TÜRKİYE'NİN ÖNÜNDE DEVRİM VAR!

Ergenekon davasına 29 Ocak 2009 günü Sayın Doğu Perinçek'in çapraz sorgusuyla devam edildi. Sorgu Savcıların sorularıyla başladı. Savcıların sorularının suç ve suçlama ile ilgisi olmadığı, yıllardır Sayın Perinçek ve İşçi Partisi'ne yönelik olarak yürütülen psikol...

Tarih:

Ergenekon davasına 29 Ocak 2009 günü Sayın Doğu Perinçek'in çapraz sorgusuyla devam edildi. Sorgu Savcıların sorularıyla başladı. Savcıların sorularının suç ve suçlama ile ilgisi olmadığı, yıllardır Sayın Perinçek ve İşçi Partisi'ne yönelik olarak yürütülen psikolojik savaşın unsrularından oluştuğu görüldü. Sorgusunda bunu belirten Perinçek, "Burayı engisizyon mahkemesine dönüştürdünüz, hukuku yok ettiniz, kabulümüzdür, hepsine yanıt veririz" diyerek, büyük bir sabır ve soğukkanlılıkla bütün kanunsuz, davayla ilgsiz bulunmayan soruları yanıtladı. Savcıların bu tutumuna Mahkeme Başkanının sinirlendiği ve tepki gösterdiği görüldü. Sayın Perinçek'e sorulan sorular ve yanıtlar özetle şöyle;

DOĞU PERİNÇEK’E SORULAN SORULAR ve YANITLAR
(Savcı M.Ali Pekgüzel)
SORU : Savunmanızda Ergenekon Terör Örgütü ile bir bağınız olmadığını söylediniz. "Kemalist Dinamik", "Ulusal Medya", "Analiz" belgeleri bulundu. "21.yüzyıl casusluk", "MİT", "Medya" adlı Hikmet Çiçek'ten bulunan belgeler, "Doğu Perinçek-Atabey çetesi", "Z. Öztürk-Doğu Perinçek", "Dinamik Anti Tez(Kemalist Model)", "Ulusal Gençlik Birliği"... Bunlar ışığında Ergenekon terör örgütü irtibatınızı anlatınız.

DOĞU PERİNÇEK – Biz önce şunu ayırmalıyız. Biz Burda ceza yargılaması mı yapıyoruz, bir bireysel sorumluluk mu yargılıyoruz, yoksa bir partinin faaliyetlerinin yargılandığı Anayasa yargısı mı yapıyoruz. Burada benim bireysel olarak faaliyetimin, bir terör örgütü yöneticisi olup olmadığım yargılanmaktadır. Ayrıca, fail ile fiil arasında bağlantı da bulunmamaktadır. İşçi Partisi’nde bulunan her şeyin hesabını veririm. Tabii Anayasa Mahkemesi’nde. Ceza Hukuku’nda bireysel sorumluluk söz konusudur, kolektif sorumluluk değil.
- Bu belgelerin hiçbirisinin üzerinde Ergenekon belgesi denmiyor, içinde bu ifade yoktur.
- Ayrıca bunlar bize düşman belgeler, İşçi Partisi’ni hedef alan belgelerdir. Bize hücum eden belgeleri de biz toplarız. Psikolojik savaş malzemeleridir bunlar.
- Kaldı ki, şimdi arasanız bütün basın merkezlerinde bunları bulabilirsiniz. Sabah’ta da Yeni Şafak’ta da, Fehmi Koru’da da bunlar vardır. Şimdi attıklarını da sanmam. Arkadaşlarım da saklamışlar. Doğru yapmışlar. Bugün hangi gazeteye gitseniz bu belgeleri bulursunuz. Ben sayın savcılara teşekkür ederim. Bunlar bizim savunma kanıtlarımız olmuştur. Çünkü bizim çalışmalarımızı kötülemektedirler.
- Mehmet Perinçek’in, Veli Küçük’e Ergenekon belgesini, bu belgeyi götürmediğini biliyorum. Sayın Küçük huzurda cevapladı, düzeltti.
Hikmet Çiçek’te çıkan, bana ne derece suç olur. Siz takdir edersiniz. Bu belge mahkemelere de sunulmuştur.
- Masonik Bilderberg belgesi: Bunun davayla ne ilgisi var? Bazı kitaplardan derlenmiş parçalar olduğu incelenirse ortaya çıkar.
- Ulusal Gençlik Birliği: Bu yazıyı ben yazdım. İşçi Partisinin kararıdır. Teori dergisinde de yayınlanmıştır.

SORU: (TUTANAK 3.SAYFADA MEVCUT) :

DOĞU PERİNÇEK: İddianamede belirtilen no ile bulunan CD yoktur tutanakta. PRINCO marka yazıyor tutanakta. Bu markayla binlerce yoğun disk üretiliyor. Ankara’da eklenmediği belli. Sonradan İstanbul'da üretilmiş ve eklenmiştir.
- 12 saatte 1047 CD’yi incelediniz de 3 CD’yi nasıl buldunuz? Tertip olduğu anlaşılıyor, çok açık.

SORU: “KEMALİST MODEL” size iletilmiş, siz cevap vermişsiniz? Sizinle kim irtibat kurdu?

DOĞU PERİNÇEK: Bu belgeyi kesinlikle görmüş değilim. Bu belgeler ortalıkta uçuşuyordu, dolaşıyordu.

