Yavuz Donat hafızasına ne zaman kavuşacak?

155’E YAZILI ALO
Kıdemli gazeteci Yavuz Donat, yine bir ilk’e imza attı. 12 Ocak 2010 günü Sabah gazetesindeki köşesinden 155’e alo diyor. Telefon açarak değil, yazıyla. Böylece alo ihbara yazılı olarak başvuran ilk gazeteci oluyor. CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol ile...

Tarih:

155’E YAZILI ALO
Kıdemli gazeteci Yavuz Donat, yine bir ilk’e imza attı. 12 Ocak 2010 günü Sabah gazetesindeki köşesinden 155’e alo diyor. Telefon açarak değil, yazıyla. Böylece alo ihbara yazılı olarak başvuran ilk gazeteci oluyor. CHP İzmir Milletvekili Kemal Anadol ile yemek yiyeceğini bildiriyor. Yavuz Donat, ‘Bakın ben size kendim haber veriyorum. Sizin denetiminiz dışında bir şey yok’ demiş oluyor. Zaten Kemal Anadol ile “birbirlerine geçen yıldan sözleri var”mış. Yemeğin gündeminin, “Tayyip Erdoğan’ın özel tim’i” olmadığı gazete ilanıyla saptanmış bulunuyor.

HİÇ ŞAŞIRMAYIN
Bu arada Yavuz Donat’ın sabit ve gezgin telefon dinlenmesi, ortam dinlenmesi, herhangi bir terör suçu işlemesi olasılığına karşı iş ve ev telefonlarının dinlenmesi konusunda bir mahkeme kararı çıkmış ise, hiç şaşırmayın. Yargıtay’ı, Danıştay’ı, bilcümle tayları ve Genelkurmay’ı dinleyen “Gizli Karargâh”, Yavuz Donat gibi bir kıdemliyi unutmuş olabilir mi? Üstelik Demirel, Cindoruk ve Haberal’ın yakın dostu.

7 YIL ÖNCEKİ ÖZEL TİM
Donat’ın Kemal Anadol ile yemek konusu, kesinlikle “Tayyip Erdoğan’ın Gizli karargâh’ı ve Özel Tim’i” değil, hava cıva olmalı. Gerçi Kemal Anadol, Başabakanın yanıtlaması isteğiyle, TBMM Başkanlığı’na “Tayyip Erdoğan’ın Özel Tim’i” konusunda bir “kozmik soru” önergesi vermiş, ama bu yemeğin o soru önergesiyle ne ilgisi olabilir. Buna rağmen, insanlık hali, ya Kemal Anadol, o “kozmik” konuyu açarsa”? İyisi mi, Yavuz Donat, konuyu gazete sayfalarında açar ve soruşturma daha açılmadan kapanır. Daha doğrusu, Yavuz Donat, savcılara vereceği tanık ifadesini, gazete sayfalarından verir ve boş yere Beşiktaş Örgütünü de meşgul etmemiş olur.

YAVUZ DONAT MERDİVENDEN DÜŞMEMİŞ
Donat, gazeteden ilan ettiği ifadesinde, o kozmik konuyu “vallahi billahi unuttum” diyor. Yazdıklarının özeti bu. “Kemal Anadol, 7 gün önce yediği yemeği hatırlıyor mu ki, biz 7 yıl önceki yazıyı hatırlayalım” diye yazmış.

Yazıyı okuyunca, hemen bir telgraf çekelim diye davrandım, Donat ne de olsa en az kırk yıllık dostumuzdur. Hafızasını kaybetmesi beni gerçekten kaygılandırdı. Neyse avukatlardan araştırdım, merdivenden falan düşmemiş.

“MUHALEFETİN ‘ÖZEL TİM’DEN
BAŞKA MALZEMESİ YOK MU”
Yavuz Donat, çok sağlam mevziye girmiş. Nükleer silahlar bile işlemez. O kadar ki, “Tayyip Erdoğan’ın Özel Tim’i” konusunda, namlusunu muhalefete doğrultmuş. Kemal Anadol’un Partisini azarlıyor:

“İktidara muhalefet mi etmek istiyorsunuz? O kadar çok ‘malzeme’ var ki. Yeter ki siyasetçi ‘tembellik etmesin.’ …Eskiden muhalefet daha mı çalışkandı acaba? Bugün muhalefet etmek için, taa 7 yıl önce yazılan bir yazıdan ‘medet umulduğuna’ bakılırsa…”

“Taaa” sözcüğü hemen dikkat çekiyor. Üç tane aaa var. O üç a’yı öyle uzata uzata yerleştirmiş ki usta yazar, siz onu 333 a gibi okuyorsunuz. Böylece 7 yıl da 777 yıl olmuş. Konu, Murat Bardakçı’nın “Tarihin Arka Odası” programını ilgilendiriyor artık.

