Türk Hükümeti :
• İfade özgürlüğü için duyulan endişeler, Türk Hükümeti’nin sürmekte olan davaya müdahalesine neden oldu.
• Perinçek, 1915’te yaşanan tarihsel olayların ‘soykırım’ olarak sınıflandırılmasına meydan okumuştur.
• ‘Soykırım iddiaları uluslararası bir yalandır’ diyen Perinçek, ‘soykırım’ iddialarının sahiplerini rahatsız eden şok edici açıklamalar yapmıştır.
• Perinçek, 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak nitelendirilmesine karşı çıkan tek kişi değildir. Örneğin İngiltere Hükümeti, Perinçek ile aynı tutumu benimsemiştir.
• Perinçek’in İsviçre’de açıklama yapmasından hemen sonra İngiltere Hükümeti de benzeri açıklamalar yapmış, konunun incelenmesi ve açıklanmasının tarihçilerin görevi olduğunu belirtmiştir. 2011’de, ‘1915 Ermeni soykırımı’nı resmen tanıyan ilk ülke olan Fransa da, ‘Ermeni soykırımı’nı inkâr etmeyi suç sayan kanunu kesin olarak reddetmiştir.
• Davaya katılan Türk Hükümeti, İsviçre’nin Perinçek hakkında verdiği kararla AİHS’ni ihlal ettiğinin kabulünü ve İsviçre’nin Perinçek’e tazminat ödemesini talep etmektedir.
“ ‘Ermeni soykırımı’ emperyalist bir yalandır. 1915’te soykırım yapmadık vatanımızı savunduk” dediği için İsviçre’de para cezasına çarptırılan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in İsviçre aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açtığı davada önemli gelişmeler yaşanıyor.
Bu davaya Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti de Perinçek’in safında katıldı. Türkiye Cumhuriyeti adına yapılan ve Doğu Perinçek’in ifade özgürlüğünü kullandığı belirtilen başvuruda; “İfade özgürlüğü, tüm demokratik toplumların önemli bir köşe taşını oluşturmaktadır. En temel özgürlüklerden biri için duyulan endişeler, Türk Hükümeti’nin sürmekte olan davaya müdahale etmesine neden oldu” deniliyor.
PERİNÇEK, “SOYKIRIM” İDDİALARINA MEYDAN OKUDU!
Türk Hükümeti’nin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne resmen bildirdiği değerlendirme şöyle:
“Süregelen davada, Doğu Perinçek 1915 olaylarına ilişkin görüşlerini dile getirmiştir. Kişinin, kendisini ifade etmesinin merkezinde yer alan fikirlere –resmi merciler onları asılsız, duygusal, değersiz veya tehlikeli olarak gördüklerinden- müdahale edilemez. Süregelen dava bundan dolayı İkinci Dünya Savaşı esnasında Yahudi soykırımının, konsantrasyon kamplarında gaz odalarının varlığının, kurbanlarının sayısının veya Avrupa’nın Yahudilerini öldürme amacıyla zehirli gaz kullanımının inkarına benzememektedir. Doğu Perinçek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin temelindeki değerlerle uyuşmayan Nazi ve soykırım yanlısı siyasetlere karşı çıkmış, 1915’te yaşanan tarihsel olayların ‘soykırım’ olarak sınıflandırılmasına meydan okumuştur”.
“SOYKIRIM İDDİALARI ULUSLARARASI BİR YALANDIR” DİYEN PERİNÇEK, İDDİA SAHİPLERİNİ RAHATSIZ EDEN ŞOK EDİCİ AÇIKLAMALAR YAPMIŞTIR!
“Doğu Perinçek’in, 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak sınıflandırılmasına “uluslararası bir yalan’ demesi, açıklamanın içeriğini değiştirmemektedir. Yani inkârın konusu, olayların kendisi değil, olayların hukuki sınıflandırmasıdır. Bu tarz bir üslubun kullanılması, şoke edici ve rahatsızlık verici olabilir. Fakat Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de belirttiği gibi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10. maddesinin koruması ‘devleti veya toplumun bir kısmını kırıcı, şoke edici veya rahatsız edici’ ifadeleri de kapsamaktadır. Ki bunlar olmaksızın ‘demokratik toplum’ olmaz. İfade özgürlüğü, ifadenin şeklini de kapsamaktadır. Bunun anlamı, fikirlerin sert ve incitici bir şekilde de ifade edilebileceğidir”.
PERİNÇEK, “SOYKIRIM” İDDİALARINA KARŞI ÇIKAN TEK KİŞİ DEĞİLDİR!
