Torbalı Pancar’ın Kazım Karabekir Mahallesi Muhtarı Yılmaz Zağralı, Gazipaşa Mahallesi Muhtarı Özkan Burgaz, Pancar köylülerinin kurduğu PETİKOP Başkan Yardımcısı İsmail Ilgın ve Diyarbakır Bismil Aslanoğlu Köyü Muhtarı Mehmet Tanrıkulu, 9 Temmuz 2010 (bugün) Eğitim-İş İzmir Şubesinde ortak bir basın açıklaması yaptılar. Muhtarlar, yaptıkları açıklamada kendi sorunlarını açıklayıp, ortak mücadele, birlik ve kardeşlik çağrısında bulundular.
Pancar köylüleri adına konuşan PETİKOP Başkan Yardımcısı İsmail Ilgın yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Değerli Basın Mensupları,
Bizler, Torbalı ilçemizin Pancar köyünde toprakları ellerinden alınan 60 aile adına olarak bu açıklamayı yapıyoruz.
Köyümüzdeki hazine arazileri, 1974 yılında dönemin Başbakanı Bülent Ecevit’in talimatıyla biz topraksız köylülere kiralanmıştır. 35 yıldır kirasını ödeyerek ekip biçtiğimiz topraklarımız, 2008 yılında ihale oyunları ile elimizden alındı.
Biz bu toprakları 35 yıldır ekip biçtik. Ham toprağı tarım arazisi haline getirmek için alın teri döktük. Emek verdik. Kuyular açtık. Su pompaları kurduk. Sulanabilir verimli tarım arazisi haline getirdik. Bu toprakların geliriyle çocuklarımızı okuttuk. Düğünlerini yaptık. Aşımızı ekmeğimizi bu topraklardan çıkarttık.
2007 yılında ecrimisil bedelleri köylülerin ödeyemeyeceği kadar yükseltildi. Yeni ihaleler açıldı. Ancak bazı komşularımız yüksek ihale bedelleri karşısında ihaleye giremediler.
Sonuçta, bize yüksek bedel biçen İzmir Defterdarlığı Milli Emlak Dairesi Başkanlığı, daha ucuz bir bedelle hazine arazilerini Tümsağ Özel Sağlık Hizmetleri A.Ş.’ye kiraladı. Bu şirket, “Organize Hayvancılık ve Yem Bitkileri” faaliyeti yürüteceğini açıklamıştır. Oysa bu faaliyet imar planına aykırıdır, çünkü bu topraklar korunacak tarım arazisi kapsamındadır.
Hukuk mücadelemiz devam etmektedir. İdare mahkemesinde açtığımız davanın reddi üzerine Danıştay’a başvurduk. Danıştay dairesi lehimize karar verdi, şimdi Danıştay Genel Kurulu’nun kararını bekliyoruz.
Ayrıca topraklarımızı korumak için örgütlendik. Kısa adı PETİKOP olan ‘İzmir Pancar Ekolojik Ziraat Çevre ve Doğal Hayatı Koruma, Geliştirme, Tarımsal Üretim, Pazarlama veİşletme Kooperatifi’ni kurduk. Proje başlattık. Ancak ihale nedeniyle faaliyet durdu. Bu proje hayata geçirildiği takdirde çok çeşitli kurumların da katılacağı modern bir tarım, çevre ve köy oluşumu gerçekleşecektir.
Bizim mücadelemiz, yıllardır ekip biçtiğimiz topraklarımıza sahip çıkma mücadelesidir. Topraksız olduğumuz için bizlere tanınan hakka sahip çıkma mücadelesidir. Biz Pancar köylüleri olarak, yapılan ihalenin iptal edilmesini istiyoruz. Topraklarımız tekrardan bizlere geri verilmelidir.
