Tertip ve tertipçiler

Taraf gazetesi 12 Mart günü sürmanşetten, “Karargâh evleri” soruşturmasını yürüten Havva Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılarına saldırdı.
Taraf Gazetesi malum. 2007’nin sonlarına doğru yayın hayatına başladı. Yani Fehmi Koru’nun, “Ergenekon Operasyonu içi...

Tarih:

Taraf gazetesi 12 Mart günü sürmanşetten, “Karargâh evleri” soruşturmasını yürüten Havva Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılarına saldırdı.
Taraf Gazetesi malum. 2007’nin sonlarına doğru yayın hayatına başladı. Yani Fehmi Koru’nun, “Ergenekon Operasyonu için düğmeye basıldı” diye yazdığı, Bush ile Tayyip arasında görüşmenin olduğu 5 Kasım 2007 Vaşington buluşmasının gerçekleştiği günlerde.
Gazetenin sahibi Alkım Kitabevi olarak görülüyor. Ama Kitabevi’nin sahiplerini tanıyanlar, onların böyle bir gazeteyi çıkaracak maddi güçte olmadığını söylüyorlar. Üstelik bu “Gazete”nin yazarları onbinlerce lira maaş alıyor.
Nitekim bir müddet sonra kamuoyunda para kaynağı üzerinde yoğunlaşan şüpheleri gidermek için bir işadamının gazeteyi finanse ettiği söylentisi yayıldı.
Finans kaynağının neresi olduğu bir yana, yazarlarının kimliği “Taraf”ın kimin tarafı olduğunu tartışma götürmez bir şekilde ortaya koyuyor.
“CİA’nın gelini” Yasemin Çongar, bir zamanlar, “Vaşington’un Milliyet gazetesindeki temsilcisi” olarak tanınıyordu. Bugün ise Taraf’ta yönetici ve yazar.
Önder Aytaç ile yıllardır Amerika’dan Türkiye’ye bir türlü dönmeyen Emre Uslu ise tescilli Fethullahçılar.
Kimi Kürt milliyetçileri ile “Vatanı bir kadın memesine satarım” diye ipini satmışlar takımı ise gazetenin diğer köşe yazarları.
Gazete’nin yayın hayatının “Ergenekon tertibi” ile eş zamanlı olması ise, niçin ve ne amaçla çıkarıldığını açıklıyor.
İşte bu gazetenin çıktığı ilk günden bu yana bir an bile şaşmadığı tek bir hedefi var: Türk Silahlı Kuvvetlerine ve İşçi Partisi’ne saldırmak.

TERTİPTE SON PERDE
12 Mart günü Taraf gazetesi, “Karargâh Evleri” soruşturmasını yürüten Askeri savcı Mehmet Çelik için “Dünya’nın en zengin savcısı” sürmanşetini kullandı. Yazdığına göre Savcı Çelik, 2005 yılında 130 milyarlık mal varlığı sahibi olarak görülüyor. 2008 yılında ise bu varlık, bir trilyona ulaşmış.
Taraf gazetesi, Sayın Savcı’nın Karargâh Evleri soruşturmasını yürütmeye başladıktan sonra zenginleştiğini iddia ederek mal varlığındaki artış ile soruşturmasıyla ilişkilendirerek askeri savcılığın yaptığı soruşturma üzerinde şüpheler uyandırmaya çalışıyor.
Gazete’nin aynı günkü diğer başlığı ise, soruşturmada, İşçi Partili Elektronik Yüksek Mühendisi ve Bilişim Uzmanı Sayın Sami Torak’ın dinlenmesini, “Karargah Evleri’nin karartılması olarak yorumluyor. İşçi Partili bir kişinin bilirkişi olarak dinlenmesi malum gazeteye göre bir “skandaldı.”
“Taraf” gazetesinin bu iki “müthiş” haberi ertesi gün, başta Zaman gazetesi olmak üzere iktidar yandaşı ve Fethullahçı basında hak ettiği “önemle” ele alındı.

KARGANIN KILAVUZLUĞU
“Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” “Yanlış hesap Bağdat’tan döner.” Veya “Kılavuzu karga olanın burnu b..ktan kurtulmaz.” Bu atasözlerinin hepsi Taraf gazetesinin 12 Mart tarihli haberi ve bu haberi ertesi gün tekrarlayan diğer gazeteler için söylenebilir.
Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, Hukuk Fakültesi yıllarından arkadaşı olan Savcı Mehmet Çelik’in “mal varlığı”na açıklık getirdi. Karagül’e göre Savcı Çelik’in zenginliği aileden. Malatya’da kaysı bahçeleri olan Sayın Savcı’nın sadece buradan olan yıllık geliri 400 milyar tl.
İşçi Partili bir uzmanın bilirkişi olarak dinlenmesi konusuna ise, İşçi Partisi Genel Başkan yardımcısı avukat Hasan Basri Özbey açıklık getirdi:
Sayın Sami Toprak’ın “tanık bilirkişi” olarak dinlenmesi İşçi Partisi avukatlarının talebi üzerine gerçekleşmişti. Hasan Basri Özbey, Taraf Gazetesine ve iktidar yandaşı basına gönderdiği açıklamada, Ceza Mahkemeleri Usulü Kanunu’nda ilgili maddeye gönderme yaparak, savunmanın “tanık bilirkişi” gösterme hakkının bulunduğunu, bunun savunmanın ayrılmaz bir parçası olduğunu, savunmanın “tanık bilirkişi” göstermesi durumunda savcılık veya mahkemenin bu bilirkişiyi dinlemek zorunda olduğunu belirtti.
Tertipçiler, böylece kanun dışı eylemlerini bir kez daha yüzlerine gözlerine bulaştırmış oldular.

TERTİP VE TERTİBİN MERKEZİ
Ama Taraf’ı ve diğer gazeteleri asıl telaşlandıran, Sayın Sami Toprak’ın kanıtladığı “Tezgah” oldu. Bu “Tezgah”a göre, bir cenaze imamı üzerine kayıtlı bir telefondan 21 Mart 2007 günü Mehmet Bedri Gültekin aranmış, sonra aynı telefondan, birbirlerini hiç tanımayan dört kişi daha aranmış. Ondan sonra arananlar, dönüp bir ankesörlü telefonu aramışlar.
Bu telefon görüşmelerinin olmasından sonra 28 Mart 2007 günü MİT, bu telefon görüşmelerini de kanıt olarak göstererek Genelkurmay Başkanlığına “Karargah Evleri” raporunu göndererek suç ihbarında bulunmuş.
Sayın Sami Toprak uygulamalı olarak askeri savcılara, bir bilgisayar programı aracılığıyla iki cep telefonu arasında sahiplerinin iradesi dışında görüşme yapılabileceğini, gene sahiplerinin iradesi dışında cep telefonlarından sabit telefonların aranabileceğini gösterdi.
Bir tertip böylece çökmüş oldu.
Ama “Taraf” gazetesinin gayreti, bir kez daha “Ergenekon Tertibinin arkasındaki esas gücün CIA ve CIA’nın emrindeki Fethullahçılar olduğunu ortaya koymuş oldu. mbgultekin@ip.org.tr