SİGORTALI MEVZİLER
Donat, CHP’nin ne kadar tembel olduğunu vurgularken, sigortasını da bir güzel yaptırmış oluyor. Zaten Tayyip Erdoğan da sık sık CHP’nin bu ülkeye tek bir çivi bile çakmadığını söylemiyor mu? “Özel Tim’i” olanlar her konuda her zaman haklıdır zaten. Özel Timi’ni kur, hakikati avucuna al. Hakikat nedir diye soracaksınız biliyorum, Sabah, Vakit, Taraf, Yeni Şafak, Bugün ve diğerlerinin yazdıklarıdır. Bütün kozmik hakikatler oralardan okunur. Çünkü hakikat servisi, hakikatin patronu olan Özel Tim’den geliyor.

“KOZMİK” SIRLAR GÜVENİLİR BELLEKLERDE
Öyle uzun yazılarda, işte çelişme diye gösterilecek cümleler bulmak kolaydır. Yavuz Donat, “kozmik” dediği konunun, aslında hiç de “kozmik” olmadığını altını çize çize ifade etmiş: “O dönemi hatırlayınız. Yolsuzluklar konuşuluyordu. Başbakan ‘yolsuzluğun damarına girdik’ diyordu. Ama ayrıntı vermiyordu.”

Meğerse, o yolsuzluklarmış, “Gizli karargâhlar ve özel timler” kurduran. İnşallah Tayyip Erdoğan okumuştur bu yazıyı. O okumasa bile istihbaratçıları rapor vermişlerdir. Fehmi Koru yazmıyor muydu geçende, istihbarata çok düşkündür diye. Yanlış anlaşılmasın, buradaki istihbaratçıların, Yavuz Donat’ın sözünü ettiği “Özel Karargâh” ile bir ilgisi yok.

Herkes, bir oh çekebilir, Donat’ın yazısından sonra. Tayyip Bey’in “Gizli Karargâhı”, “Özel Tim’i” ve o Tim’in “Yüksek operasyon kabiliyeti” konusundaki bütün sırlar güvenilir belleklerde.

“KOZMİK” YOLSUZLUKLARIN
KOZMİK ARAŞTIRMASI
Yavuz Donat, o “kozmik” dediği yolsuzlukların üzerine gidildiğini, ilgililerin “yargıya gönderildiklerini, hatta TBMM ve Yüce Divan süreçlerinin bile işletildiğini” yazıyor.

Bizim de hafızamıza bir şeyler oluyor galiba. Arkada kalan 7 yıla bakıyorum, Özel Karargâh’ın Yüce Divana veya yargıya gönderdiği bir vukuat gelmiyor hatırıma. Hangi yolsuzluğun üzerine gidilmiş, hani nerde Yavuz Donat’ın sözünü ettiği “Yüce Divan süreçleri”?

Deniz Feneri mi gönderilmiş yargıya, yoksa o tarihlerde Rahmi Koç’un diline düşen “Tayyip Erdoğan’ın 1,5 milyar doları” mı, bugün 10 milyar dolara yakın bir parayı kontrol ettiği saptamaları mı, yurtdışındaki özel kasaları mı, oğullarına aldıkları gemicikler mi (kağıttan değil, hakiki), Meclis’in çelik dolaplarında, dokunulmazlık zırhları altında muhafaza edilen yüzlerce yolsuzluk dosyası mı?

ALIN SİZE HUKUK
Yavuz Donat’ın işine yarar diye buraya özellikle kaydediyorum: Tayyip Erdoğan’ın “Gizli karargâh” ve “yüksek operasyon kabiliyetli Özel Tim” kurması, kesinlikle anayasaya manayasaya, hukuka mukuka uygundur.