SORU: Veli Küçük emniyet ifadelerinde sizi tanıdığını, mülakat yapmak istediğinizi, kabul etmediğini söyledi.
- Eşref Bitlis,
- “Devletin Yeniden Yapılanması” USTRAM komisyonunda Veli Küçük’ün adı çok geçiyor.

DOĞU PERİNÇEK: Kıbrıs mitinginde bir kez karşılaştık. Bir de ikiz sözleşmeler konusunda telefonla konuştuk. Ulusal Kanal – Aydınlık söyleşi yapmak istemiş olabilir. Orada 130 insan çalışıyor. Bu da normaldir.
Eşref Bitlis: Aydınlık muhabirine 1 general ve 3 albay tarafından bilgi verildiği bana da intikal etti. Yayımlandı. Tekrar gelmedi. Veli Küçük ile örgütsel bağımız yoktur. Emekli generallerle konuşmak suç değildir.
USTRAM: Veli Küçük’ün davet edilmesi düşünülmüş ancak gerçekleşmemiştir.

SORU: Ulusal Kanal yöneticisi değilim diyorsunuz. İlhan Selçuk’la bu konuları görüşmüşsünüz. Teoman ve Turan’la görüşüyor, talimat veriyorsunuz. Parasal kaynak arıyorsunuz. Ulusal Kaynak ile ilişkiniz nedir, Ulusal Kanal ile Ergenekon Terör Örgütü arasındaki bağ nedir?

DOĞU PERİNÇEK: Ulusal Kanal 1994’te kuruldu. Anadolu Ajansı’nın anlatımları doğru. İlhan Selçuk’la görüşmeler oldu. Onlarda bir Cumhuriyet TV kuruyorlardı. Ortak yapmayı önerdiler. Bize de geldi. Konuştuk. Görüşmeler oldu. Fakat bir mutabakat olmadı. Ama Cumhuriyet’le dostluğumuz devam etti. Vatansever yapıdaki her yayına sevgi duyarım. Ulusal Kanal ile organik bir bağım yok. Kaldı ki Ulusal Kanal bir suç örgütü değildir.

SORU: Ulusal Kanal?

DOĞU PERİNÇEK: Ulusal Kanal kaynaklarını halka yönelerek yarattı, ortaklar buldu.
Ben de birey olarak, Ulusal Kanal’a ortak bulmaya çalışmışım. Ulusal Kanal suç örgütü ise onu dava konusu yapsınlar. Ergenekon’la hiç alakası yoktur.

SORU: Evde bulunan notlarda Semih Tufan Gülaltay ve diğer dokümanlar size nasıl ulaştı?

DOĞU PERİNÇEK: Bu bilgi yazılı olarak geldi. İşadamı A.Ertuğ’dur. Doğu Perinçek’e suikast yapılacak diyen A.Ertuğ. “Başkası yapacak, S.Tufan Gülaltay’a yıkılacak” diye düşündüm. Gülaltay’ı aradım, söyledim. Yayınladık. Oyunları bozulsun diye.

SORU: 6 Şubat 2008. “Levent Temiz yanımda” diyorsunuz. Bağlantınız?

DOĞU PERİNÇEK: Levent Temiz, çok değer verdiğim bir gençtir. Sol düşmanlığını yıkarak büyük iş yaptılar. Türkiye’de yıllarca sağ sol diyerek gençliği bölmüşlerdir. Bunu yıkmak için L.Temiz’in yaptığı birlik ve beraberliğe büyük bir katkıdır.

SORU : “ Kızılelma”?

DOĞU PERİNÇEK: 1970'lerden beri savunuyoruz. Telkin’in ötesinde gençliğe talimatım vardır. Bu birlik ve beraberlik eylemi başarılmıştır. Eğer Veli Küçük’ün de katkısı varsa teşekkür ederiz.

SORU : “TC Özel Harp Dairesi”nin 19.5.1998 tarihli, Akın Birdal’a ilgili.

DOĞU PERİNÇEK: Evimde böyle yüzlerce belge vardır. Özel Harekat Dairesi böyle belge yazmaz. Uydurma, saçma sapan. Biz böyle belgeleri de tasnif ederiz ama çöpe atmayız. Bu belgenin hiç bir ciddi tarafını görmüyorum.

SORU: İlhan Selçuk’la çok sayıda görüşme, konuşma yapmışsınız?

DOĞU PERİNÇEK: Az konuşmuşuz. Konuşma düzeyinde bırakmamız bizim kusurumuz. Örgütlenmek gerekirdi. Atatürk Devrimini savunmak başka türlü mümkün değildir. Ben onunla dost olmaktan onur duyarım, gurur duyarım. Son 50 yılın en önemli yazarıdır.Değerli bir ağabeyimdir. Cumhuriyet’in 100 bin tiraja çıkmasını bugün de isterim, 200-300 bine çıksa keşke.

SORU: Ergenekon operasyonuyla ilgili İlhan Selçuk’la bir toplantı yaptınız mı?

DOĞU PERİNÇEK: Uyarmaya çalıştım. İlk zamanlar bu tehlikeyi görmüyorlardı. Ben Sayın İlhan Selçuk’a bunu uzun uzun anlatıım.İlk zamanlar çeteler üzerine gidiliyor sanıldı. Başlangıçta bir tertip olduğunu görmüyorlardı.

SORU: Baltalimanı’nda bir yemekle ilgili iki bilgi notu. Teoman imzası var. Danıştay suikastı ile ilgisi var. Varan 4 ve 6 sayılı açıklamalarınızda geçen bu bilgiler size nasıl ulaştı?

