Türkiye Perinçek'in çağrısını konuştu

“Ricciardone ile değil, Atatürk’ün 6 Ok’unda birleşelim”

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in, Trakya gezisi kapsamında Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde yaptığı  açıklamalar Türkiye gündemine oturdu.

 

Perinçek’in halkçılara, milliyetçilere ve devrimcilere yaptığı “Ricciardone ile değil, Atatürk’ün 6 Ok’unda birleşelim” çağrısı geniş yankı buldu.

 

Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesinde vatandaşların yoğun katılım yaptığı bir toplantıda, bir vatandaşın sorusu üzerine Perinçek şöyle konuşmuştu:  “İşte gazeteciler buradalar, yazsınlar. Gelin 6 Ok programında birleşelim. Ben konuşmamda Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Milliyetçilik diye kaç defa 6 Ok’u saydım. Atatürk’ün bize bıraktığı programda birleşelim. Ricciardone’de, ABD elçisinde nasıl birleşeceğiz. Dozerci Refik o kapıdan giremez. Orada birleşemeyiz.

 

DERSİM’DE DEĞİL,

TUNCELİ’DE BİRLEŞELİM

Dersim’de değil Tunceli’de birleşelim. Bugün PKK Tunceli’yi Dersim yapalım diyor. Yani tekrar eşkiyalığı, Cumhuriyet yıkıcılığını, aşiret reisliğini, ağalığı, şeyhliği  getirelim diyor. Oraya, Diyarbakır’a Seyid Rıza, Şeyh Said heykelleri dikiyorlar. O heykelin dibinde mi birleşeceğiz. Hayır. Atatürk heykelinin altında birleşeceğiz.”

 

‘ÇOBAN KÖLE OLDU’

Bu arada Perinçek, Tekirdağ’ın Çorlu ilçesinde basın mensuplarıyla sabah kahvaltısında buluştu. Vatandaşların aktardığı sorunlara dikkat çeken Perinçek, “Tarıma desteklerin kalkması ve taban fiyat politikaları aynı zamanda köylünün ürününü alacak olan toprak mahsulleri gibi kurumların Turgut Özal, Tayyip Erdoğan ekonomisi tarafından tasfiye edilmesi sonucunda köylü zor durumda. Bu en önemli dertlerden biridir” dedi.

 

Trakya’nın doğa sorunlarına da değinen Perinçek, hükümetin tarım politikalarını eleştirdi. Özal’ın çiftçiyi kambur ilan etmesine benzer olarak Erdoğan ve Davutoğlu dönemlerinde de çiftçinin zor dönemden geçtiğini aktaran Perinçek,  Özal’ın halkı çiftçiye karşı kışkırttığını sözlerine ekleyerek şöyle devam etti:  “Şimdi de çiftçiye ‘sen cahilsin, modern tarım yapmayı bilmezsin, beceremezsin. Bu toprakları  toplulaştıracağım ve meraları da. O meralar da kendi adamlarıma modern hayvancılık yaptıracağım’ diyorlar. Bu şekilde köyün malı olan, kamu malı olan meraları kendi çevresindeki adamlara peşkeş çekiyorlar. Bu çok ciddi bir tehlike. Türkiye tarımını çökertiyor. Küçük çiftçilik Türkiye tarımının ve özgürlüğün temelidir. O meraları çiftçilere değil büyük sermayelere verdiğiniz zaman çobanı da köle haline getiriyorsun.”