Yazar İrfan Yalçın: Aydınları İşçi Partisi'ne çağırıyorum

“Aydın önce kendi ülkesini, kendi halkını düşünecektir. Bir insan kendi ülkesini sevmiyorsa, kendi tarihine sövüyorsa bu insana ‘Aydın’ denebilir mi? Bence aydın önce kendi ülkesini sonra da dünyayı iyi tanıyan; ülkesinin sorunlarına çözüm getirmeye çalışan ve ör...

Tarih:

“Aydın önce kendi ülkesini, kendi halkını düşünecektir. Bir insan kendi ülkesini sevmiyorsa, kendi tarihine sövüyorsa bu insana ‘Aydın’ denebilir mi? Bence aydın önce kendi ülkesini sonra da dünyayı iyi tanıyan; ülkesinin sorunlarına çözüm getirmeye çalışan ve örgütünü ilk planda tutan kişidir.”

Yüksel Sarı
İşçi Partisi Muğla İl Başkanı

4 Haziran’da Ankara’da yapılan Öncüler Toplantısı’nda İşçi Partisi’ne katıldığını açıklayan 253 öncüden biri de İrfan Yalçın’dı. İrfan Yalçın’la aydının rolünü ve İşçi Partisi’ne neden üye olduğunu konuştuk.

Türkiye’nin çeşitli yerlerindeki öncüler 4 Haziran’da bir araya gelerek İşçi Partisi’ne katılma kararı aldılar. Siz de bu öncülerden biri olarak, neden İşçi Partisi’ni seçtiğinizi anlatabilir misiniz?

TÜRKİYE’NİN UMUDU
İRFAN YALÇIN: İşçi Partisi bugün Türkiye’de ahlakı, bilimselliği, cumhuriyet ilkelerine bağlılığı temsil eden tek partidir. Bu yönüyle bugün Türkiye’de bilinçli kişilerin, Türkiye’nin gerçek durumunu kavrayanların umudu-mutluluğu gibidir.

Bu bakımdan 4 Haziran’da Ankara’da yapılan toplantının, aydınların kendilerini ve Türkiye’yi açıklayabilecekleri bir örgütlenme ile sonuçlanması çok önemlidir. Bu toplantı sonucunda İP’ye katılımlarımız diğer aydınlara çağrı niteliği de taşımaktadır.

İP’yi çözümün adresi olarak gördüğünüzü belirttiniz. Sizce öncelikle hangi sorunların üzerine gidilmeli?

YALÇIN: Türkiye Atatürk ile birlikte bir akıl sürecini yaşamış; ancak onun ölümü ile birlikte onun yolundan ve ilkelerinden ayrılarak, emperyalist ülkelerin özellikle de Amerika’nın güdümüne girmiştir. Türkiye, 2. Dünya Savaşı’ndan sonra Amerika’nın uydurduğu, komünizme karşı reklamı yapılan Amerikan demokrasisinin kurbanı olmuştur. Açık kapılardan giren Soros ve benzeri kişiler, bazı (sözde) aydınlarımızı satın alarak Türkiye’ye düşman hale getirmişlerdir.
Bugün Türkiye, Amerikan’dan IMF’den kurtulup, Avrupa Birliği düşüncesinden de vazgeçerek, kendisine yeniden uygulatılmaya çalışılan Sevr’den bir kez daha kurtulmalıdır.
ABD’YE, IMF’YE VE AB’YE KARŞI OLAN TEK PARTİ İŞÇİ PARTİSİ
Sorun sadece IMF-AB ve Soros örneklerinde olduğu gibi dış kaynaklı mı?

YALÇIN: Biz Türkiye’nin çok zor durumda olduğunu söylüyorsak, çözüm yolunu da söylemek zorundayız. Çözüm için tek yol İP’de örgütlenmedir. Bugün Türkiye’nin düşmanı olan IMF’ye, Amerika’ya ve Avrupa Birliği’ne karşı olan tek parti İP’dir.
İşçi Partisi bu tutumu nedeniyle dış güçlerin işbirlikçiliğini yapan gazeteler ve televizyonlar tarafından görmezden gelinmek isteniyor. İşbirlikçi sermaye, kara paracılar ve hortumcular Türkiye’nin ekonomisini ele geçirmişler. Yayın organlarını kendi yönetimleri altına alarak Türk halkını birçok gerçekten habersiz bırakıyorlar.

AYDIN ÖNCE ÜLKESİNİ SEVECEK
Bu tablo karşısında aydınlar nasıl bir tutum takınmalılar?

YALÇIN: Önce “aydın”ın tanımını yapmamız gerekir. “Aydın” kendi ülkesindeki gerçekler kadar bütün dünyadaki gerçekleri de araştıran, izleyen ve sonunda da bir yoruma varan kişidir. Aydın önce kendi ülkesini, kendi halkını düşünecektir. Bir insan kendi ülkesini sevmiyorsa, kendi tarihine sövüyorsa bu insana “aydın” denebilir mi? Bence aydın önce yurdunu, sonra da dünyayı iyi tanıyan; ülkesinin sorunlarına çözüm getirmeye çalışan ve örgütünü ilk planda tutan kişidir.

Bugünkü koşullarda Türkiye’nin ihtiyacı nasıl bir iktidardır?

YALÇIN: Türkiye’de başa gelmemesi gereken kişiler ülkenin başındadır. Sorun sadece AKP değildir. Sorunu partisel olarak değil, sınıfsal olarak düşünmek gerekir. Meclisteki partiler AB’yi, ABD’yi, IMF’yi savunuyorsa bunların sınıfları bellidir. Bu sınıf işbirlikçilerin, kara paracıların sınıfıdır.
İP ise Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ilkelerine bağlı, tam bağımsızlığı savunan ve temel çelişkilerin farkında olan partidir. Gerek bilimsellik, gerekse ahlak açısından örnek bir parti olan İP etrafında bütün halkın ve aydınların birleşmesini umut ediyorum.

İRFAN YALÇIN KİMDİR?
1934 Zonguldak doğumlu. İlk ve ortaöğretimini Zonguldak’ta yaptıktan sonra İstanbul Üniversitesi’nde Fransız Filolojisini bitirdi.
Edebiyata şiir ve eleştiri yazılarıyla başladı. Zonguldak’taki maden işçilerini anlatan “Ölümün Ağzı” adlı romanını yazdı. Bundan sonraki romanlarında da, kendi deyimiyle, köşeye sıkıştırılmış insanların yaşamlarını anlatmaya devam etti. Yazarın eserleri arasında “Genelevde Yas”, “Pansiyon Huzur” gibi romanlarının yanı sıra “Aşağıdakiler” adlı tiyatro oyunu da yer alıyor.