2. Emek Kurultayı, dün İstanbul’da bulunan Petrol-İş Genel Merkezi’nde gerçekleşti. Yıllardır özelleştirmeye karşı mücadele eden Yatağan işçileri ile direnişteki Sütaş ve Nestle işçilerinin de katıldığı kurultay, Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinde şehit düşenler ile iş cinayetlerine kurban verdiğimiz işçiler için 1 dakikalık saygı duruşunun ardından başladı. İstiklal Marşı’nın da okunduğu kurultayda coşku hakimdi. Konuşmaların sık sık alkış ve sloganlarla kesildiği kurultayda açış konuşmasını Aydınlık Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Sabuncu yaptı.
‘SİYASETEN HESAP SORMALIYIZ’
Sabuncu’nun ardından kürsüye ev sahibi olan Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın çıktı. Öztaşkın konuşmasında emek mücadelesinin siyasallaşması gerektiğine vurgu yaptı. Hükümetin sendikal alana yönelik aldığı hak kaybına neden olan kararların siyasi kararlar olduğuna dikkat çeken Öztaşkın, bu kararların ancak siyasal bir tavır koyarak ortadan kaldırılabileceğini belirtti. “Siyaseten hesap sormamız gerekir” diyen Öztaşkın, “Umuyorum ki 2015 genel seçimleri, bu hesapların sorulduğu, haklarımızı elimizden alan bu iktidarın ortadan kaldırıldığı bir seçim olur” dedi. Üç oturumdan oluşan kurultayın 1. oturumunda özelleştirme ve taşeronlaştırmanın siyasal çözümü konuşuldu. CHP Eski Milletvekili Engin Ünsal’ın başkanlığını yaptığı oturumda İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Eski Çalışma Bakanı Yaşar Okuyan siyasal çözüm konusunda önemli değerlendirmeler yaptı.
ÜRETİM EKONOMİSİNİ İŞÇİ SINIFI KURACAK
İşçi Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, Turgut Özallardan Tayyip Erdoğanlara kadar uzanan borçlanma ekonomisinin sonuna gelindiğini, tek çözümün Üretim ekonomisini kurmak olduğunu söyleyerek şunları belirtti: “Üretim ekonomisini kim kuracak? Önümüzdeki soru budur. Gelsin hükümet olsun, Türkiye’yi bu Başbakan’dan kurtarsın. Üretim ekonomisini en başta işçi sınıfı kurar. Türkiye’nin işçi sınıfına muhtaç olduğu döneme geçiyoruz. İşçi sınıfı onun temsilcileri onun partisi, çiftçilerle, esnafla, zanaatkarla, yani alınteriylekendi sermayesiyle işletip hayatını kazananlar ve onlara katkıda bulunan sanayiciler, onlar sıcak para komisyoncularını tahtlarından indirecek, saltanatlarını yıkacak. Başta işçiler üretimde yer alan diğer sınıflar onlar bu tarikat rantçılarını Türkiye’nin alınterini okyanus ötesindeki dünyanın efendileriyle paylaşanları devirecek ve Türkiye’yi yeniden Atatürk’ün rotasına sokacak. Paranın giriş çıkışı kontrol edilecek, tarım desteklenecek, küçük ve orta sanayicileri destekleyeceğiz, gümrüklerimizi dikeceği, komşularımızla, İran, Irak, Suriye, Lübnan, Mısır, bize benzeyen bu mazlum ülkelerle işbirliğine gideceğiz. Hem güvenlik alanında terörün sonunu getirmek için hem de ekonomik alanda. Türkiye üretim ekonomisine geçecek. Türkiye’nin bölünme süreci bitmiştir. Şimdi önümüzde vatanı bütünleştirme süreci var.”
‘İŞÇİ SINIFI PARTİSİNİ İKTİDARA TAŞIMALIDIR’
Oturumun açılışını yapan Engin Ünsal, AKP’nin işçi sınıfından korktuğunu, sınıfın kendisine direnemeyecek hale gelmesi için iktidara geldiği 2002 yılından itibaren kendisine biat eden sendikalar yaratmaya çalıştığını belirtti. Sendikaların siyasallaşmasının engellenmesinin 1950’lerden sonra ABD’de eğitilen sendikacılar vasıtasıyla yapıldığına dikkat çeken Ünsal, Türkiye’de ücret sendikacılığı yaratıldığını söyledi . “Sendikalar siyasallaşmalıdır” diyen Ünsal, işçi sınıfının kendinden yana bir partiyi iktidara getirmek zorunda olduğunu ifade ederek, “İşçiler özgür ve onurlu bir yaşama sahip olmak istiyorsa siyasallaşmalıdır” dedi.
‘ALTERNATİF GÖSTERMEDEN ELEŞTİRMEK ANLAMSIZ’
Kurultayın 3. oturumunda Türkiye’nin ekonomik mecburiyetleri konuşuldu. Başkanlığını TEKSİF Sendikası Örgütlenme Daire Müdürü Asalettin Arslanoğlu'nun yaptığı oturumda ilk konuşmayı da Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aziz Konukman yaptı. Yapısal Dönüşüm Programı’yla aslında hükümetin iflasını açıkladığını belirten Konukman, hükümetin bu programı uygulama şansının olmadığına dikkat çekti. Konukman konuşmasında, AKP’nin 3 çocuk siyasetiyle kadınları eve kapamaya çalıştığını aslında bunu işgücüne katılım sayısını bu yöntemle az göstererek, işsizliğin daha da yüksek olmasını engellemek için yaptığını belirtti. “Kamuya dönmek zorundayız” diyen Konukman, alternatif göstermeden sadece eleştirerek AKP’yi devirmenin mümkün olmadığını ifade etti.
‘ALİCENGİZ OYUNU’
Konukman’ın ardından konuşan Ekonomi Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Çetin Ünsalan, Türkiye’de üretim ekonomisine inananlarla kumar ekonomisine inananlar şeklinde iki sınıf kaldığını söyledi. Ünsalan, Türkiye’de sanayicinin, esnafın, çiftçinin en çokta çalışanların kemiklerinin kırıldığı bir sürece girildiği belirtti. Türkiye’nin birtakım mecburiyetleri olduğunu ancak temelde iyi niyet sorununun yaşandığına dikkat çekti. Tüm çalışanların kıdem tazminatını alamadığının bilinen bir şey olduğunu söyleyen Ünsalan, AKP’nin bu gerçeklikle yola çıkarak alicengiz oyunu oynadığını, kıdem tazminatı fona devrederek aslında hiç edeceğini belirterek, “Bu ülkede işsizlik sigortası fonuna noldu? Deprem için toplanan paralara noldu? Kıdem tazminatı fonunu kime emanet edeceksiniz” diye sordu.
'EMEK CEPHESİ OLUŞTURMALI'
Ekonomist Uğur Civelek yaptığı konuşmada taşeronlaşmanın işçi maliyetini düşürmek amaçlı olduğunu belirterek şunları söyledi: “Mecliste bu siyasi tespiti yapan kaç parti var? Bizim bir Emek Cephesi oluşturmamız gerek. İşçi, emekçi, köylü, aydınlar birleşmeli, aynı kaderi paylaşanlar birlikte hareket ederek, omuz omuza mücadele etmeliyiz. Daha fazla bölünmeyeceğiz, bölenleri kovalayacağız” dedi.