TÜRK ORDUSU'NA SALDIRIYA KOMUTANLARDAN YANIT: Genelkurmay Başkanı, Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları İstifa ettiler!

ABD ve AKP'nin, Türk Ordusu'nun vatanı savunma iradesini yoketmeye ve teslim alarak kriz bölgelerine müdahale gücü haline getirme saldırısına, TSK Komuta kademesinden yanıt geldi. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları istifa ettiler.
...

Tarih:

ABD ve AKP'nin, Türk Ordusu'nun vatanı savunma iradesini yoketmeye ve teslim alarak kriz bölgelerine müdahale gücü haline getirme saldırısına, TSK Komuta kademesinden yanıt geldi. Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanları istifa ettiler.

ABD-AKP,2011 Yüksek Askeri Şura öncesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerini dağıtacak bir tezgah hazırladı. Bu tezgah gereği, ABD yetkilileri üst üste Ankara'ya geldi. Türk Ordusu'na baskı uygulandı. Genelkurmay Başkanı ve 3 kuvvet komutanı, bu dayatmalara karşı istifa etti. İstifalar, Türk Ordusu'nun ayağa kalkmasıdır. İstifalar sadece 4 komutanının iradesiyle alınan bir karar olmayıp, en aşağılardan gelen bir itirazdır. İstifalar, vatan savunma görevini yapamaz hale getirilmek, teslim alınmak istenen, yıllardır Ergenekon/Balyoz vb tertiplerle tekmelenen Türk Ordusu'nun kurumsal itirazıdır. Millet ve Ordu, ABD-AKP tezgahına devrimle yanıt verecektir!

İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'in 21 Haziran 2011 günlü Aydınlık'taki yazısındaki şu belirlemeleri çıkışa işaret ediyor:

"1. Taktik Hava Kuvvet Komutanı Korg. Korcan Pulatsü’nün tutuklanma haberi, basında sıradan bir olay gibi yer aldı. Yaşadığımız olayın hukukla, yargıyla, adaletle, soruşturmayla, kovuşturmayla hiçbir ilgisi yoktur.

TSK, 2007 yılından bu yana 4 yıldır süren ABD operasyonu sonucu, tarihinin en ağır bozgununa uğramıştır. Eskişehir-Kütahya muharebelerinde hiç olmazsa savaşarak yenilmiştik. Bugünkü bozgunun en acı tarafı, tek bir mermi atmadan şu ana kadar 32 general ve amiralimizi esir vermiş olmamızdır. Bu gerçeği saptamadan, bu kuşatmadan çıkılamaz.

Türkiye, çok tehlikeli bir yerdedir. TSK’nin Suriye’ye yapılacak bir ABD/NATO operasyonunda cepheye sürülmesi, çok ağır sonuçlar doğurur. Suriye, Libya değildir. Suriye’nin tepesine bir CIA ajanının oturtulmasına katkıda bulunmak, TSK’nin Türkiye’nin bölünmesi suçuna boylu boyunca ortak olması anlamına gelir. Böyle bir uygulama, TSK’nin, Türk Ordusu’nu kuşatan çemberin daraltılmasına katkıda bulunmasından başka bir şey değildir.

Abdullah Gül – Tayyip Erdoğan’ın bu tür suçları işlemesi, en sonunda bireysel kaderleriyle ilgili sonuçlar doğurur. Ama TSK’nin böyle tarihi bir cinayete katılması, kendisini bitiren çok derin ve kapsamlı sonuçlar getirir.

TSK, uğradığı bozgundan sonra ABD ile Ortadoğu ülkelerine karşı şiddet uygulayan bir işbirliğine girerek, Türk Milletine çok ağır bir kötülüğe dahil olur ve bunun sonu, önümüzdeki büyük bunalımda Türkiye halkı üzerinde kanlı bir diktatörlüğe kadar uzanacak olasılıklar içerir.

Türkiye, buradan ancak ve ancak bir halk devrimiyle çıkabilir.

Bu milli devrimin denklemi, bütün halk devrimlerinde olduğu gibi Halk + Ordu’dur. Bizim tarihimizdeki örnekleri, 1908 ve 1920’dir... Uğradığı bozgunun ağır koşullarında TSK, ABD’nin ve İsrail’in ateşe sürdüğü güç olmayı kabul ederse, yarın Türkiye halkının da üzerine sürülecektir. Bu olay, 12 Mart ve 12 Eylül askeri darbelerinin zulmüyle karşılaştırılamayacak boyutlar içermektedir.