DOĞU PERİNÇEK: Danıştay saldırısından sonra peşpeşe basın toplantıları yaptım. Araştırdık. Güvenilir bilgiler, kamuoyuna açıkladık. (Paker-Öztürk-Giray)üçlüsü, bunlar Mehmet Eymür’le ilişkili olan insanlar. Ertaç Giray’la ilgisini savcılık ciddi görmüş, soruşturma başlatmış. Dedektif değilim, bir partinin genel başkanıyım.
Ben Alpaslan Aslan’ın bireysel terörist olduğunu kesinlikle kabul etmiyorum.

SORU: Zihni Çakır’la aranızda husumet var mıdır?

DOĞU PERİNÇEK: Tanımam. Yalancı, uydurma şeyleri kitap haline getirdi. Önceleri Muslukçu olduğunu biliyorum. Yalan beyandan mahkûm edilmiş. Kendisiyle bir husumetim yoktur, ben kimseye şahsi kin beslemem. İnsanlara toplumsal sorumlulukla bakarım.

SORU: Zihni Çakır’ın Tamer Ünal’dan alıntısı için ne diyorsunuz, “Doğu Perinçek ve Hikmet Çiçek destek veriyor” şeklinde, “Başıbozuk” diyorsunuz.

DOĞU PERİNÇEK: Vatansever Kuvvetler Birliği Hareketi ve Kuvayı Milliye gibi örgütler, bir disiplin ve programları olmadığı için, içlerinden provakatif unsurlar çıkıyor. Bu örgütlerin başıbozuk olduğu ortaya çıkmıştır. Biz bunlarla işbirliği yapmadık, yapmayız.
Diyarbakır mitingi ve Vatansever Kuvvetler Güçbirliği’nin katıldığına ilişkin bir haber yok. Taner Ünal’ın telefon konuşmasında benim ve Hikmet Çiçek’in VKGB’ne destek verdiğini de söylemiş olabilir.
ANCAK DESTEK VERMEDİM, VERMEM.
BEN İLHAN SELÇUK’A, VURAL SAVAŞ’A DESTEK VERİRİM.
Denizli ve diğer Milli Güç Birliği ise, VKGB’den farklıdır. İşçi Partisi’nin çabalarıyla parti, sendika, oda, meslek kuruluşlarının oluşturduğu milli planda güçbirlikleridir. Başıbozuk değildir.
Bizde her türlü broşür bulunur. Yüz kere arama yapsalar yine toplarız.

SORU: Mehmet Zekeriya Öztürk’ün, Doğu Perinçek’in Rusya ve Çin’den, Almanya ve İngiltere istihbaratıyla ilişki içinde olduğunu, askeri müdahale beklediğini, 3-4 milletvekili beklediğini söylüyor. Evinizde bulunan belgede ise Güneş Ayas’ın verdiği raporda “ Genel Başkan 5 yıl içinde orduyla iktidara gelmeyi planlıyor” diyor.

DOĞU PERİNÇEK: İşçi Partisi’nin ilkesi kendi başımızı omzumuzun üzerinde taşımaktır. Başka partilerle ilişkilerde hep başı dik olmuşuzdur. Batı’ya karşı başınız dik olursa, Doğu’ya karşı da başınız dik olur. Rusya ve Çin’den bir tehlike gelirse Türkiye’ye, en başta İşçi Partisi buna karşı çıkar.
Nitekim 1970’de “Ne Amerika Ne Rusya Bağımsız Türkiye” dedik. Bunun için solda çok hücuma uğradık. Şehitler verdik. Eymür de onları destekledi.
Bugüne bakalım, Irak’taki kukla devleti Çin mi kurdu, Rusya mı yoksa ABD mi?
Barzani’yi kim destekliyor. Türkiye Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden çıksın diye kim baskı yapıyor?
Ermeni soykırım kararları Batı parlamentolarından çıkıyor. Çin ve Rusya’dan gelmiyor.
Batı’dan gelen tehditi Asya ile dengeleme politikasını öneriyoruz. Rusya, İran, Çin ile ilişkilerimizi geliştirmek zorunda Türkiye. İşçi Partisi Türkiye’nin ittifak potansiyellerini değerlendirmek için bütün enerjisini değerlendiriyor.
Türkiye, İrani Iraki Suriye birleşse, Avrasya’dan destek aldığında ABD Türkiye’ye diş geçiremez.
Atatürk ne yaptı? Samsun’dan geldi, Havza’da kiminle görüştü? Sovyet temsilcileriyle. Atatürk Sovyetler’den silah aldı, para aldı. Ama gizli değil, bütöeye koydu. Atatürk, Sovyetler Birliği Büyükelçisi Aralof’un heykelini ttTaksim’e dikti. Dünyada Sovyetler ilk Türkiye’de heykele kondu 1927’de.
Türkiye’yi parçalamadan nasıl kurtaracaksınız. Avrasya’dan destek almadan yapamazsınız.
Türkiye IMF kapılarında dileniyor. IMF parayı Çin’den alıyor.Çin’in 2 trilyon dolar rezervi var.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin Lise 8.sınıf Yakınçağ ders kitabını size sunuyorum. Yakınçağa damgasını vuran liderleri koymuş kapağa.Kim bunlar: Lenin, Gandi ve Atatürk. Batı’dan bir kitap getirin. Orda ne deniyor, Atatürk ermeni soykırımı yaptı, diyor.
Çin ise Atatürk’ü, Türk Devrimini uzun uzun anlatıyor.
Biz Atatürk Devrimini tamamlayacaksak ittifak potansiyelini oluşturmamız gerek.
Çin Komünist Partisi çok olgun bir parti. Mao Zedung, ÇKP’ye “Hiç bir partiye görüşünüzü dayatmayacaksınız” demiştir. ÇKP görüşmelerde çok dikkatlidir, “bu bizim tecrübemizdir, bizim görüşümüz” der.
Ben 48 partinin oluşturduğu Avrasya Birliği’nin başkanıyım.
Her türlü bağnazlığı, önyargıyı bırakmak gerek. Türkiye bunu aşacaktır.
Trakya’da Güneş Ayas ve Erkin Yurtsever’lerin raporuna gelelim. Kim bunlar? 2003’te “Ordu Göreve” pankartını açan provakatörlerdir. Sonunda Erkin Yurtsever, üzülerek belirtiyorum, bu çocuk intihar etmiştir. Onların bu raporları partimize yönelik suçlamalardır.
Mehmet Zekeriya Öztürk’ün suçlamaları da Eymür’ün O’na dikte ettirdiği suçlamalardır. Benim bir kitabım var: Türk Ordusu’nda Strateji Sorunu/Üç Genelkurmay Başkanı, diye. Görevdeyken bu üç genelkurmay başkanına 40 – 50 sayfa eleştiri yazdım, yayınladık. Darbe bekleyen biri böyle yapar mı?
İşçi Partisi’nin iktidarında ordu-siyaset ilişkisi Anayasal sisteme göre şekillenecek. “Ben BOP’un Eşbaşkanıyım” diyen biri TSK’ ya sahip çıkar mı?
ABD ile iki sayfa 9 maddelik anlaşma yapan biri Türk Silahlı Kuvvetleri’nde başkomutanlık yapabilir mi?
Ben 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinde işkence görmüş, zindanlara atılmışım. Türkiye bu sıkıntılardan Millet-Ordu birliğiyle çıkar.

