Türk Tabipleri Birliği (TTB) 54. Büyük Kongresi, 24-25 Haziran tarihlerinde Ankara’da yapılacak. Büyük Kongre’de TTB’yi 2 yıl boyunca yönetecek Merkez Konseyi seçilecek
Toplam 56 tabip odasından gelecek 436 delege, önümüzdeki 2 yıl boyunca TTB’yi yönetmek için Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin 11 üyesini belirleyecek.
Başkan adayları Ankara dışından
TTB’nin bu yılki seçimlerinde başkanlık adaylığı için şu ana kadar iki kişinin ismi öne çıktı. İstanbul Tabip Odası eski başkanı Prof. Dr. Gençay Gürsoy ve Kültür Eski Bakanı Prof. Dr. Suat Çağlayan Merkez Konseyi başkanlığı için adaylıklarını açıkladı.
Bu yıl kanunda yapılan değişiklikle Merkez Konseyi üye sayısı 7’den 11’e yükseltildi. Ayrıca daha önceki kanunda merkez konsey üyelerinin Ankara’da ikamet etme şartı da kaldırılarak Ankara dışındaki üye olmak isteyen adayların da önü açılmış oldu. Büyük Kongre’de Merkez Konseyi’nin yanı sıra, Yüksek Onur Kurulu ve Denetleme Kurulu üyeleri de seçilecek.
Hekimler muhasebe yapıyor
Uzun süredir yapılamayan TTB seçimlerinin haziran ayında yapılacak olması başta Büyük Kongre Delegeleri olmak üzere hekimleri geçmiş yılların hesabını yapmaya yöneltti. Yeni yönetimi seçecek olan delegelerin “seçme kriterleri”nde belirleyici faktör ise adayların söylemleriyle birlikte geçmişte yapılan hatalar olacak.
TTB hekimler gibi düşünmedi
TTB yöneticileri birçok konuda hekimlerin çoğunluğu gibi düşünmeyerek herkesi şaşırttı. SSK hastanelerinin Sağlık Bakanlığına devri ve performansa dayalı döner sermaye konularında birçok hekim uygulamayı desteklerken, TTB yöneticileri SSK hastanelerinin devrine ve performansa dayalı ödeme sistemine karşı çıktı. Geçmiş dönemlerde hekimlerin birçok sorunu ortada dururken TTB gündeminin ilk sırasında “Açlık Grevleri” ve “F Tipi Cezaevleri” olması ise hekimler tarafından destek görmemişti.
TTB için Yeni Bir Işık: “Ulusal Hekim Dayanışması”
Türk Tabipleri Birliği (TTB), toplumumuzda sözü dinlenen, “onursal” değeri yüksek bir meslek kuruluşudur. TTB’nin böylesine saygın oluşunun birçok nedeni vardır. Bunların en önemlisi halkımızın hekimlerimize olan güvenidir. En az bunun kadar önemli olan bir başka neden de, ülke ve ulusumuzun bütünlüğü ile laik Cumhuriyeti koruma konusunda hekimlerin sahip olduğu reflekstir. Ancak son zamanlarda, hekimlik mesleğine karşı duyulmakta olan bu saygının, hekimlerin meslek örgütü olan TTB’ye yansımaması gibi bir tehlike ortaya çıkmıştır. Çünkü TTB, ne “Meslek Örgütü” olarak hekim hakları konusunda “sonuç alıcı” olabilmiş ve ne de bir “Sivil Toplum Kuruluşu” olarak ülke bütünlüğü ile rejime yönelik tehlikeleri objektif değerlendirebilmiştir.
İşte bu nedenle, tehlikenin farkına varan hekimler, “Ulusal Hekim Dayanışması” adı altında yola çıkarak TTB yönetimine talip olmuşlardır.
“Ulusal Hekim Dayanışması”nın ilke ve amaçları şöyle özetlenebilir;
1- “Sağlıkta Dönüşüm” adıyla uygulanmakta olan politikaların, hekimlerin iş güvencelerine zarar vermesini önlemek ve hekimlerin yaşam koşullarının iyiye götürülmesini sağlamak için devletin her kurumunu harekete geçireceğiz.
2- Uygulanan yanlış politikalar ya da tıpta yaşanan bazı beklenmedik şanssızlıklar nedeniyle yargı ile karşı karşıya gelen hekimlerimize sahip çıkacağız. Bunun için Barolar veya özel avukatlarla sözleşmeler yapacağız.