Plan bozulmalıdır. Türk Ordusunun şerefli komutanları, 1991 yılında Irak’ın üzerine sürülmeyi kabul etmediler. Genelkurmay Başkanı Org. Torumtay’ın istifası, ABD’nin ve memuru konumundaki Turgut Özal’ın planını bozdu.

Bugün gelinen durumda, nasıl yapar, onu biz belirleyemeyiz, ancak komuta kademesi ve tek tek komutanlar, TSK’nin Suriye’ye yönelik eylemli bir tertibe alet edilmesine kesinlikle boyun eğmemelidirler. Aksi halde işleyecekleri suçlar, Cevdet Sunay ve Tağmaçlarla ve Kenan Evrenlerle karşılaştırılmayacak kadar ağır olur. Vatanlarına milletlerine en büyük kötülüğün sorumluları olurlar. ABD planını bozmak, Türk Ordusunu halkıyla birleştirir. İşte bu, bütün çözümlerin anahtarıdır.

BOP Eşbaşkanlığı’nın yıkılması ve bir Milli Hükümetin kurulması, önümüzdeki dönem, Türkiye için bir yaşam sorunudur.

Bunu bir tek İşçi Partisi görüyor ve mücadelesini veriyor.

İşçi Partisi’nin büyüklüğü ve hükümet olma gizilgücü işte buradadır. "


KOŞANER'İN MESAJI
Genelkurmay Başkanı Işık Koşaner bir mesaj yayınladı. Koşaner, "Değerli silah arkadaşlarım" diye başladığı veda mesajında, emekli ve muvazzaf çok sayıda Türk Silahlı Kuvvetleri mensubunun, somut delillere dayanmayan iddialar nedeniyle soruşturmalara tabi tutulması, tutuklanması ve yargılanmasının tüm Türk Silahlı Kuvvetleri personeli tarafından üzüntü, endişe ve kırgınlıkla izlendiğinden “emin olduğunu” dile getirdi.
Şu anda 173'ü muvazzaf, 77'si emekli olmak üzere 250 general/amiral, subay, astsubay ve uzman jandarma çavuşun hürriyetlerinden yoksun olarak tutuklu bulunduğunu hatırlatan Koşaner, mesajında şunları kaydetti:
"Tutuklamaların evrensel hukuk kaidelerine, hakka, adalete ve vicdani değerlere uygun olarak yapıldığını kabul etmek birçok hukukçunun da ifade ettiği gibi mümkün değildir.
Bu durum birçok defalar yetkili makamlara iletilmesine, anlatılmasına ve takip edilmesine rağmen, soruna yasal çerçevede bir çözüm bulunması mümkün olmamıştır.
Haklarında henüz hiçbir kesin yargı kararı olmamasına rağmen, tutuklu bulunan 14 general/amiral ile 58 albay, hürriyetlerinin tahdit edilmesinin yanı sıra, mevcut yasalarımız gereğince bu yıl yapılacak Yüksek Askeri Şura'da değerlendirmeye girme hakkını kaybetmiş ve peşinen cezalandırılmıştır.
Soruşturma ve uzun süreli tutuklamaların bir amacının da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin sürekli gündemde tutularak, kamuoyunda bir suç teşkilatı olduğu izleniminin yaratılmaya çalışıldığı, bunu fırsat bilen yanlı medyanın da her türlü yalan haber, iftira ve suçlamalarla yüce ulusumuzu kendi silahlı kuvvetlerine karşı tavır almaya teşvik ettiği dikkatlerden kaçmamaktadır. Bu durumun önlenememesi ve yetkili makamlar nezdinde yapılan girişimlerin dikkate alınmaması, Genelkurmay Başkanı olarak personelimin hak ve hukukunu koruma sorumluluğumu yerine getirmeme engel olduğundan, işgal ettiğim bu yüce makamda göreve devam etme imkanımı ortadan kaldırmıştır.
Şartlar ne olursa olsun, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman mensuplarının, kutsal görevlerinde bundan önce olduğu gibi, bundan sonra da üstün disiplin, cesaret ve fedakarlıkla başarıya ulaşacaklarına olan kesin inancımı bir kez daha güvenle ifade ederken, Türk Silahlı kuvvetlerinin tüm mensuplarına sağlık ve esenlikler dilerim."


Biri Orgeneral, 3 muvazzaf general Aydınlık'a anlattı
KOMUTANLARI İSTİFAYA GÖTÜREN PLAN

ABD merkezli aralıksız yürütülen Türk Ordusu'nu biterme operasyonu 2011 YAŞ öncesi doruk noktasına ulaştı. Orduya vuralacak darbenin en büyüğü ise YAŞ'a bekletiliyor. 1 Orgeneral rütbesinde 3 muvazzaf general, TSK'ya indirilecek en büyük darbe planını Aydınlık'a anlattı. İşte 2 gün sonra yapılacak YAŞ toplantısında uygulamaya konulacak olan 'YAŞ ve Hükümet-TSK İlişkilerinin Yeniden Yapılandırılması'' başlıklı plan...