SORU: Ümit Sayın’la ilişkilerin boyutunu anlatınız.

DOĞU PERİNÇEK : Telefon konuşmalarımda üçüncü bir şahsa hakaret etmem. Ümit Sayın hiç bir zaman darbe olasılığının arttığını söylemedi. Kaldı ki bu bir aydın tahmim. Hala konuşuluyor, tabii konuşuyor, yazıyorlar bunları. Bugün Türk aydını arasındaki en çok kahve muhabbeti darbedir. Ben buna katılmıyorum.

SORU : Emcet Olcaytu ile ,Güler Kömürcü ile, Adil Serdar Saçan ile ilişkinizin boyutu nedir?

DOĞU PERİNÇEK : Tamamını okumalıydınız. Adil Serdar Saçan için için “doğruları söylesin” diyorum. Ben G.Kömürcü’den doğrudan böyle bir şey öğrenmedim. Aydınlık, 2001 yılında A.Serdar Saçan hakkında olumsuz yayınlar yapmıştır.

SORU : Yıldız Akdemir’le ADD konusundaki konuşmanız.

DOĞU PERİNÇEK : Her satırı doğrudur. ADD, Türkiye’nin iftihar etmesi gereken örgütlerinden biridir. Yasal bir örgüt olarak ADD’yi alkışlıyorum, büyük işler yapmıştır.

SORU: Kemal Alemdaroğlu ile ilişkinizin boyutu nedir?

DOĞU PERİNÇEK : Bu dava ile çok büyük bir haksızlık yapılmıştır Sayın Rektöre. Şenkal Atasagun’a dayanan bilgilerse, Sn.Cumhurbaşkanı Sezer’i aradım, Sn.Denktaş’ı aradım. İdare Mahkemesine intikal eden bir dava. Bu konuşmanın, bu suçla ilgisi bağlantısı yoktur.

SORU : İzmir suikasti, İbrahim Şahin’le ilişkiniz nedir?

DOĞU PERİNÇEK : 1998 de bana karşı yapılan bir suikast girişimi. O mahkemede söyledim. Hatta İbrahim Şahin’i de suçladım. Şahin, daha sonra il merkezimize geldi, konuştuk. "Biz değildik" dedi. İzmir MHP il başkanı Musavvat Dervişoğlu’nun adını verdi, kendi elyazısıyla da yazdı. Yunus Emre Uyar’ın açıklamaları da M.Dervişoğlu’nu gösteriyor. Bunun benim suçumla ne ilgisi vardır?

SORU : İşçi Partisi sitenizde de açıklıyorsunuz ama yeteli bulmadığım için, ayrıca sizin hakkınızdaki terddütleri gidermek açısından da yararlı , şunları açıklar mısınız : Liderler açık oturumu görüntülerindeki konuşmanızda federasyon, kendi kaderini tayin gibi noktalar, Doğu’da Özel Savaş’a son vereceğiz. Fırat’ı kim sınır haline getirdi? Eşit özgür, gönüllü birlik, Halk Cumhuriyeti kurulacak. 2000’e Doğru dergisindeki, Kendi kaderini tayin hakkı, isterlerse ayrı devlet kurabilirler. Tam hak eşitliğini savunuyoruz. 1991. Avrupa.”Türkiye Kürdistanı”, korucular, 20 yıldır dağlarında gerilla olan bir ülke demişsiniz. Çözümü askere, polise bırakmışlar. Dağları kaybetmişler. Karakola karşı halk kalesi, koruculara karşı halk kalesi. Türk ve Kürt birleşmeden devrim olmaz. Türk sembolleri yıkmak doğru değil…
Bu sözler size mi ait? Hakkınızda açılmış Ceza davası açılmış mıdır? Açıklar mısınız?