3- Sağlık Bakanlığı hastaneleri “Kamu Hizmeti” veren sağlık kuruluşlarıdır. Bu hastanelerin özelleştirilmesine karşıyız. Bu özelleştirme politikasının, halkımızı, “primin ya da paran kadar sağlık” şeklinde özetlenebilecek “acımasız” bir durumla karşı karşıya bırakacağını biliyoruz. Uluslararası güçlerin emir ve yönlendirmesiyle değil, ülkemizin ve halkımızın çıkarlarına uygun sağlık hizmetinin verilmesi için mücadele edeceğiz.
4- Özel çalışan hekimlerimizin birçoğunun yaşam koşullarının sanıldığı kadar iyi olmadığı bir gerçektir. Hem bu hekimlerimizin koşullarını düzeltmek hem de kamu hizmeti veren hastaneleri güçlendirmek için isteyen serbest hekimlerimizin kamu hastanelerinde çalışmalarını kolaylaştırıcı yasaların çıkmasına yönelik girişimlerde bulunacağız.
5- Pratisyen hekimlerimizin durumu aile hekimliği uygulaması ile oldukça karmaşık hale getirilmiştir. Bu uygulama ülkemiz koşulları açısından olumsuz olsa da artık bir gerçektir. Şimdi bize düşen görev, meslektaşlarımızın ve halkımızın bu işten zararlı çıkmaması, hekimlerimize hem “ekonomik” hem de “akademik” açılım getirecek olanakların sağlanması için mücadele etmektir.
6- Ülkemizin karşı karşıya bulunduğu iki büyük tehlike karşısında kesin tavır alacağız:
a) Ülkemizin ve ulusumuzun bölünmez bütünlüğü konusunda ödün vermeyeceğiz. Hükümetin ya da AB’nin politikaları ne olursa olsun, bölücü örgütlere cesaret ya da siyasallaşma umutları verebilecek her türlü girişimin karşısında olacağız.
b) Laik Cumhuriyet’in temel ilkelerine zarar vermeye çalışan hangi kişi, kurum, kuruluş veya makam olursa olsun, karşısına çıkacağız ve Atatürk ilkelerinden ödün vermeyeceğiz.
“Ulusal Hekim Dayanışması” yönetimindeki TTB, devletin her kurumuyla - ilkeleri doğrultusunda- iletişim içinde bulunacaktır. “Ulusal Hekim Dayanışması”, hekimlerin canını yakan ya da halkımızın sağlığına zarar veren konularda, sorun diyalogla çözülmediği durumlarda; “göstermelik” değil “sonuç alıcı”, dar çerçeveli değil geniş katılımlı eylemler yaparak gücünü gösterecektir.
“Ulusal Hekim Dayanışması”, ulusal egemenliğimize ve bütünlüğümüze, laik Cumhuriyete ve Atatürk ilkelerine bir tehdit söz konusu olduğunda, hiçbir iç ve dış telkin ve tehdite kulak asmadan ve ödün vermeden gerekli tepkileri verecektir.
“Ulusal Hekim Dayanışması”na ait bu düşünce ve eylem çizgisinin, Türkiye’nin içinde bulunduğu bu çok önemli dönemde tüm meslektaşlarımız tarafından paylaşılacağına inanıyoruz. Saygılarımızla
Prof. Dr. Suat Çağlayan
Prof. Dr. Suat Çağlayan kimdir?
1948 Trabzon doğumlu, Trabzon Lisesi, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı olarak Uçuş Doktorluğu, GATA’da Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanlığı eğitimi, Hollanda’da 1 yıl İmmünoloji çalışması, Hv. K.K. Hastanelerinde Çocuk Hast. uzmanlığı, Binbaşı rütbesinde iken Hv K. K. lığından ayrılış, 1984 yılında doçent, SSK Çocuk Hastalıkları Klinik Şefliği, 1990’da E.Ü. Tıp Fak. Çocuk Hast. AD’de profesör ve İmmünoloji Bilim Dalı Başkanı, SSK Tepecik Hast. Baş Tabibi (1992-1995), Temel Sağlık Hizmetleri Genel Müdürü (Ekim 1997-Ocak 1999), DSP İzmir Milletvekili ve TBMM Dış İşleri Komisyonu Başkan Vekili (1999-2002) 2002 yılında seçim öncesi 4,5 ay Kültür Bakanı, Ocak 2003’ten sonra E.Ü. Tıp Fak. Çocuk Sağ. ve Hast. AD Öğretim Üyesi ve Rektörlük görevlendirmesi ile E.Ü. Devlet Türk Müziği Konservatuarı Müdürü.