Meşhur halk deyimidir. “Et kokarsa tuza basarsınız; peki ya tuz kokarsa?” Olmayacak bir gelişme karşısında içine düşülen şaşkınlığı anlatır.
İşçi Partisi yaklaşık on gündür, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç ile ilgili bir gerçeği toplumumuzun gündemine getirmeye çalışıyor. Haşim Kılıç 1975 yılında İBDA-C’yi kuran ekip tarafından yayınlanmaya başlanan “Gölge” dergisinin Ankara temsilciliğini yapmıştır. Ve bu grupla ilişkilerini 1980’lerin sonuna kadar sürdürmüştür.
Gündeme getirilen konu, geçmişte kalan bir durum olsaydı üzerinde durmaya hiç değmeyebilirdi. Ama Haşim Kılıç aynı görüşlerini bugün de savunmaktadır. Nitekim son olarak Türban davasındaki oyu ve AKP hakkında kapatılma davası ilk açıkladığında, İddianamenin reddi konusunda “ihsası rey” denilecek bir tutum alması, eski görüşlerini hala sürdürdüğünün kanıtlarıdır.
Ama daha önemlisi kanıtlarıyla ortada olan gerçeği inkâr etmesidir.
İşte bu durum “tuzun kokmasıdır.”
Bir Anayasa Mahkemesi Başkanı böyle hareket edemez. Yalan söyleyemez. Yalancı tanık kullanamaz.
Sorun İşçi Partisi’nin sorunu değil, Türkiye’nin sorunudur. Saygın ve bağımsız yargıya bütün milletin ihtiyacı şimdi, her zamankinden daha fazla vardır.
GÖLGE DERGİSİ’NİN ANKARA TEMSİLCİSİ
Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Fethullah medyası, günlerdir İBDA-C’nin 1976 yılında yayınlanan dergisi “Gölge”nin Ankara temsilciliğini yapan kişinin H. Kılıç olduğunu, o H. Kılıç’ın ise Haşim Kılıç değil Hüsnü Kılıç olduğunu kanıtlama çabası içindeler.
Onlara, H. Kılıç’ın kim olduğu sorulmuyor ki?
Onlara, Gölge Dergisi’nin künyesinde Ankara Temsilcisi olarak adı açıkça Haşim Kılıç olarak yazılı olan kişinin kim olduğu soruluyor.
Onlara, İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun “Sayıştay Denetçisi ve Anayasa Mahkemesi üyesi arkadaşım Haşim Kılıç” dediği Haşim Kılıç’ın kim olduğunu soruluyor.
Onlara, “Ben dergi’nin Eskişehir temsilcisi iken, Haşim Kılıç da Ankara Temsilcisi idi” diyen Avukat Sayın Harun Yüksel’in açıklamaları soruluyor.
Yalancı şahitler bularak bir yalanı sürdürmek yerine, tartışmaya yer bırakmayan kanıtlara cevap isteniyor.
Verebilecekleri hiçbir cevabın olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Gerçeği kabullenmek dışında…
Haşim Kılıç’ın yapacağı tek iş; Anayasa Mahkemesi Başkanlığından istifa etmektir.
CEVAP VERİLEMEYEN KANITLAR
Haşim Kılıç’ın İBDA-C bağlantısının ve Gölge dergisinin Ankara temsilcisi olduğunun kanıtlarını bir kez daha hatırlatacak olursak;
1. Gölge Dergisinin künyesinde “Temsilciliklerimiz” başlığı altında açıkça; “Ankara: Haşim Kılıç” yazılmaktadır.
2. Salih Mirzabeyoğlu 1991 yılında yayınlanan “Tilki Günlüğü” adlı anı roman kitabında tam beş yerde “Sayıştay müfettişi Haşim Kılıç”tan bahsetmektedir.
3. Mirzabeyoğlu’nun tutuklandıktan sonra yazdığı anlaşılan “İşkence” kitabında ise
Haşim Kılıç ile ilgili olarak şunlar yazılıdır:
“… Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçildikten sonra sırf Müslüman olduğu için tepkileri çeken ve kendisiyle uğraşılan arkadaşım Haşim Kılıç…”
Mirzabeyoğlu, gözaltına alındığı günlerde Emniyet’te sorgudayken Hürriyet gazetesinde; “Haşim Kılıç’ın, Grubun yayın organı Gölge Dergisi’nin Ankara temsilciliğini yaptığının belirlendiği”nin yazıldığını da belirtiyor.
(İBDA yayınları, s:132)
3. Gölge Dergisi’nin Eskişehir temsilciliğini yapan Sayın Av. Harun Yüksel’in Baran
Dergisi’nde son olarak yayınlanan makalesinde Haşim Kılıç etraflı olarak anlatılmaktadır:
“Haşim Kılıç’ın talihsizliği(!)ne bakın ki Gölge’nin 27 yurtiçi temsilcisinden bugün iki kişiyi çok net hatırlıyorum. Ankara Temsilcisi Haşim Kılıç ve Amasya Suluova temsilcisi Yahya Düzenli…
O Haşim Kılıç bugün, ‘o ben değilim’ diye yalan söyleyen ve bu yalanına da Hüsnü Kılıç adında bir yalancı şahit temin eden AYM Başkanı Haşim Kılıç mıdır?
Evet odur…”
5. Baran Dergisinin 1 Mayıs tarihli sayısında Sayın Ahmet Arslan yazdığı makalede; Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın, 1976 yılında yayınlanan Gölge Dergisi’nin Ankara temsilcisi olduğunu yazmaktadır.
6. Gene Baran Dergisi’nden öğreniyoruz ki Hüsnü kılıç 1959 doğumludur. Yani 1975 yılında 16 yılındadır. Ve o güne kadar İstanbul dışına çıkmamıştır. İstanbul dışına hiç çıkmamış 16 yaşındaki Hüsnü Kılıç’ın Gölge Dergisi’nin Ankara Temsilcisi olması düşünülemez.
Bu kanıtlar fazla söze gerek bırakmıyor.
HAŞİM KILIÇ İSTİFA ETMELİDİR
Bütün bu kanıtlar Haşim Kılıç’ın istifa etmesi için fazlasıyla yeterlidir. Ayrıca yurtseverlere karşı yalan ve yalancı tanıklara dayanılarak yürütülen bir operasyonda görev üstlenen Fethullah medyasının Haşim Kılıç’ın avukatlığına da soyunması da, Anayasa Mahkemesi’nin Başkanı’nın Cumhuriyet’e karşı bir mevzide konumlandığını gösterir.
Anayasa Mahkemesi’nin ve Cumhuriyet Yargısı’nın saygınlığı Haşim Kılıç’ın istifasını gerektiriyor.
Saygın ve bağımsız yargıya bütün milletin ihtiyacı, şimdi her zamankinden daha fazla vardır.
mbgultekin@ip.org.tr