DOĞU PERİNÇEK : Hayatımda hiç bir yerde “Türkiye Kürdistanı” demedim. Birliği, bütünlüğü savundum. Bu yazılarımdan konuşmalarımdan yargılandım, hepsinden beraat ettim. İbarelerin bir kısmı doğru değildir. Çoğu bana aittir, doğru, ama bazı kısımları bir kaynaktan gelmiş, bana sayın savcı tarafından soruluyor herhalde. Bana ait değildir.”Liderler açık oturumu” konuşmam bölünmeye karşı çıkıyor, birliği savunuyor. Birleşmede gönüllü iradeyi savunuyor. Bir yıl kadar hatalı olarak federasyonu savunduk, daha ileride ulusal birlik için. Atatürk de Kürtlere özgürlüğü savundu. Bu politikalardan ilham alarak kısa süre federasyonu savunduk. 1995 Kongremizde özeleştiri yaptık.
- Bu konuşmaların bütününe bakmak gerekir. Birlik kastıyla konuşma diye beraat ettim.
- 1990’a kadar Kürdümüzü, hakkını hukukunu tanıyalım, şiddet uygulamayalım, dedik. Şimdi bunlar verildi.
- -Birleşme, kaynaşma için şiddet değil , birleşme ,kaynaşma hak ve hukukla çözülebilirdi. Maalesef sırf şiddete dayanıldı. Halk itildi.
- 1990’dan sonra iş değişti. ABD’nin Irak’ı işgal etmesinden sonra, bu ön plana çıktı. Hakkı ve hukuku tanımak değil bu öne çıktı, diğer ikincil kaldı. Zaten Türkiye bunları halletmiştir. Hatta bölücülüğü, şiddete özgürlük tanınmıştır.
- Federasyon yanlıştır.
- İşçi Partisi’nin politikaları benimsenseydi şimdi Kürde bu hak ve hukuku Avrupa, Amerika verdi demezdi.
- -Ayrı örgütlenmeye her zaman karşı çıktık.
- - Katledilen bağnaz, şöven, ırkçı milliyetçiliktir. Atatürk milliyetçiliği değil.

SORU : Gizli tanık”Deniz”, Apo’yu ziyaret, fotoğraflar, askeri tören, gül alışverişiniz, siz in fotoğraflar doğru mudur?

DOĞU PERİNÇEK : Askeri törenle karşılandığım doğru. Sosyalist hareketteki ağırlığım yüzünden oldu. Bana olan saygıdan ötürü, yanlış bulmuyorum. On gün değil iki gün kaldım.
O zaman Türk Devleti, benim politikalarımı destekleseydi, bu sorunu bitirirdi. O zaman PKK Suriye kontrolündeydi. Türkiye, ABD denetimninde olduğu için buna yanaşmadı.
O fotoğrafları yayınlayan da biziz.
Burada PKK ile Emniyet istihbaratı arasında bir ilişki var. Emniyet istihbaratı, PKK’ye fotoğraf karşılığında PKK’ye ne verdi? Bunu henüz öğrenebilmiş değiliz.
Tuncay Güney’in kurye olarak kullanıldığı ortaya çıkmıştır.
Bu röportaj 1989 yılında olmuştur. Bütün hayatımın hesabını milletime veririm. Ancak burada bu sorunun sorulması yarın Zaman gazetesinde başlık atılmasına neden olur.
Ben o fotoğraflarla en sonunda iktidar olacağım.
İsterse hiç kimse bana oy vermesin.Ben doğru yaptım. Türk Devleti’nin yapması gerekeni ben yaptım.
O fotoğrafların bu kadar çok yayınlanması benim kuvvetimi gösterir.

SORU : PKK’nın MIT tarafından kurulduğunu neye dayandırıyorsunuz?

DOĞU PERİNÇEK : PKK’nın 1980’e kadar partimize karşı cinayetlerine dayandırıyorum. O tarihte iktidarda olan MC Hükümeti, Demirel, Türkeş, Erbakan’lar... O bölgeden solu temizlesin diye PKK’ya yol verildi.
1960’larda Güneydoğu’da halk birlikten yanaydı, sola oy veriyordu. Çünkü sol birleştirir.Yugoslavya’yı sol birleştirdi. Rusya’yı Lenin birleştirdi. İkinci Dünya Savaşı’nda hep sol partiler ülkelerini kurtardı, halkını birleştirdi.
Son 100 yılda milliyetçiyim diyen sağcılar, ülkelerinin kurtuluşuna önderlik etmediler.
Kürtler arasında sol olanlar birlikten yanalar.
Ayrıca olgular var. A.Öcalan, 1972-1973’te Şafak Dergisini dağıtmaktan yargılandı. Benzer konumda olanlar 7,5 yıl ceza aldılar. Ancak Öcalan savcılar ile anlaştı.
Bizim liderlerimizi öldürdüler. Bize jandarma da polis te sahip çıkmadı.
Kürt yurttaşlarımında bilmesini isterim. 1980 öncesinde PKK Gladyo’nun denetiminde faaliyet yürüttü.
Sonra aynı kafayla Hizbullah’ı kurdular.

