İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, 18 Eylül 2008 günü bir basın açıklaması yaparak Alman Mahkemesi'nin Deniz Feneri suç örgütü yöneticilerinin mahkumiyet kararını değerlendirdi. Cengiz'in açıklaması şöyle;
Alman yargısı, Deniz Feneri yolsuzluğuyla ilgili görevini yaptı, kararını verdi. Şimdi sıra Türkiye’de.
Frankfurt mahkemesinin kararında;
• Yolsuzluğun merkezinin Türkiye’de olduğu,
• Tayyip Erdoğan ve takımının suçun içinde bulundukları,
• Türkiye’deki Deniz Feneri ve Almanya’daki Deniz Feneri’nin aynı yapılanmanın parçaları oldukları,
• Yolsuzluğu gizlemek, para transfer etmek ve aklamak için Almanya’daki şirketlerin yanı sıra Türkiye’de de bunlara paralel şirketler kurulduğu,
• Yardım amaçlı toplanan paraların Kanal-7 ve AKP’nin faaliyetlerinin finansmanında kullanıldığı hükme bağlanmıştır.
Karar, 8 Eylül 2008 günü Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına, başta Tayyip Erdoğan olmak üzere bu suçun failleri hakkında yaptığımız suç duyurusunu doğrulamıştır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılmış bulunan bu soruşturmanın şimdi bu karar üzerine hızlandırılacağına inanıyoruz.
Yargılama sürecinde AKP hükümetinin Almanya’daki soruşturmayı engelleme çabaları da ortaya çıkmıştır.
Türkiye’deki “Cumhuriyet Savcıları“, Almanya’daki “Şansölyelerin Savcıları”ndan geri kalamaz ve kalmayacaktır. Yeter ki, AKP Hükümeti Almanya’da olduğu gibi Türkiye’de de soruşturmayı engellemeye çalışmasın, istenen ve istenecek olan belge ve bilgileri gizlemesin.
İşte, Tayyip Erdoğan’ın günlerdir sergilediği davranış bundan kaynaklanmaktadır. Hırçınlığı, işledikleri suçun büyüklüğü ile orantılıdır.
Ekonomik kriz alabildiğine derinleşirken; teröre 9 günde 19 şehit verilirken; bölgede yaşananlar, ülke bağımsızlığı ve güvenliğini tehdit ederken; Türkiye’nin Başbakanı, medya grupları ve köşe yazarlarını sindirmeye çalışmakla meşguldür. Cumhuriyet tarihinde böyle bir Başbakan görülmemiştir. Fındık üreticilerinden tekstil sanayicilerimize; esnaf ve emeklilerimizden milyonlarca işsizimize değin tüm halkımız, gelecek kaygısı içinde bu tabloyu ibretle izlemektedir.
İşçi Partisi, başta “Deniz Feneri” olmak üzere tüm yolsuzlukların takipçisi olmaya devam edecektir.