Ulusal Kanal Genel Yaynı Yönetmeni Turan Özlü bir basın açıklaması yaparak, Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya'nın tutuklanmasına tepki gösterdi. Özlü, tutuklamaların esas nedeninin Erdoğan'a ait telefon görüşmelerinin Ulusal Kanal ve Aydınlık Dergisi'nde yayınlanması olduğunu belirtti. AKP'nin ilk açılımının medya açılımı olduğunu söyleyen Özlü, "Ulusal Kanal ve Aydınlık, gerçekleri yılmadan yayınladığı için hedef alınmaktadır. Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz bunun için Ergenekon'un merkezinde Ulusal Kanal ve İşçi Partisi var demişti. " diye konuştu.
Ulusal Kanal Genel Yayın Yönetmeni Turan Özlü ve Aydınlık Dergisi İmtiyaz Sahibi Ruhsar Şenoğlu bir basın açıklaması yaparak, Aydınlık Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya'nın tutuklanmasına tepki gösterdi.
Özlü, Yıldırım ve Akkaya'nın tutuklanmasına gerekçe olarak gösterilen belgelerin bütün gazetecilerde ve Ergenekon Davası dosyasında bulunduğunu belirtti.
Özlü tutuklamaların esas nedeninin Tayyip Erdoğan'ın telefon görüşmelerinin Ulusal Kanal ve Aydınlık'ta yayınlanması olduğunu kaydetti.
Turan Özlü, Tayyip Erdoğanların Deniz Feneri gibi birçok yolsuzluklarla zenginleştiğini ve halkın fakirleştiğini hatırlatarak, "Aydınlık ve Ulusal Kanal görevini yapmaya devam edecek" dedi.
Özlü, AKP'nin ilk açılımının medya açılımı olduğunu ifade ederek basına yönelik saldırılara sessiz kalan basın örgütlerini eleştirdi.
DENİZ YILDIRIM VE UFUK AKKAYA NEDEN TUTUKLANDILAR?
Aydınlık dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya neden tutuklandı?
Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal'ın son haftalarda yaptığı haberlere bakıldığında Ergenekon tertibinin son dalgası kendini ele veriyor...
Aydınlık Dergisi ve Ulusal Kanal son haftalarda yaptığı haberlerle, Tayyip Erdoğan'ın ses kayıtlarını ortaya çıkarmış ve gizli görüşmelerini kamuoyuna duyurmuştu. AKP hükümetini rahatsız eden bu yayınların ardından Aydınlık dergisi Genel Yayın Yönetmeni Deniz Yıldırım ve Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya'nın işyerlerinde ve evlerinde arama yapılmış, çok sayıda belgeye el konulmuştu.
Aramaların ardından 2 hafta geçmişti ki, 8 Ekim pazar günü Yıldırım ve Akkaya Ergenekon savcılarının talimatıyla gözaltına alındı. 9 Ekim akşamı da tutuklanmalarına karar verildi. Peki, Ergenekon tertibinin son dalgasında neden Ulusal Kanal ve Aydınlık dergisi bir kez daha hedef seçildi?
Aydınlık Dergisi 18 Ekim tarihli sayısında Tayyip Erdoğan'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la yaptığı telefon görüşmesini açıklamıştı. Telefon konuşmalarında Erdoğan, KKTC kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş'tan "o artık bitmiştir" diye bahsediyordu.
Bu haberden sonra Ergenekon Savcılarının talimatıyla Deniz Yıldırım ve Ufuk Akkaya'nın evlerinde ve işyerlerinde arama yapılmıştı. Ancak Ulusal Kanal da, Aydınlık dergisi de bu haberleri yayımlamaktan vazgeçmedi. Aydınlık, 25 Ekim tarihli sayısında, Tayyip Erdoğan ile Remzi Gür arasındaki gizli ilişkiyi ortaya koyan bir haberi kapaktan duyurdu. Bu konuşmalarda Tayyip Erdoğan kızı Sümeyye Erdoğan'a para göndermesi için İş adamı Remzi Gür'e talimat veriyordu.
1 Kasım tarihli Aydınlık Dergisinde de, Tayyip Erdoğan'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la yaptığı bir telefon görüşmesi yayımlandı. Telefon görüşmesinde Kadir Topbaş İşadamı Aydın Doğan'a ait basın kuruluşlarının yaptığı haberlerden dolayı Aydın Doğan'ı uyardığını, Aydın Doğan'ın Tayyip Erdoğan'ı arayarak özür dileyeceğini belirtiyordu.
Tayyip Erdoğan'ın ses kayıtlarını yayımlayan Aydınlık Dergisi bu hafta "İhanet Mecliste Millet Anıtkabir"de başlığıyla, AKP'nin açılım çalışmalarını 10 kasımda meclise taşımasına milletin tepkisini kapak haberinden duyurdu.