SORU : Öcalan, Perinçek “ Bizim siyasal yapılanmamız içinde yer alsın” dedi. Siz ise siyasal açılım teklifinde bulundular dediniz.

DOĞU PERİNÇEK : Öcalan doğru söylemiş. Ben ona silahı bırakın, örgütünüzü dağıtın, Türkiye’deki partilere katılın. Beğenen de İşçi Partisi’ne girebilir, dedik.
PKK’nın bize SHP listelerinden dört milletvekilliği önermesiyle, Öcalan’a söylediklerim arasında bir çelişme yok. SHP ile HEP’in anlaşması, ABD’nin PKK’yı yasallaştırma politikasının bir uygulaması. Bu bir devlet politikası olarak 1991’de Erdal İnönü tarafından uygulandı. 22 milletvekili verdi.
Bizim politikamız, gücümüz yetmediği için uygulanmadı.

*
Savcı Nihat Taşkın’ın soruları ve Sn. Doğu Perinçek’in yanıtlarıdır:

SORU : 1988-1989 “KIŞ TATBİKATI”.

DOĞU PERİNÇEK : 1998’de yargılandım.

SORU : 26 Mayıs 2000/Sayın Öcalan başlıklı mektup,Genelkurmaya gönderdiğiniz, teyit edemedik, kayıt var mı?

DOĞU PERİNÇEK : Resmi yolla gönderdim. Mektup gizli değil. Teori Dergisinde de yayımladım. Türk Milleti’nin de bilmesini istediğim için.

SORU : Yakalandıktan sonra neden sizin görüşünüzü soruyor?

DOĞU PERİNÇEK : Apo, federasyondan vazgeçmişti. Atatürk’ü savunmaya başlamıştı. Bugün, ulusal bir irade olsun, Öcalan 5 dakikada bu çizgiye gelir. Tarihi bir fırsattı.

SORU : Cevap verildi mi?

DOĞU PERİNÇEK : Verdiler. 2002 Kongresi’nde bir heyet geldi, sözlü olarak teşekkürlerini ilettiler.

SORU : Apo’ya yazdığınız mektupta, kullandığınız saygılı dille yasallaştırıp, resmiyet kazandırmış olmuyor musunuz?

DOĞU PERİNÇEK : Hayır, saygılı bir uslüp yoktur.

SORU : Başka iletişiminiz oldu mu?

DOĞU PERİNÇEK : Apo'nun İmralı'dan bölücü örgütü yönetmesine ilk tepkiyi ben verdim. O soruşturmaları başlatan da benim. Türk Devletinde böyle bir irade yoktu. Başka bir iletişimim ve diyalogum da yoktur.

SORU : 1991 MİTİNG görüntülerinizde Türk Bayrağı olduğunu söylüyorsunuz, ama yoktu?

DOĞU PERİNÇEK : Vardı. Emniyet raporları istenebilir. Birlik ve beraberlik savunulmuştur. Sloganlarımız “kardeşlik, kardeşlik, kardeşlik” üzerineydi.
Bizim köylerimize PKK Bixi silahlarla saldırmıştır. Buna direnen bir kuvvet yaratmadan ordaki halkı birleştiremezsiniz. Bir tek İşçi Partisi bunu yapar. Diğer partiler yapamaz.

SORU : “Kıbrıs Meselesi” kitabınızda, bugün savunduğunuzdan farklı bir görüş savunuyorsunuz.

DOĞU PERİNÇEK : 1970’lerin başında yayınlanan kitabımı buraya getirmek psikolojik savaş içindir.

SORU : Siyasal çizginizde keskin değişiklikler var. İddianame’de böyle deniyor?

DOĞU PERİNÇEK : ABD’nin izin vermesiyle, yeşil ışık yakınca KKTC’yi savunacaksınız. Kırmızı ışık yakınca vazgeçeceksiniz. Biz bu politikaya karşıyız. Rauf Denktaş okumuş, bu görüşlerimi, o sineye çekiyor da size ne oluyor?

SORU : Ferit İlsever, “Kontrgerilla, ÖHD, Genelkurmay'a bağlı” deniliyor. İddianamede de bundan başka bir şey söylenmiyor. Niye kamuoyuna ters yönde söylüyorsunuz.

DOĞU PERİNÇEK : Nato döneminde TSK içinde gladyo yapılanmasını tabii kabul ediyoruz. Bu doğru. 12 Mart, 12 Eylül elbet bunların işi. Onları yargılayalım getirip burada.
1990’da durum değişti. Sovyetler dağıldı. Ama NATO devam etti. Gladyo, gizli hükümettir. 1990’da TSK içinde ABD karşıtlığı gelişti. 1992’de adı lekelendiği için, ÖHD’nin adını değiştirdiler. ÖKK kuruldu. ÖKK milli bir görev yapmıştır.
O tarihten itibaren NATO, özel örgütünü polise kaydırdı.
Fethullahçı Gladyo’nun tertipleri yalan çıkacak, göreceğiz.
O bakımdan bugün TSK içinde bir Gladyo yok! Onun için İddianame yanlıştır.

SORU : “H.Ümit Sayın’ın bilgisayarı”nda bulunan mektubunuz.

DOĞU PERİNÇEK : Kemalistlerin derin devleti yoktu. Çok büyük yanlış. TSK da olsa, devlet içinde olsa, futbol topu gibi her gün tekmelenir mi? Amerikadan korkuyor TSK! Derin devletin her gün dayağını yiyor TSK!

