Türban ne zaman “malzeme” olmaktan çıkacak?

MHP sözcülerinin Türban konusunda AKP’ye verdikleri desteği açıklamada kullandıkları belli başlı iki gerekçe var:
1. Üniversitede türbanı serbest bırakarak, bu konuyu AKP’nin kullandığı bir “malzeme” olmaktan çıkaracağız.
2. Türbanı yasallaştırarak bir...

Tarih:

MHP sözcülerinin Türban konusunda AKP’ye verdikleri desteği açıklamada kullandıkları belli başlı iki gerekçe var:
1. Üniversitede türbanı serbest bırakarak, bu konuyu AKP’nin kullandığı bir “malzeme” olmaktan çıkaracağız.
2. Türbanı yasallaştırarak bir sorunu çözeceğiz ve böylece yılların “gerginliğini” ortadan kaldıracağız.
MHP’nin her iki gerekçesi de doğru değildir.

KAMUDA TÜRBAN
Üniversitede türban serbest bırakıldıktan sonra bir “malzeme” olmaktan çıkmayacak, tam tersine daha fazla “malzeme” olacaktır.

Diyelim ki türban üniversitede serbest bırakıldı. Hemen arkasından kamu kurumlarında türbanın serbest bırakılması gündeme gelecektir. Nitekim bazı AKP milletvekilleri, daha bugünden bu konudaki görüşlerini açıklamaktadırlar.

Ve gene bugünlerde lehte yapılan gösterilerde dile getirilen talep, türbanın kamuda da serbest bırakılmasıdır.

Daha temkinli olanlar ise hedefe, adım adım ulaşılacağını ve sabırlı olmak gerektiğini söylemektedirler.

İlk aşama başarıldıktan sonra yeni bir döneme adım atacağız.

Türbancılar, bu adımdan sonra çok daha güçlü gerekçelerle taleplerini dillendireceklerdir. “Madem kamuda çalışmalarına izin vermeyecektiniz o zaman bizi niye okuttunuz?” diyeceklerdir.

22 – 23 yaşına kadar “dini inancının gereğidir” diyerek türban takmalarını bir hak olarak göreceksiniz, sonra mezun olup hayatını kazanmak için bir işe girmesi gerektiği dönemde, “başını aç veya dininin gereğini yerine getirme!” diyeceksiniz. Burada açık bir çelişme vardır.

Türbanı üniversitede serbest bırakan, kamuda da türbanın kullanılmasını engelleyemez. Esasen bugün türbanı üniversitelerde serbest bırakmanın kavgasını veren türbancıların böyle bir niyeti de yoktur. Onlar, ilk adımı attıktan sonra, daha büyük bir iştahla kamu mevzisini ele geçirmek için hamle yapmaya hazırlanmaktadırlar.

Yani türban, “malzeme” olmaya devam edecek…

ORTA VE İLKÖĞRETİMDE TÜRBAN
Kamudan sonra sıra, türbanın ortaöğretimde serbest bırakılmasına gelecek. Bütün liseler, İmam Hatip Lisesi haline dönüşecek.

Hatta, İlköğretim kurumlarında kız öğrencilerin türbansız olarak okula gitmeleri de kabul edilmeyecektir.

Çünkü türbanı savunanlar 8 – 9 yaşındaki kız çocuklarına çocuk değil, kadın olmaya namzet kişi gözü ile bakmaktadırlar..

Kadın; her şeyden önce bir insan değil, bir cinsel objedir türbancının gözünde.

Dolayısıyla Orta ve İlköğretimde türbanın hâkim kılınması mücadelesi; türbancı için önemli bir “malzeme” olmayı sürdürecektir.

SOKAKTA TÜRBAN
Kamu işyerlerinde ve okullarda türbanın hâkimiyeti sağlandıktan sonra sıra, türbanın sokağa da hâkim kılınmasına gelecektir.

Bu sefer de, “Yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de başı açık kadınların dolaşması dinimize hakarettir” diyeceklerdir.

Çünkü türbancının ideolojisi, kendisi gibi düşünmeyen insanların varlığını bile kendisine saldırı olarak değerlendirir.

Türban bu durumda, daha önceki dönemlerle kıyaslanmayacak ölçüde siyaset için bir “malzeme” olmayı sürdürecektir. Hatta bu aşamada hayatımızın sadece türbandan ibaret hale gelmesi gibi bir durumla da yüz yüze gelmiş olacağız.

NE ZAMAN ÇIKACAK?
Elbette türban ilânihaye “malzeme” olmayacaktır. Bütün bu aşamaları geride bıraktıktan sonra türbancılar artık, türbanı yeterli görmeyeceklerdir.

Türban, kadın yüzünü açıkta bırakan bir giysidir. Ayıca türban, kadının sadece saçını örtmekte ama öte yandan diğer giysiler, kadının vücut hatlarını gizleyememektedir. Nitekim çevremizde sıkça gördüğümüz üzere, çok sayıda türbanlı ama son moda giysiler içinde kadınlar bolca bulunmaktadır.

Şeriat ile yönetilen hiçbir ülkede böyle bir durum kabul edilemez. Afganistan’da Burka, İran’da Çador, diğer İslam ülkelerinde Çarşaf, bundan dolayı rakip tanımaz giysiler olarak diğer bütün giysileri silip süpürmüştür.

Türkiye’de türbancı, kadının nasıl giyineceğine karar verme gücünü ele geçirdiği an, türbanı çöpe atacaktır.

İşte o zaman türban, gerçekten de siyaset için bir “malzeme” olmaktan çıkacaktır. Artık gün, türbanın değil çarşafın olacaktır.

TOPLUMSAL ÇATIŞMA
Peki, bütün bu süreci yaşayacak olan Türkiye’de gerginlik ortadan kalkacak mı? Yukarda kaba hatlarıyla anlatmaya çalıştığımız sürecin güllük gülistanlık bir ortamda, güle oynaya yaşanacağını düşünmek için Allahın, oldukça saf bir kulu olmak gerekir.

Gerçekte ise, eğer Türban yasal hale getirilirse, bundan sonra yaşanacakları “gerginlik” ile ifade etmek kesinlikle yeterli olmayacaktır. Artık “gerginlik” değil, “toplumsal çatışma” gündemimize oturacaktır.

90 yıla yaklaşan laik uygulamanın ardından Türkiye’yi yeniden Ortaçağ’ın karanlık çatışmalarının içine yuvarlayacak böylesine bir gelişmenin kapısını aralayanlar, hesabını veremeyecekleri bir suçun failleri olacaklardır.

İnsanlık tarihinin son iki yüzyılındaki üç büyük Devrimden birini gerçekleştirmiş olan bu millet, Ortaçağ özlemcilerine geçit vermeyecektir.
Cumhuriyet Devrimi kazanacak!

mbgultekin@ip.org.tr