Tertipte son perde ve Devrimci cevap

7 Ocak günü emekli Orgeneraller Tuncer Kılınç ve Kemal Yavuz ile YÖK eski başkanı Kemal Gürüz’ün de aralarında olduğu 40 kişinin gözaltına alınması ve Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranması ile başlayan yoğun bir psikolojik savaş bombardı...

Tarih:

7 Ocak günü emekli Orgeneraller Tuncer Kılınç ve Kemal Yavuz ile YÖK eski başkanı Kemal Gürüz’ün de aralarında olduğu 40 kişinin gözaltına alınması ve Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evinin aranması ile başlayan yoğun bir psikolojik savaş bombardımanı altındayız.
Tertibi yürütenler kendilerini gizlemiyor. Amerika, başta Türk Silahlı Kuvvetleri ve İşçi Partisi olmak üzere Türkiye’nin Atatürkçü ve yurtsever devrimci güçlerini hedef alan saldırısını yürütmektedir.
Hedef, Amerika’nın Büyük Ortadoğu Projesi’ne tam teslim alınmış Türkiye’dir.
Doğu Perinçek, geçen hafta Silivri’deki duruşmada son operasyonu değerlendirdi. Söylenmesi gereken her şeyi söyledi.
Köşemi bu hafta sayın Perinçek’e bırakıyorum:

ABDULLAH GÜL VE TAYYİP ERDOĞAN İKTİDARI
ERGENEKON DALGALARINDA BOĞULACAK!

Sayın Başkan, Sayın Yargıçlar,
Atatürk Devrimi’ne, Türkiye’nin bağımsızlık ve bütünlüğüne karşı uygulanmakta olan operasyonun bütün çıplaklığıyla ortaya çıkması açısından, MİT’ten gönderilen ve savcılar tarafından gizlenen sözde “Ergenekon örgütü” şemasının açılmasını talep ediyorum.
Şemayı açmayarak ve tutukluluğumuzu sürdürerek siz de sorumlu oluyorsunuz. Uygulamanız, biz sanıkların hürriyetlerinin haksız yere gasp edilmesinin ötesinde, milletin bütünlüğüne karşı uygulanan tertibin sürdürülmesinin bir parçasıdır.
Bugün, “müstevlilerle çıkarlarını birleştirmiş olan” Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğanlar, Cumhuriyeti yıkmak, Türkiye’yi milli devletinden yoksun hale getirmek için son darbeyi indirmek girişimi içindedirler. Arkalarında ABD ve İsrail vardır. Yargıtay Başsavcılarımızı, Türk ordusunun değerli komutanlarını, üniversitelerin başında bulunmuş profesörlerimizi, aydınlarımızı gözaltına alabilmektedirler. Bunda sizin de payınız var. Tahliyelere karar vermemeniz, bu şemayı açmamanız bunlara yol açmaktadır.

BU İKTİDAR YASADIŞIDIR
Bu iktidar yasadışıdır. Ben bunu, 6 Kasım 2002 tarihinde Cumhurbaşkanı Sayın Ahmet Necdet Sezer’e yazdığım bir mektupla bildirmiştim. Ama bu artık İşçi Partisi’nin görüşü olmanın ötesinde Anayasa Mahkemesi kararı ile kesinleşmiştir. Cumhuriyet’i yıkma odağı olmuşlardır.
Tayyip Erdoğan, “Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanıyım” diyor. Bu bir yasadışılık itirafıdır. Türkiye’nin Başbakanı kendisini, Büyük Ortadoğu Projesi’nin, ABD Dışişleri Bakanlığı’na, Pentagon’a veya CIA’ya bağlı bir proje grubunun görevlisi olarak tarif edebilir mi? Hem Başbakanlık hem Amerika’ya ait proje görevliliği birlikte olabilir mi?
Abdullah Gül de 2 Nisan 2002 günü, Amerika Dışişleri Bakanı Powell ile iki sayfa dokuz maddelik bir gizli anlaşma yaptığını 24 Mayıs 2002 tarihinde Vatan Gazetesi’nde manşetten itiraf etmiştir. Böyle anlaşma olur mu? Bu bir “hizmet sözleşmesi”dir.

TSK GENERALLERİNİ DÜŞMAN ORDUSUNA TESLİM ETTİ
İşte şu anda Tuncer Kılınç, Kemal Yavuz komutanlarımızı, Kemal Gürüz profesörümüzü ve diğer aydınlarımızı içeri atan operasyon, ABD ve İsrail Devleti’nin, Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Atatürk Devrimi’ne karşı operasyonudur. TSK, komutanlarını Türkiye’yi parçalamak isteyen bir düşman ordusuna teslim etmiştir. Gerçek budur.

TELAFİ EDİLECEKTİR
Bu durum telafi edilecektir. Bu böyle devam etmeyecektir. Devam etmemesi için hepimize düşen görevler vardır.
Bu dava Cumhuriyet ile hesaplaşmak isteyenlerle, Türkiye Cumhuriyeti ve bu vatanın bütünlüğü arasındaki büyük savaşın davasıdır. Türkiye ile Amerika arasındaki savaşın davası haline gelmiştir. Bu operasyon da o savaşın parçasıdır. Bu operasyonda görev yapanlar, Türk devletinin görevlileri değildir. Eşbaşkanlığın görevlileridir. Savcılar Türkiye’nin savcısı değildir, “F” savcılarıdır.

TESLİM OLMAYIN
İşçi Partisi Genel Başkanı olarak size görevinizi hatırlatıyorum. Bu operasyona teslim olmayın. Herkesin sorumluluğu var!
Alacaklar, Generallerimizi götürecekler... Alacaklar, YÖK Başkanımızı götürecekler... “F” savcıları gidecek Yargıtay Başsavcısı’nın yakasına yapışacak… Bunu kabul edemeyiz! Bunu protesto ediyoruz! Bunu mahkûm ediyoruz!
Türk Milleti yüzde elli, yüzde elli bölünmüş değildir. Türk Milleti, ordusunun yanındadır.
Türk Milleti, Komutanının, Başsavcısının yanındadır. Türk Milleti, devlet bütünlüğünün yanındadır.

ERGENEKON DALGALARINDA BOĞULACAKLAR
Amerika ve İsrail’den güç alan üç buçuk Fethullahçı, Amerika ile gizli hizmet sözleşmesi yaptığını itiraf eden Abdullah Gül, BOP eşbaşkanıyım diye kendi zavallı durumunu itiraf eden Tayyip Erdoğan, bu Ergenekon dalgalarında boğulacaklardır. Göreceğiz bunu ve onun için size görevinizi hatırlatıyorum.
Biz görevimizi yapıyoruz; sizden de bu şemayı açmanızı ve bizi tahliye etmenizi istiyoruz.

Cumhuriyet yargısının tertipçilere vereceği en büyük yanıt bu olacaktır.
Görevinizi yapıp tertibe alarak bizleri derhal tahliye ederseniz ne olur? Hiçbir şey olmaz. Size hiçbir şey yapamazlar! En fazla gelirsiniz Silivri’de beraber yatarız. Silivri Kalesi’nden kahramanlar gibi çıkarız. Tekrar ediyorum hiçbir şey yapamazlar! Yaparlarsa bütün millet arkanızdadır.