SORU : TSK.

DOĞU PERİNÇEK : Sunay’lar, Tağmaç’lar, Evren’leri Türk Milleti affetmeyecektir. Esas yargılanacak olan onlardır. Yapılmış darbeler yargılayalım. 12 Mart’ı, 12 Eylül’ü yargılayalım!

SORU : Aydınlık Dergisi’nde ele geçen VHS kasette, “Devrim Kanunları Uygulansın” da, orduya saldırmakla devrim çıkmaz. Ekim ve Çin Devrimi örnekleri v.b.

DOĞU PERİNÇEK : Dünyadaki bütün devrimlerin orduyla birleşerek olduğunu söylüyorum. O konuşmamda sola sesleniyorum. Orduyu düşman ilan etmeyelim, orduyla birleşmeden devrim olmaz diyorum.
Türkiye’de devrim olacak. Bilim adamı olarak benim görüşüm bu, birkaç yıl içinde.

SORU : “KARARGAH EVLERİ”?

DOĞU PERİNÇEK : Çok iyi biliyorum. Kesinlikle böyle bir şey yok. Genelkurmay açıkladı, Ergenekon’la ilgisi olmadığını. Askeri yargı birkaç ay içinde sonuçlanacak. Oradan gelecek yazıda, İşçi Partisi ile ilgisi olmadığı yazılacak. Bir- iki ay sabredin!
Gerçekçi değildir, ihanet düzeyindedir.

SORU : “Anayasa namlunun ucundadır” yazısı Ekim 2007 Aydınlık başyazısında Anayasa taslağını eleştiriyorsunuz. Sizin de bir Anayasa taslağınız var. Siz sivil değil misiniz?

DOĞU PERİNÇEK : Devletin cebir gücü yoksa Anayasa olmaz. İlk modern anayasa ABD Anayasası.General Washington’la, süngülerle yapılmış.
1876 padişah devrilmiş.Anayasa ilan edildi.
1908 Niyazi, Enver beyler, Anadolu’da halk ayaklanmış, Anayasa yeniden uygulanmış.
1920 Halkın devrimiyle 1921 Anayasası yapıldı.
İşçi Partisi’nin önerdiği Milli Anayasa’da millet-ordu birleşmesiyle ortaya çıkacaktır.
Türkiye’nin önünde devrim var. Atatürk’ün 1937’de bıraktığı Anayasa’yı bugüne göre düzenleyeceğiz. Türkiye’nin önünde bir devrim. Amerika da gelse, Fethullahçılar da gelse olacak.
Türkiye, sorunlarını devrim dışında çözmenin mümkün olmadığı bir noktaya gelmiştir. Ekonomisini, toplumunu, kültürünü, ahlakını, insanını kurtarmak için devrim olacak. Siz beni odunların üzerinde yaksanız da ben bunu söyleyeceğim.
Burada artık engizisyon yargısı yapılıyor.
Bizim tasarılarımız, düşüncelerimiz de suç sayılıyor.

SORU : İllegal yapılanmanız var mı?

DOĞU PERİNÇEK : Burada hukuku bıraktık. 34 yıl öncesine döndük. Ben de bırakıyorum. (Perinçek, “4 Tek” Programını açıkladı: Tek parti, tek program, tek disiplin) Bugün illegal bir yapılanmamız olduğunu gösteren tek bir delil getirin.

SORU : - “Fabrikatör” de yöntemleriniz anlatılıyor(PKK, Hizbullah, DHKP-C, Çatı örgüt Ergenekon)
- Tuncay Güney ev aramasında bulunan, 19 Mayıs 2000 tarihli size hitaben mektup!
- Aynı tarihte Ethem Sancak’a gönderilen bir mektup var. Size ulaştı mı bu mektup?

DOĞU PERİNÇEK : Bu mantıkla suçlanamayacak tek kişi yoktur. Tek suçlanamayacak kişi Doğu Perinçek’tir.
Böyle alçaklarla benim beraber olmam mümkün mü?
Mao’yu anlamayan Atatürk’ü de anlamaz.
Atatürk’ü anlamayan da Mao’yu anlamaz.
Fabrikatör’ü yazan Eymür. Karşı cephedeki bu insanla nasıl aynı örgütte olurum? İşçi Partisi’ni çıkarın, bugün Atatürk bir yığıntı haline gelmiştir.
Makaslanan, sansürlenen Atatürk’ü gün yüzüne çıkaran İşçi Partisi’dir.
O mektup bana gelmedi. O mektubu getirenin suratına çarparım. Bana kimse öyle bir mektup getiremez.
Size boyun eğdim mi ki, onlara boyun eğeyim! Ben kimseye boyun eğmem.
Ethem Sancak’a “def’et para isteyeni!” dedim.

SORU : 13 Kasım 2000 diye gönderilen aramadan çıkan, Ümit Oğuztan’da bulunmuş mektup.

DOĞU PERİNÇEK : Almadım. Gazete bilgilerinden yazılmış. Bunun hakkındaki görüşlerimizi bir dosya halinde Sn.Ecevit’e sunduk. MIT’e de sunduk.

SORU : “Devletin Yeniden Yapılanması” sizin çalışmanız mı?

DOĞU PERİNÇEK : İki metin var. Bir tasarı, iki karar.İki metin de aramada bulundu. İkisi arasında hemen hemen hiç bir fark yoktur. İki üç cümle değişmiştir. İki metin aynıdır.