Şimdi Vural Savaş kalkıp bir kamyon laf eder ve Mehmet Eminağaoğlu YARSAV Başkanlığı’nda kalsaydı suç duyurusunda bile bulunurdu. Bu gibiler ne hukuktan anlar, ne de gerçeklerden haberleri vardır. Tayyip Erdoğan’ı hâlâ başbakan sanıyorlar, oysa artık Potamya’daki halası bile biliyor ki, O “ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi’nin Eşbaşkanı”dır. Bizzat kendisi gerine gerine, tam 33 kez “Ben BOP Eşbaşkanıyım” demedi mi? Demedi mi, “Amerika bize bir görev verdi. BOP Eşbaşkanlarından bir tanesiyiz. Biz o görevi yapıyoruz.” Demedi mi: “Hani var ya, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi, işte biz o proje içinde Diyarbakır’ı merkez yapacağız.” İşte size hukuk!

Abdullah Gül söylemedi mi, yeni bir sistem yerleşiyor diye. Türkiye’de anayasa değişti, hukuk değişti diye. Kayıp trilyon madalyalı Abdullah Gül, 2 Nisan 2003 günü, o zamanki ABD Dışişleri Bakanı Powell ile “2 sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma yaptığını” bizzat söylemedi mi ? (Vatan, 24 Mayıs 2003)

Alın size anayasa! Hem de öyle yüzlerce sayfa, binlerce madde değil, 2 sayfa dokuz madde!

“2 SAYFA DOKUZ MADDELİK” YENİ ANAYASADA
NE YAZDIĞINI HÂLÂ ÖĞRENEMEDİNİZ Mİ
Hâlâ okumadınız mı, o “iki sayfa dokuz maddeyi”, orada ne yazıyor biliyor musunuz? O zaman bilmeden ne konuşuyorsunuz?

Hem de birinci maddesinde, ülkenin selameti için, “Operasyonel niteliği yüksek Gizli Karargâh ve Özel Tim” kurulur yazıyor. Hâlâ aklınız başınıza gelmedi mi! “Özel Tim” sizi ziyaret eder, evinize CD’ler, bahçenize bombalar, dolabınıza ıslak imzalı kağıtlar bırakır diye korkmuyor musunuz hâlâ! Daha dün Tayyip Erdoğan’ın “Özel Timi”nin bir generalin bütün sülalesinin evlerinde yaptırdığı aramaları izlemediniz mi televizyonlardan.

HUKUK TARİHİ “NOSTALJİSİ”
Yürürlükten kalkmış olan hukuka göre konuşalım biz de. Hukuk Tarihi dersi kapsamında.

“2 sayfa dokuz maddelik gizli anlaşma” yürürlüğe girmeden önceki Anayasanın yedi senede hızla küflenmiş sayfalarını çeviriyoruz. Hepsi Yavuz Donat gibi “Bir zamanlar maziye bak” diye tahassürle andığımız yasalara bakıyoruz, oralarda Başbakanlığa bağlı müsteşarlıklardan, genel müdürlüklerden falan söz ediliyor. Bunların hepsi artık Frenklerin “nostaljik” dedikleri türden kurumlar. Ama 2 sayfa 9 maddelik Anayasamızın “gizli karargâhları” “özel tim”leri, “yüksek operasyon kabiliyetli” faaliyetleri öyle mi? ABD’nin işgal ederek Irak’a götürdüğü demokrasiyi bile kıskandıran kurumlar bunlar. Hepsi Abdullah Gül’ün “yeni oturtuyoruz, alışacaksınız” dediği sistemin nimetleri. Üstelik 230 bin Amerikan askerine lüzum olmadan tıkır tıkır çalışıyorlar. Biz de Yavuz Donatları örnek alarak Allahımıza bin şükürler ediyoruz.

ÖZEL TİM DEMOKRASİYE 500 METRE MESAFEDE
Hukuk devleti ve demokrasi diye işte buna denir. Yavuz Donat yerini unuttuğu için artık gösteremez ama, “Gizli Karargâh”ın adresi, sonuna kadar demokratik. “Meclise yürüyüş mesafesinde”.

Öyle rap rap değil, özel lastik ayakkabıyla, ses çıkarmadan. Yürüyerek beş dakika!

Dünyanın neresinde demokrasiye beş dakikada ulaşabiliyorsunuz? Ayrıca sizin ulaşmanız lazım değil, “Gizli Karargâh” nasıl olsa Meclisin ensesinde. “Özel Tim” lerimiz, vatandaşa hiçbir zahmet bırakmıyor.