Ekip biçtiğimiz topraklar, yaratılan yeni ağaya peşkeş çekilmiştir. Kendi köylerinde topraklarını ağaya karşı savunan Diyarbakır’ın Aslanoğlu köylülerinin mücadelesi de bizim mücadelemizdir. Bu açıklamada bizlerin yanında olan Aslanoğlu Köyü muhtarımıza sonsuz teşekkürlerimizi sunarız. Köylerimiz, dayanışma içinde olacaktır. Türkiye’nin bölünmek istendiği bu dönemde, Türk milletine birlik ve kardeşlik çağrısında bulunuyoruz. Sorunumuz, kaderimiz ve en önemlisi mücadelemiz ortaktır.
“PANCAR KÖYLÜLERİMİZLE BİRİZ, BİRLİĞİZ, ONLARI SONUNA KADAR DESTEKLEYECEĞİZ”
Aslanoğlu Köyü Muhtarı Mehmet Tanrıkulu da basın toplantısında yaptığı konuşmada şunları söyledi:
Biz Aslanoğlu Cumhuriyet köylüleri yıllardır toprak ağalığına karşı mücadele ediyoruz. “Yıkılsın ağalık, Yaşasın Cumhuriyet” diyoruz. Bu mücadelemizde köyümüz 16 defa ağa ve çeteleri tarafından uzun namlulu silahlarla saldırıya uğradı. Fakat bize her yapılan saldırıda daha da güçlendik, daha da bilendik. Üç şehidimiz oldu. Ama bizi davamızdan yıldıramadılar. Bizi katleden o cani katiller, ellerini kollarını sallayarak bölgede rahatça dolaşmaktadırlar. Biz Kürt köylüleri olarak, bizim tek bir çatı altında, ancak Türkümüzle Kürdümüzle birleşerek ve Cumhuriyetimizi, yani “kimsesizlerin kimsesi” Cumhuriyetimizin temel değerlerini yaşatarak, ancak bu illegal feodal sistemi yenebiliriz. Onun için kardeşlik ellerimizi uzatıyoruz Egemize ve ülkemizin her yerine. Sizler de bizim gibi damlarınıza Ay yıldızlı bayrağımızı asın ve ellerimizde Atatürk posterleriyle onlara karşı direnelim. Davamız büyük bir davadır, yüz yıllık bir davadır. İnsan olmanın davasıdır.
Aslanoğlu köylüleri olarak yaktığımız özgürlük meşalesinin Ege’de Torbalı Pancar Köyü’ne yansıması bize umut ve heyecan vermiş, aynı zamanda duygulandırmıştır. Bizim için köylünün toprağını savunması demek; vatan savunması demektir. Biz Aslanoğlu köylüleri olarak, vatan savunmasındayız.
Pancar köylülerimizle biriz, birliğiz, onları sonuna kadar da destekleyeceğiz. Biz Pancar Köyü’nü kardeş köy olarak ilan ediyoruz. Davamız birdir ve birlik içerisinde olacağız. Davamızda haklıyız ve hakkımızı da alacağız!
Bir köylünün toprağına el koymak demek, o köylünün hayatını ve yaşamını gasp etmek demektir. Köylünün toprağı olmazsa yaşamı da olmaz. Köylü yaşamını topraktan almaktadır. Köylü için toprak demek can demektir. Ve hiç kimsenin o köylünün canını almaya kimsenin hakkı yoktur. Biz Aslanoğlu köylüleri olarak bu zorbaların ve çetelerin yakasına yapışacağız ve yaşam hakkımızı onlardan olacağız.
Hazineye ait tarım arazilerinin satış esaslarını belirlemek için çıkarılan 4070 sayılı kanun, hazine arazilerinin büyük toprak sahiplerinin, yani ağaların eline geçmesine hizmet etmektedir. Bu durum, Anayasa’da belirtilen Sosyal Devlet ilkesine aykırıdır. Biz, bu kanunda değişiklik yapılarak, sorunumuzun bir nebze de olsa çözülmesini istiyoruz. 4070 sayılı kanunda yapılacak değişiklikle, Hazine tarım arazilerinin satışında topraksız ya da az topraklı köylüye öncelik tanınmalıdır. Buradan bir kez daha tüm milletvekillerine sesleniyoruz. Sesimizi duyunuz ve 4070 sayılı kanunda topraksız köylüler lehine değişiklik yapılması için çaba gösteriniz.