Tülin Oygür, 8 Mart sergisi açılışında konuştu

Ankara İl Başkanlığı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Ulus Meydanı’nda Farkındalık Sergisi açtı.

Tarih:

Ankara İl Başkanlığı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde Ulus Meydanı’nda Farkındalık Sergisi açtı. Açılışa Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Prof. Dr. Tülin Oygür ve Ankara’daki kadın adaylarımız katıldı. Açılışta Tülin Oygür’ün konuşmasının ardından kadın adaylarla birlikte kurdele kesilerek sergi ziyarete açıldı.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Prof. Dr. Tülin Oygür’ün açıklamaları şu şekilde:

 

Her günümüzün 8 Mart olduğu bir dünyada yaşıyoruz ve bugün, takvimin 8 Mart’ı… Bazıları 8 Mart’ı, anneler günü veya sevgililer günü havasında kadınlara çiçekli kalpli mesajlar göndererek kutluyorlar… Bu tutumu yanlış buluyor ve onaylamıyoruz. “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” bundan 108 yıl önce, “Ey kadınlar, iyi ki varsınız” seslenişiyle değil, emekçi kadının ağır çalışma şartlarına ve kadının toplumsal yaşamda birçok haktan mahrum tutulmasına karşı, 1911 yılında Avrupa’da düzenlenen büyük mitinglerle ortaya çıkmıştır.  


Aradan geçen 100 yılı aşkın süre içinde, dünya ölçeğinde kadının, hukuki haklar ve toplumdaki yeri yönünden önemli kazanımlar elde ettiğini söyleyebiliriz. Hele Atatürk’ün Türkiye’sinde, 1934 yılında çıkarılan yasayla kadının milletvekili seçme ve seçilme hakkını elde etmesi Fransa’dan,  Belçika’dan, İsviçre’den çok önce hayata geçmiştir. Fakat ülkemizde de dünyada da 8 Mart’lar bitmemiştir. Çünkü bütün hukuksal düzenlemelere rağmen, kadının “sadece kadın olduğu için” haksızlığa uğraması ve eziyet görmesi, koca bir gerçek olarak önümüzde durmaktadır. 
Dünyada toplam maddi varlıklar ezici çoğunlukla erkeklerin elindedir. Toplum kadından birinci görev olarak eve hizmet etmeyi ve çocuk büyütmeyi bekliyor, bu durum çalışan kadın için de değişmiyor. Görünüşte hukuki engel olmamasına rağmen, kadın nadiren karar verici makamlarda görev alabiliyor. Kadın aynı işte çalışan erkeğe göre daha az ücret alıyor. Kadınlar daha fazla işsiz kalıyor ve daha fazla kayıt dışı çalıştırılıyor. Ve kadın maddi ve manevi şiddet görüyor, tecavüze uğruyor, öldürülüyor. 


Demek ki yasaların olması tek başına bir anlam taşımıyor, kadın erkek eşitsizliği salt yasalarla ortadan kaldırılamıyor. Demek ki cinsiyete dayalı eşitsizliği, dalları yaprakları budayarak yok edemiyoruz, eşitsizliğin kaynağı çok daha derinlerde bir yerde kök salmış… 
Kadını ikinci sınıf insan yapan bu kökü biliyoruz. İnsanlık tarihinde binlerce yıl önce başlayan ve muazzam bir uygarlık sıçraması olan sınıflı topluma geçiş, aynı zamanda insanın insanı ezdiği bir dünyanın kapısını da açmış oldu. Ortaya çıkan hâkim sınıf erkekti; hâkim sınıfın din gibi, bilim gibi, sanat gibi bütün araçları da erkekti. Kadın ise hem hâkim sınıf hem de yanındaki erkek tarafından ezildi. İşte kadın meselesinin derin kökü, binlerce yıl öncesinden gelen insanın ezilmişliğine dayanmaktadır. 


Onun için tarihte kadın direnişinin yanında daima erkek de olmuştur. Kadın ve erkeğin, insanın insanı ezmesine karşı birlikte yürüttüğü insanlık davası, aynı zamanda köklerde verilen kadın davasıdır.  


Vatan Partisi toplumsal cinsiyet eşitsizliğini bu tarihsel gerçeğe bakarak ele almaktadır. Biliyoruz ki tek başına kadının kurtuluşu diye bir program ve siyaset yoktur; kadın, esas olarak ezilen insanın kurtuluşuyla birlikte özgürleşecektir. Kadınıyla erkeğiyle insanımızın kurtuluşu ise milletçe bütünlüğünü sağlamış ve üretim devrimini başarmış bir ülke olmamızla başlayacaktır.  


Vatan Partisi’nin yerel yönetim politikaları Partimizin iktidar programına dayalıdır. “Halkçı belediyecilik” anlayışımız da toplumun ezilen kesimlerini ve elbette bu kesimdeki kadını, belediyecilik kapsamında öncelikle ele alma anlayışıdır. Buna göre, kadın özelinde öncelikle yapacağımız işler olacak. Belediyelerimizde kadın istihdamını iki katına çıkaracağız ve kadını işiyle ilgili eğitime alacağız. Hem çalışan kadını rahatlatmak hem yavrularımızı güzel bir geleceğe hazırlamak için bütün mahallelerde kreşler açacağız. Dar gelirli yaşlımızı da ona bakan kadınımızı da dört duvar arasından çıkarmak için yaşlı bakımevleri açacağız. Her mahallede kuracağımız Halk Eğitim Merkezlerinde, talep eden her kadınımızı bilgi ve beceriyle donatacağız. Bunların yapılabilir işler olduğunu biliyoruz. Bütün mesele, sürekli birilerinin cebini dolduran rantçı belediyeciliğe geçit vermemek, belediyenin kaynaklarını, gerçek sahipleri için, halk için kullanma kararlılığını ve iradesini göstermektir. Vatan Partili bütün adaylarımızda bu kararlılık da bu irade de vardır.     


Sözlerimi, Vatan Partisi Genel Başkanı, liderimiz Sayın Doğu Perinçek’in “Kadın Kitabı” eserinden bir alıntıyla tamamlamak istiyorum: 


Kadın;  


Yangındadır, kafestedir, tuzaktadır. 
Ama aynı zamanda;  
Aşk biriktirendir, savaşandır, tarih yazandır, güneşi doğurandır, yarınların gerçek yaratıcısıdır ve Cumhuriyettir!