“Doğu Perinçek, 1915 olaylarının ‘soykırım’ olarak sınıflandırılmasına karşı çıkan tek kişi değildir.
“Örneğin, İngiltere Hükümeti, Perinçek ile aynı tutumu benimsemiştir. Meclisteki bir soru önergesine verilen 8 Mart 2008 tarihli cevapta, Dışişleri Bakanı şunları söylüyor:
‘Bu konuda Hükümet’in konumu köklüdür. Hükümet, tarihin bu korkunç dönemine ilişkin duygu gücünü kabul ediyor. Buna rağmen, ne bu Hükümet, ne de önceki Hükümetler, bizi, olayların 1948 BM Soykırım Sözleşmesi tarafından tanımlandığı şekliyle soykırım olarak sınıflandırılmasına ikna edecek yeterli kanıtın bulunduğuna hükmetmemiştir’ ”.
“17 Kasım 2004’te de İngiltere Dışişleri Bakanı, ‘Ermeni soykırımı’nın tanınmasına yönelik İngiltere Hükümeti’nin politikası sorulduğunda şu cevabı vermişti:
‘Tarihçiler, Ermeni katliamının 1948 Soykırım Sözleşmesi’ne göre soykırım olup olmadığı korusunda ihtilaftalar’ ”.
PERİNÇEK’İN EYLEMİNDEN SONRA, “SOYKIRIMI”I TANIYAN AVRUPA DEVLETLERİ DE GÖRÜŞ DEĞİŞTİRDİ!
Türk Hükümeti adına yapılan başvuruda, Perinçek’in İsviçre eyleminden sonraki gelişmeler de şöyle aktarılıyor:
“Nitekim, Perinçek’in İsviçre’de bu açıklamalarını yapmasından hemen sonra 17 Ekim 2005’te İngiltere Hükümeti şunları belirtmişti:
‘1915-16 olaylarının, 1948 BM Soykırım Sözleşmesi tarafından tanımlandığı şekliyle soykırım olarak sınıflandırılması gerektiği konusunda AB üyesi ülkeler arasında bir mutabakat yoktur’ ”.
“2001’de ‘1915 Ermeni Soykırımı’nı resmen tanıyan bir kanun kabul eden ilk ülke olan Fransa’da Senato, 4 Mayıs 2011 günü, ‘Ermeni soykırımını inkâr etmeyi suç sayan kanun’u kesin olarak reddetmiştir”.
“İsviçre Hükümeti de, 16 Şubat 2011 tarihli bir soru önergesine cevaben şöyle demiştir:
‘Federal Konsey, bununla birlikte, 1915’in trajik olaylarının mümkün olduğunca kapsamlı bir şekilde incelenmesinin ve açıklanmasının tarihçilerin görevi olduğu savını savunmaya devam etmektedir’ ”.
PERİNÇEK’İN HAKLI ŞİKÂYETİ KABUL EDİLMELİDİR!
Türk Hükümeti adına Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne verilen katılma dilekçesinde, Doğu Perinçek’in İsviçre aleyhine yaptığı bu başvurunun kabul edilmesi istendi. Dilekçenin talepler bölümü aynen şöyle:
“Hükümet, Mahkemenin;
“(1) Başvuru sahibinin şikâyetinin, Sözleşme’nin 10. maddesi kapsamında değerlendirilebileceğine,
“(2) Sözleşme’nin 10. maddesinin ihlal edildiğine,
“(3) Davalı devletin başvuru sahibine adilane tazmin sağlaması gerektiğine hükmetmesini talep etmektedir”.
HÜKÜMETİN BU TUTUMU, “ERGENEKON SORUŞTURMASI” İLE ÇELİŞİYOR!
Hatırlanacağı gibi, 2005 yılında, KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş başkanlığında oluşturulan Talat Paşa Komitesi, Doğu Perinçek ile birlikte Lozan, Berlin, Paris gibi Batı merkezlerinde “soykırım” iddialarına karşı eylemler düzenlemişlerdi. Bunun üzerine, Avrupa Parlamentosu, Türk Hükümeti’nden Talat Paşa Komitesi’nin dağıtılmasını istemişti.
Bu doğrultuda, “Ergenekon soruşturması” kapsamında Talat Paşa Komitesi’nin faaliyetleri suçlanmıştı.
Silivri’de görülmekte olan davada, Perinçek ve arkadaşları, şimdi Hükümetin arkasına geçtiği bu eylemleri nedeniyle de yargılanmaktadırlar.
TALÂT PAŞA KOMİTESİ