İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, İP Genel Sekreteri Av. Nusret Senem, İP Merkez Basın Bürosu Başkanı Hikmet Çiçek, Prof. Dr. Emin Gürses, Muzaffer Tekin’in de aralarında bulunduğu 20’yi aşkın yurtseverin tutuklu olarak yargılandıkları I. Ergenekon Davası’nın duruşmalarına 7 Aralık 2009, Pazartesi gününden itibaren devam edilecek.
Bilindiği üzere Perinçek 21 Mart 2008, Senem ve Çiçek ise 25 Mart 2008’den bu yana 21 aydır tutuklular. Bazı yurtseverlerin tutuklulukları ise 3 yıla yaklaştı.
SİLİVRİ’DE YURTSEVERLER DEĞİL
TERTİPÇİLER YARGILANIYOR
Ergenekon Davasının duruşmalarına 20 Ekim 2008’de başlandı. Sorgular tamamlandı. Her bir sanığın sorgusuyla, iddianame paramparça oldu. Davanın haksız ve dayanaksızlığı, Türkiye’ye karşı yürütülen tertibin ürünü olduğu, İddianamenin iftiraname olduğu döne döne kanıtlandı.
Özellikle Doğu Perinçek’in sorgusu ve açıklamaları son noktayı koydu!
Artık Silivri’de yargılanan yurtseverler değil tertipçilerdi!
TUTUKLULUK DEĞİL TUTSAKLIK
Buna karşın kanıtsız, iftira niteliğindeki iddialarla tutukluklar sürdürüldü ve tutsaklığa dönüştü. Süreç içinde aralarında Ferid İlsever, Serhan Bolluk, Adnan Akfırat, Hayati Özcan’ın aralarında bulunduğu bir kısım yurtseverin tahliye edilmesi, haksız tutukluluk uygulamasının ağırlığını hafifletmeye yetmedi. Tutuklulukların devamı, toplum vicdanını kanatmaya devam etti.
HUKUKUN IŞILTILARI
Davada bir yılın sonuna gelindiğinde, Mahkeme Başkanının, tahliye istekleri karşısında diğer heyet üyelerinden ayrık oy kullanması, tutuklulukların haksızlığını tescil ediyordu. Nihayet hukukun ışıltıları, Silivri Cezaevi Yerleşkesi’ndeki spor salonundan bozma duruşma salonunun çatısından, tavan kaplamalarını düşürme pahasına sızmaya başlamıştı.
HUKUKA DİRENEN HAKİMLER
Mahkeme heyetinin iki üyesinin hukuka direnerek, tutuklulukların devamı yolunda oy kullanmaları kuşkuları artırıyordu. Diğer tutuklulardan farklı olarak Nusret Senem ve Hikmet Çiçek’in, tutuklandıkları yasa maddesinden haklarında iddianame düzenlenmemişti. İddianamede belirtilen maddelerden ise haklarında tutuklama kararı da yoktu. Mahkeme Başkanının bu kanunsuzluğa işaret ederek Senem ve Çiçek’in tahliyeleri gerektiğini belirtiyordu. Bu açık kanunsuzluğa karşın iki üyenin, Senem ve Çiçek’in tahliyelerine karşı çıkmalarını hukukla açıklamak olanaksız hale gelmişti. Ancak bu iki üyenin uygulamaları ve sicilleri bu hukuksuz tutumlarını açıklıyordu. Israrla ifade edilen “siyasal anlayışlarının görevlerini gölgelemesi” bir yana, çok geçmeden her iki üyenin de hükümetin baskısı ve şantajı altında oldukları anlaşıldı.
TUTUKLULUKTA SONA DOĞRU
Davayı izleyen hukukçular, tutukluluklarda sona gelindiğini belirtiyorlar. Ortak kanaat tutukluluklar konusunda heyette oluşan görüş ayrılığının, hukuktan yana ağır basacağı ve yurtseverlerin en yakın zamanda özgürlüklerine kavuşacağı yolunda.
YURTSEVERLERDEN ÇAĞRI:
DURUŞMALARI İZLEYİN!
Yurtseverlerden, bütün yurttaşlara bir de çağrı var. Yurttaşları duruşmaları izlemeye çağırıyorlar. Dava bitmeden tarihe tanıklık etmek lazım. 13 Kasım günlü duruşmayı izleyen Hürriyet yazarı Cüneyt Ülsever’in çağrısı çok anlamlı: “Sözüm köşe yazarı arkadaşlara. Dava hakkında kanaatiniz hangi yönde olursa olsun bu tarihi davayı en az bir celse izleyin!”
Duruşmaları dileyen her yurttaş kolaylıkla izleyebiliyor. Pazartesi, Salı, Perşembe ve Cuma günleri yapılan duruşmalarda, sanıklar Salı ve Cuma günleri taleplerini dile getiriyorlar. Yurtseverlerin dile getirdikleri her talep, tertipçilerin çok yakında gerçekleşecek yargılamalarının iddianamesi gibi!
HERKESİN ACELESİ VAR
Çöken ABD ve BOP Eşbaşkanlığı’nın acelesi var. Açılımları için yıl sonuna kadar hedef koyuyorlar. Bunun için pervasız ve gözükara saldırılarına devam ediyorlar!
Milletin de acelesi var! Halk bir an önce ABD ve AKP’den kurtulmak istiyor. Bunun için de yurtseverlerin bir an önce özgürlüklerine kavuşup, görevlerinin başına dönmelerini bekliyor!