1- General ve üst subay sayısı 3/2 oranında indirilecek

TSK ile ilgili kanun ve mevzuatlara göre sayıları 301 ile sınırlı olan general kadrosu, azaltılan asker sayısına parelel olarak 3/2 oranında azaltılacak. Bu sayı ile 110 general kadrosunun kalacağı ifade ediliyor. Diğer subay ve astsubay sayıları da yeniden belirlenecek. Şu TSK bünyesinde 46 bin subay, 100 bin astsubay ve 70 bin uzman erbaş bulunuyor.

2- Asker sayısı 250 bine inecek

Asker sayısının azaltılması planı iç güvenlik hizmetleri ile sınır koruma görevinin TSK’dan alınarak İçişleri Bakanlığı'na devredilmesi ve profesyonel ordu çalışmasıyla birlikte yürütülüyor. TSK'nın görev alanının daraltılmasıyla birlikte şimdi sayısı 730 bin civarında olan askeri personelin sayısı 250 bine indirilecek .

3- 17 general emekli edilecek, 171 subay açığa alınacak

Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Islak İmza vs tertiplerine adları karıştırılan 17 muvazzaf general ve amiral emekli edilecek. 171 subay ve astsubay ise davalar sonuçlanana kadar açığa alınacak. Açığa alınacak askerlerin maaşlarında 3/2 oranında azaltmaya gidilecek. Bu davalrda adı geçen ve halen görevde olan 23 general ve amiral ile 110 subay ve assubayın da emekli edilmesi hükümetin gündeminde.

4- İstisnai general kadroları boşaltılacak

Önemli görevler ve tedit zorunluluğu nedeni ile ihdas edilen ve 40 civarındaki 'isitisnai' general kadroları boşaltılacak. Boşaltılan kadrolara atama yapılmayacak.

5- Genelkurmay Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanacak

Genelkurmay Başkanlığı'nın Milli Savunma Bakanlığı'na bağlanması konusundaki ilk somut talebin 2001 YAŞ toplantısında gündeme geleceği belirtildi.


Komutanların mesajı: Ayağa kalkalım!

Muvazzaf generaller, ABD'nin Türk ordusunu ve ulus devleti yıkma planına karşı Türk Milleti'ne seslendi: Silkinip yeniden ayağa kalkma zamanı
Generaller Aydınlık'tan Türkiye'ye böyle seslendi:
“Bütün askeri teamüllerin ve yerlişik uygulamaların adım adım ortadan kaldırılmasıyla gelinen bu günlerde hedeflenen ortada lejnoyer birliğinden öteye geçmeyen bir silahlı güç bırakmak. Hızla değiştirip dönüştürülen ve günden güne küçültülen TSK’yı tartşmalı bir gelecek beklekliyor.

Ulus devlete savaş

“TSK’daki bu değişimin sonunda ulus devlet var olma yok olma ile karşı karşıya geldi. Genelkurmay Başkanları ile kuvvet komutanlarının görüş ve karar belirleme inisiyatifleri azalarak bugünlere kadar geldi. Bu durum yakıcı bir şekilde 2005 yılında başladı.

Özkök'le başladı

Bunun baş sorumlusu ve süreci başlatan kişi eski Genelkurmay Başkanı E.Orgeneral Hilmi Özkök’tür. Aynı süreç E.Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile de devam etmiştir. Org. İlker Başbuğ döneminde birenme olmuş ise de fazla kalıcı ve etkili olamamıştır. 2010 yılı itibari ile YAŞ başta olmak üzere bütün toplantılarda askeri konularda görüş, tavsiye ve talepler komutanlardan çıkarken; son iki yıldır herşey Başbakan'ın insiyetifine bırakılmıştır. Bu çizgi orduyu Hükümetçe verilen emirleri yerine getirme kurumu haline getirdi.

Görev zamanı

Ordunun Anayasal görevleri elinden alındı. Bu durum, TSK’nın inisiyatifinin yok olduğunun göstergesidir. Bu nedenle, yaşananlar karşısında, ulus devlet konusunda duyarlı her türk vatandaşı, ulus devlet yanlısı olan asker, sivil herkes tarafından tepki ile karşılanması gerekiyor. Bütün duyarlılığımızla silkinip yeniden ayağa kalkmak gerekiyor. Kademeli olarak uygulanan planlara karşı karşı örgütlü bir görev üstlenmemiz gerekiyor.”