GİZLİ KARARGAH İLE
MECLİSİN ADRESLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİK
Habercilikte Yavuz Donat’ı dahi arkada bırakıyor ve şimdi size son dakika haberini bildiriyorum. Gizli Karargâh ile Meclisin adreslerinde değişiklik oldu. Eskiden Gizli Karargâh TBMM’ye beş dakika mesafede idi. Artık TBMM, Gizli Karargâh’a beş dakika mesafede. İki demokrasi kurumumuzun adresleri yer değiştirmiş. Meclisi bulmakta güçlük çekenlere adres tarifini veriyorum: Gizli Karargâh’tan çıkıp kıblenizi Washington’a çevirin, 500 metre sonra Meclisin kapısındasınız. Peki Meclisi bulabilmek için, önce Özel Karargâhı nasıl bulacağız? Sizin bulmanıza gerek yok artık, Özel Karargâh kadrosu beş yüz metre yürüyünce elleriyle koymuş gibi buluyorlar.

TÜRK DEVLETİNİN ADRESİNİ BİLEN VAR MI
Bu soruyu soracağınızı tahmin etmiştim. Onu da araştırdım. Artık hiç kimse bilmiyor o sorduğunuz adresi. Bazı ihtiyarlara rastlarsanız, size yıkık duvaraları gösteriyorlar. Dünya yeniden öküzün boynuzuna yerleştirilirken yaşanan büyük zelzelede o hale gelmiş.

YÜCE DİVAN SANDALYESİNE OTURACAKLARDIR
Herhalde hiç kimse dünyanın öküzün boynunda duracağı umudunu taşımıyordur.

Tayyip Erdoğanlar ve Abdullah Güller, o ABD’nin BOP Eşbaşkanlığı göreviyle Diyarbakırımızı Kukla Devlete “merkez yapma” fiillerini işledikleri, yabancı devletlerle Türkiye’yi hedef alan “2sayfa 9 maddelik gizli anlaşmalar”, imzaladıkları, Atatürk Devrimiyle kurulan millî devleti zorla ortadan kaldırmaya yönelik “Gizli Karargâh” ve “Özel Tim” örgütledikleri için kesinlikle yargılanacaklardır. Zaten boyunlarında, “Cumhuriyet Devrimini yıkmaya yönelik faaliyetin odağı” olduklarını hükme bağlayan Anayasa Mahkemesi kararıyla dolaşmaktadırlar. Bu Gizli Karargâh vb fiilleri, işte o suçun örgütsel boyutudur.

Bolu’da Cüneyt Zapsugillerin Tayyip Erdoğan adına, E. Korg. Altay Tokat’a, Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı TSK içinde gizli örgütlenmenin başına geçmesi ve 500-600 milyonluk “Gizli ödeneği” (örtülü ödenek olsa gerek) bu amaçla kullanması önerileri, telefon dinleme kayıtlarıyla saptanmış ve mahkeme dosyasına girmiştir (Birinci Ergenekon Davası, klasör 243). Bu amaçla izlenemeyen beş telefon alınıp gizli irtibatlar oluşturulduğu da dosyada bulunmaktadır. Tayyip Erdoğan’ın Beşiktaş Terör Örgütü aracılığıyla, Türk Ordusuna, Türk Yargısına, İşçi Partisi’ne, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve çeşitli yurtsever kurumlara karşı uyguladığı tertiplerin kanıtları da dağlar gibi yığılmıştır. Yazdığım Tayyip Erdoğan’ın Yüce Divan Dosyası ve Gladyo ve Ergenekon kitaplarında bu kanıtlar bulunmaktadır. Yenileri de yeni basımlarda eklenmektedir.

YAVUZ DONAT’I KUTLUYORUZ
Yavuz Donat’ı kutlarız. Özel Tim’le ilk tanışan gazeteci olduğu için değil, Özel Karargâh’ın tutanağını yazdığı için. Bugünler geçer, geçiyor, canını sıkmasın, Yakında o yazısıyla iftihar edecektir. Dostları onunla o yazı nedeniyle övünç duyacaklardır. Hayatının yazısıdır o 11 Temmuz 2003 günlü tutanak.

Ve elbette Yüce Divan, Sayın Yavuz Donat’ı çağıracak ve o “gizli karargah” ve Özel Tim nedir, bu “operasyonel niteliği yüksek kurumlar” hangi operasyonları yapmıştır diye soracaktır. O zaman Yavuz Donat, hafızasına çoktan kavuşmuş olacaktır.