SORU : Alaattin Çakıcı’nın ifadesindeki “Eymür’ün Doğu Perinçek ile irtibatı vardır,diyor.
DOĞU PERİNÇEK : Eymür, terfi etmedi, atıldı! Yan yana gelmemiz mümkün değil.

SORU : Tuncay Güney, kimin referansıyla geldi?

DOĞU PERİNÇEK : Tuncay Güney, Aydınlık’ta çalışmadı. Biz onun karanlık işleri olan bir eleman olduğunu biliyorduk.

SORU : PKK’ya silah satan yetkilileri biliyoruz, dediniz.

DOĞU PERİNÇEK : PKK’ya silah satış ekibinin başında CIA-MOSSAD takımı var. 6 Aralık 1998’de Aydınlık kapağında yayınlamışız. Biz demişiz ki ABD, PKK’ya silah veriyor. ABD bana Jim Hongland Washington Post’ta Türk ordusunu suçladı. 1 hafta sonra da, Tuncay Güney’e bu uydurma söylettiriliyor.
Aydınlık’ın haberinde, bu konuda bir soruşturma başlatılmış, soruşturulanlar içinde Özer Çiller, Sedat Bucak, Mehmet Ağar var deniyor.

SORU : Veli Küçük ile tanıştığınız Kıbrıs Mitingi’ni kim düzenledi?

DOĞU PERİNÇEK : İşçi Partisi dilekçeyi verdi. Konuşmacılar Denktaş, ben, CHP’den, DSP’den temsilci, RP Genel Başkan Yardımcısı Muhsin Yazıcıoğlu, MHP Genel Başkan Yard. Şevket Bülent Yahnici idi.

SORU : Aslı Aydıntaçbaş’la konuşmanızda, Ergenekon belgesine ilişkin, “benden etkilenmiş olabilirler” dediniz. Burada ise acımasızca eleştirdiniz.

DOĞU PERİNÇEK : Aslı Aydıntaşbaş’ın yazısını eksik naklettiniz. Daha okumaya başladığında ben atladım, sordun diyor. Birinci paragrafta Kurtuluş Savaşı’nın 1914-1922 arasında tanımlanıyor. Bu görüş benim görüşüm. Ama benim cümlem değil. 15-20 saniyelik bir okuma bu. O tarihte okumadım. Daha sonra okudum ve yanına işaretler koydum. Ünlem, soru işareti var. İnsan kendi yazısına yanlış der mi?
Ben “Bu belgede istihbarat vurgusu var böyle şeyleri görmem” diyor. İşçi Partisi hükümet olursa ihtiyaç olursa kurulur dedim.

SORU :Ergenekon ismini daha önceden biliyordunuz. 2001’de Tuncay Güney yakalanınca Ergenekon’dan söz eden yayınlar yapmadınız mı?

DOĞU PERİNÇEK : Biz sadece isim olarak Ergenekon’u biliyorduk. Ama bu Ergenekon Yeniden Yapılanma” belgesini 2006’da Aydıntaşbaş’tan aldım. O zaman okudum.


-MUZAFFER TEKİN İLE TANIŞIKLIĞI-
Perinçek, başka bir soru üzerine, ''Ergenekon'' ile ilgili 1987'de MİT tarafından hazırlanan raporun resmi belge olmadığı, etüt olarak açıklandığını, 1996'daki raporu da Eymür'ün hazırladığını söyledi.

Doğu Perinçek, Tuncay Güney'in Aydınlık Dergisinde çalışmadığını, Güney'i karanlık işleri olan bir eleman olarak bildiklerini kaydetti.

Savcı Taşkın'ın ''PKK'ya silah satan yetkilileri bildiğini'' söylemesi üzerine, Perinçek, PKK'ya silah satış ekibinin başında CIA-MOSSAD takımının olduğunu, bunun 6 Aralık 1998'de Aydınlık kapağında yayınlandığını, haberde bu konuda bir soruşturma başlatıldığı, soruşturulanlar içinde Tansu Çiller, Sedat Bucak ve Mehmet Ağar'ın olduğunun söylendiğini anlattı.

Savcı Taşkın'ın başka bir sorusu üzerine Muzaffer Tekin ile tanışıklığını yeniden anlatan Perinçek, şunları söyledi:
''Zafer tepesine ismini veren bir komutanı partimize üye yapmak istedik. Yine teklif ediyorum; üye olsun. Danıştay olayını yaptığına en ufak ihtimal vermedim. Olaydan üç dört ay önce tanışmıştım. Samimi buldum. Bilgisayarımda tabii ki e posta kaydı olur. İlhan Selçuk'un da Kemal Alemdaroğlu'nun da olur. Sizden mi korkacağım? Sorduklarınızın suçla ilgisi yok. Korku yaratmak istiyorsunuz. Türk aydınlarının birbirleriyle konuşmalarını engelleyemezsiniz. Türk devrimci aydını; Mustafa Kemal önderliğinde birleşecek, bu Fethullahçı mekanizmayı yerle bir edecektir. Aldınız mı cevabınızı? Türkiye'yi Fethullah Gülen'e Amerika'ya bırakmayacağız. Yazın bunu mütalaaya. İrtica Türk milletini yeneceğini zannetmesin''
Perinçek'in bu sözlerinin ardından "Muzaffer Tekin'in üyelik teklifinizi kabul ediyorum"
dediği duyuldu.