Yeni dönem

163 komutanın tutuklanmasının ardından, sanık avukatları ne yapacaklarına karar vermek üzere 14 Şubat günü İstanbul Barosu’nda bir toplantı yaptılar. ‘Sözün bittiği yere gelindiğini, dolayısıyla bundan böyle artık savunma yapmayacaklarını’ açıkladılar.
İsta...

Tarih:

163 komutanın tutuklanmasının ardından, sanık avukatları ne yapacaklarına karar vermek üzere 14 Şubat günü İstanbul Barosu’nda bir toplantı yaptılar. ‘Sözün bittiği yere gelindiğini, dolayısıyla bundan böyle artık savunma yapmayacaklarını’ açıkladılar.
İstanbul Barosu Başkanı sayın Ümit Kocasakal’ın yaptığı açıklama ise bütün millete bir uyarı niteliğindedir. Kocasakal açıklamasında özetle; “Dünyanın en büyük Barosu’nun başkanı ve yöneticileriyiz. Ama artık bu saatten sonra bizim için bile bir hukuk güvencesi yoktur.”
Aynı gün CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da yaptığı açıklamada, ‘kanunsuz saldırının bir gün kendilerini de hedef alabileceğini ve o zaman iş işten geçmiş olacağını’ söyledi.
Kılıçdaroğlu’nun grup konuşmasında; “Nerede bu Ergenekon örgütü. Göstersinler de gidip üye olalım” demesi ise tertibin kamuoyu nezdinde iler tutar yanının kalmadığının göstergesiydi.
Bu açıklamalar önemlidir.

BİLİNÇ SIÇRAMASI
Kocasakal ile Kılıçdaroğlu’nun açıklamaları, bir gerçeğin toplumumuzun çok geniş bir kesimi tarafından kavrandığını, bilince çıkarıldığını göstermektedir.
Şimdiye kadar yaygın olarak söylenen şuydu. ‘Ergenekon’da kurunun yanında yaş da yanıyor. Suç işleyen birileri var. Onlar yargılanmalı. Ama yanlış olan hiçbir suçu olmayan kimi aydınların ve gazetecilerin de bu davaya dahil edilmesidir.’
Kılıçdaroğlu, Genel Başkan olduktan sonra, daha önce CHP milletvekillerinin düzenli bir şekilde Ergenekon davasını izleme uygulamasına son vermişti.
Hatta Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, “Hiç kimse CHP ile darbecileri yan yana gösteremez” diyerek Ergenekon davasında “darbecilerin yargılanmakta olduğu yalanını benimsemiş olduğunu itiraf etmişti.
Kılıçdaroğlu ise 15 şubat günü meclis grubunda yaptığı konuşmada Naziler döneminde yaşanan süreci bir papazın ağzından anlatan ünlü anekdotu anımsattı: “Beni almaya geldiklerinde itiraz edecek kimse kalmamıştı.”
Özetle Kılıçdaroğlu, Ergenekon soruşturması ile birlikte ortaya atılan darbe iddialarının, faşist darbe girişimini gizleme ve bütün muhalifleri temizlemenin örtüsü olduğunu söylemektedir.

“VARDİYA BİZDE”
İstanbul Barosu Başkanı Kocasakal, tutuklanan subayların avukatları, yakınları ve bizzat emekli Orgeneral Çetin Doğan tarafından dile getirilen “Artık hukuk bitti. Söz bitti’ şeklinde ifade edilen görüşler yeni bir döneme girdiğimizin kanıtıdır.
Bu gerçeği en yalın şekilde dile getiren Çetin Doğan oldu. Çetin Doğan “'sözün, adaletin bittiği yerdir' diyerek, artık avukatlarımızın cübbelerini çıkarmalarını isteyeceğiz. İstifa etmelerini isteyeceğiz. Bizler de 14 Martta başlayacak davada savunma yapmayacağız. … Bundan sonra halkımı kendime muhatap olarak alacağım, manifesto hazırlayacağım. İddianameyi ben hazırlayacağım. Neler yapıldığını, bu davayla ilgili ne çirkinlikler olduğunu ortaya koyacağım” dedi.
Çetin Doğan, artık mahkemede yapılacak bir şeyin kalmadığını, milletin doğrudan devreye girmesi gerektiğini söylemektedir.
Tutuklanan subayların eşleri de benzer açıklamalar yapmaktadırlar. Şimdiye kadar yargılama ile gerçeklerin ortaya çıkmasını beklediklerini ve seslerini çıkarmadıklarını, ama gelinen aşamada artık alanlara çıkacaklarını ilan ettiler.
“Vardiya bizde” dedikleri bir inisiyatif oluşturdular. 12 Şubat günü Beşiktaş’da caddeyi trafiğe kapatarak ilk eylemlerini gerçekleştirdiler. Türkiye bundan sonra subay eşlerinin ve yakınlarının daha çok eylemini görecek. Ve onlar bu eylemlerinde yalnız olmayacaklar.
19 Şubat günü emekli subay dernekleri ile tutuklanan subayların eşleri Anıtkabirde olacaklar. Bu eylemin kamuoyunun büyük desteğini göreceği kesindir.
Subay yakınlarının tepkilerinin aldığı bu yeni biçim, yeni bir döneme girdiğimizin çok önemli başka bir kanıtıdır.

DİRENME HAKKI
11 Şubat gecesi gerçekleşen tutuklamaların hemen ardından İşçi Partisi’nin ülke çapında gerçekleştirdiği protesto eylemi de adım attığımız yeni dönemin ruhuna uygundur. İşçi Partililer alanlara çıktıkları her yerde halktan büyük bir destek gördüler.
Yüzlerce yurttaş alanlarda İşçi Partililerle birlikte oldu.
İşçi Partisi’nin kanunsuz tutuklamalara anında gösterdiği tepkinin gördüğü olumlu tepki, halkımızın önümüzdeki dönem nasıl bir politika ve mücadele anlayışına destek vereceğinin ve nerede toplanacağını gösteriyor.
“Meşruiyetini kaybeden iktidara karşı direnme en büyük insan hakkıdır.”
İnsanlığın Demokratik Devrimlerle birlikte bilince çıkarıp temel hukuk kuralları arasına kattığı, bizde ise Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile birlikte hayat bulan bu ilkenin, şimdi yeniden geniş kitleler tarafından yüksek sesle haykıralacağı ve gereğinin yapılacağı bir döneme adım atıyoruz.
Kocasakal, Subay yakınları, Emekli Orgeneral Çetin Doğan ve İşçi Partililer; bu önemli gerçeği sözleri ve eylemleri ile ortaya koydular.