Tertipçilerin intihar eylemi

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin'in, geçtiğimiz haftalarda tedavüle sunulan sahte “AKP’yi ve Fethullah Gülen”i Bitirme Belgesi”ni değerlendiren yazısını aşağıda sunuyoruz.

Zaman gazetesi 17 Haziran günü, tam tamına beş sayfasını, Gene...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin'in, geçtiğimiz haftalarda tedavüle sunulan sahte “AKP’yi ve Fethullah Gülen”i Bitirme Belgesi”ni değerlendiren yazısını aşağıda sunuyoruz.

Zaman gazetesi 17 Haziran günü, tam tamına beş sayfasını, Genelkurmay tarafından hazırlandığını iddia ettiği “AKP’yi ve Fethullah Gülen”i Bitirme Belgesi”ne ayırdı. Gazete’nin tutumu, Taraf gazetesinin patlattığı bombanın asıl sahibinin kim olduğunu ortaya koyuyor.
“Bomba”nın patlatılmasından bu yana bir hafta geçti. Toz duman dağılıyor ve artık en görmeyen gözlerin bile seçmeye başladığı gerçekler kendini gösteriyor.
Şimdi ortaya çıkan gerçeklere hep birlikte göz atalım:

YA HERRO YA MERRO
1. Öncelikle şunu saptamak gerekiyor. Şimdiye kadar Ergenekon operasyonunun gönüllü avukatlığını yapan İsmet Berkan’ın da saptadığı üzere yaşadığımız olay, TSK ile F Tipi Çete (İsmet Berkan Fethullah Gülen Hareketi diyor) arasındaki bir psikolojik savaştır. Daha doğrusu F Tipi Çete’nin TSK’ya karşı yürüttüğü bir savaştır.
F Tipi Çete, yürüttüğü Ergenekon Operasyonu’nda köşeye sıkışmış vaziyettedir. Bu sıkışmışlıktan ancak çok güçlü bir taarruz ile kurtulabilir. Bunun için şimdi doğrudan TSK komuta kademesini hedef alan 13. Dalga için düğmeye basmış bulunuyor.
Gelinen noktadan geri dönüş yoktur. Sahte belge ile başlatılan son operasyon, Fethullahçılar açısından “Ya Herro Ya Merro” eylemidir.
Bu eyleme F Tipi Örgüt’ün “intihar eylemi” de diyebiliriz. İntihar eylemleri de bilindiği üzere çaresizliğin eylemleridir.

AMERİKA’YA MESAJ
2. Sahte Belge Operasyonu ile Fethullahçılar, aynı zamanda Amerika’ya da bir mesaj vermektedirler. Zaman gazetesinin Washington muhabiri Ali Aslan, son zamanlarda sık sık, Amerika’nın Türk Silahlı Kuvvetleri ile işbirliği yapmasından duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. Öte yandan Türkiye’de hatırı sayılır bir çevrenin Amerika’ya, ‘Fethullah’ı bırak, Ilımlı İslam Türkiye’ye uymaz. Amerika’nın Bölgesel çıkarları, Türkiye’nin laik ve Batıcı kesimleri ile işbirliği yapmasından geçiyor’ diyenlerin varlığı biliniyor.
Bu durumda Fethulahçılar, ürettikleri sahte belge ile TSK üzerinde deyim yerindeyse tepinmişler ve Amerika’ya şu mesajı vermek istemişlerdir: “Türkiye’de esas güç biziz. Ordunun fazla bir önemi yok. Gördüğünüz gibi Ordu’ya yönelik her operasyonu rahatlıkla yapabiliyoruz.”
Yani sahte Belge operasyonu ile F Tipi Örgüt, Amerika tarafından kendisine bugüne kadar verdiği desteğin devam etmesini amaçlamıştır.

AKP’YE PROVAKASYON
3. Sahte Belge Cuma günü Taraf Gazetesinde yayınlandı. Pazar günü Tayyip Erdoğan, Partisinin Urfa Kongresinde, Belgeyi gerçek kabul ederek Orduyu hedef alan bir konuşma yaptı ve “gerekeni yapacaklarını” söyledi.
Erdoğan ertesi gün Sayın Genelkurmay Başkanı ile yaptığı görüşmeden sonra tornistan yaptı ve Belgenin sahte olduğu ihtimalinden bahsetmeye başladı.
Bu durumda Sahte Belgenin Fethullahçılar ile Tayyi Erdoğan’ı birbirine yapıştırmayı amaçlayan bir provokasyon olduğu anlaşılmaktadır. İlk elde bu konuda belli bir başarının elde edildiği de görülmektedir.
Ama çok geçmeden gerçek ortaya çıktı. Fethullahçıların planı ters tepti.

TAYİN TERFİLER
4. Temmuz ayı başında Yüksek Askeri Şura toplanacak. F tipi örgüt sahte Belge operasyonu ile aynı zamanda TSK’nın tayin terfilerine de müdahale etmektedir.
Dolaysıyla yapılan, aynı zamanda bir YAŞ operasyonudur. F tipi Çete deyim yerindeyse aynı zamanda bir nokta operasyonu yürütmektedir. Tasfiye edilmesi gerektiğini düşündüğü TSK mensuplarına karşı yapılan bir karalama kampanyası söz konusudur.

SON HAMLE
5. Sahte Belge Operasyonu, F tipi Çete’nin Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı giriştiği ilk operasyon değildir. Bilindiği gibi ilk olarak emekli askerlere yönelik olarak başlayan tutuklamalar, daha sonra görevde olan askerlere yöneldi.
“Karargah evleri” adı verilen bir tertip çerçevesinde bazı muvazzaf subaylar tutuklandı.
Ardından, bazı kazılarda “bulunan” silahlar dolaysıyla kimi SAT subayları tutuklandı. Bütün bu operasyonları “başarıyla” gerçekleştirenler daha büyük hedeflere yönelebileceklerini düşündüler. Nitekim sahte Belge olayı patlak verdikten sonra bir kısım köşe yazarları Genelkurmay Başkanının görevden alınması gerektiğini yazmaya başladılar.

HUKUKU UYGULAMAK
6. Son gelişmeler bir kez daha bütün açıklığı ile göstermiştir ki, Türkiye eğer bir hukuk devleti olacaksa bütün kurumlarından F Tipi Çeteyi temizlemek zorundadır. Gelinen aşamada bu sorun artık bir varlık yokluk sorunu haline gelmiştir.
Güvenlik kuvvetleri içine sızmış bir Çete, durmadan sahte belge üretmektedir. Ve bu konuda toplum içinde bir kanaat oluşmuştur. Cumhuriyet tarihinde ilk defa, Emniyet Kuvvetleri tarafından suç kanıtı olarak yargıya intikal ettirilen belgeler konusunda çok yaygın olarak bunların sahte olabileceğine dair kanaatler uyanmıştır.
Askeri yönetim dönemlerinde bile böyle bir “kanaat” yoktu. Eğer bir ülkede güvenlik kuvvetlerinin adaleti uygulamaları konusunda güvensizlik ortaya çıkmışsa, o ülkede işbaşındaki iktidar açısından yolun sonu görünmüştür.
Ve şimdi çanlar F Tipi Çete için çalıyor.
mbgultekin@ip.org.tr