bir kıpırdamamış; hatta biz de o katil sürüsüne yardımcı olalım diye Meclis’e tezkere vermişti!
Bir başka Müslüman ülke olan Suriye’ye saldırdı saldıracak.
Emperyalizmle kucak kucağa olan ve liberal politikalarla halkın belini kıran AKP, Müslüman oyları kesinlikle hak etmiyor.
***
CHP de bu kıstasa uymuyor; çünkü artık sosyal demokrat vasfını dahi kaybetmiş durumda.
Özelleştirmelere hiç karşı çıkmadı.
Kamucu değil artık; o da liberalizmin peşine takılmış gidiyor.
Seri Katil’e karşı tam anlamıyla teslimiyetçi.
AB ile yatıp, AB ile kalkıyor adeta.
NATO Terör Örgütü’nden çıkmak aklının ucundan bile geçmiyor.
Ne yazıktır ki, içlerindeki birkaç cılız ses, onların bu hüviyetini değiştirmeye kafi gelmiyor.
Bölünme anayasası için hâlâ masada mesela!
Kemalizmin temel ilkelerini açıkça reddediyor.
Anayasadan ve milletvekili yemininden Türk ismini çıkarmaya bile razı!
Yoksullar için ortaya koyduğu herhangi bir projesi bile yok!
Bugünlerde derdi Seyit Rıza’ya itibarının iade edilmesi.
CHP’li sevgili dostlar alınmasın, ama ne yazık ki gerçek bu!
***
MHP ise tam anlamıyla bir alem!
Tabanı, ülkücüler mutlak vatansever; bundan asla kuşku duyulmamalı.
Peki, icraatı?
Hiçbir zaman kamucu olmadı.
Fakir fukara için ortaya koyduğu en ufak bir tezi bile yok.
Bırakın toprak devrimini, toprak reformu için bile söylenmiş tek bir sözü yok.
Seri Katil’e karşı bugüne kadar tavır aldığı görülmedi.
NATO Terör Örgütü’nden çıkmak onun da aklından bile geçmiyor.
AB için ise politikası belli; hâlâ bizi içlerine alacaklar umudunu koruyor.
Sevgili MHP’li vatansever dostlar alınmasınlar; ama ne yaparsınız ki gerçek bu!
***
BDP’yi konuşmaya bile gerek yok!
Emperyalizmin kucağında, oradan oraya savrulup duruyor.
Fakir fukara Kürtler için en ufak bir önerisi bile yok.
Özelleştirmeler umurunda bile değil!
Sözümona sosyalist geçiniyor; ama dünyanın en büyük katiliyle birlikte hareket etmekten, ondan medet ummaktan geri kalmıyor. Dünyanın hangi ülkesinde Seri Katil ile birlikte sosyalizm kurulmuş; böyle bir saçmalık olabilir mi!
Irkçı bir parti oldu çıktı.
Bu nedenle BDP’yi de eleyebiliriz…
***
Kuransal tespitler, Müslüman oyların hangi partiye gitmesi gerektiğini net olarak ortaya koymasa bile, hangi partiye gitmemesi gerektiğini berrak biçimde ortaya koyuyor.
Müslüman oylar, onu hak eden partiye gitmeli.
Kuran böyle söylüyor!
İşçi Partisi’ndeki bu anlamlı sıçrama bu bakımdan bir hayli manidar.
Kamucu, antiemperyalist, laik, Atatürkçü ve vatansever İşçi Partisi’ni dikkatli gözlerle izlemekte fayda var.
Fedailer artık fark ediliyor mu ne!
***
Peki, bu oylar hâlâ düzen partilerine gider ve onları yine iktidara taşırsa ne olur?
Bunun cevabını yine Kuran versin isterseniz:
“… Gerçek şu ki Allah, bir toplumun maruz kaldığı şeyleri, onlar iç dünyalarındakini değiştirmedikçe, değiştirmez. …” (Ra’d, 11)
Ve devam ediyor Kuran:
“Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır!” (Ra’d, 19)
Allah’a emanet olun…
Yılmaz Yunak
ulusalkanal.com.tr