TERTİPTE SON PERDE

Ergenekon tertibini artık bütün Türkiye biliyor. Bütün yasalar ayaklar altına alındı. Sahte kanıtlar üretildi. Bu sahte kanıtlar güvenlik güçleri içine sızmış tarikat mensubu çete elemanları tarafından evlere, işyerlerine yerleştirildi. Çeşitli vaatlerle yalancı tanık...

Tarih:

Ergenekon tertibini artık bütün Türkiye biliyor. Bütün yasalar ayaklar altına alındı. Sahte kanıtlar üretildi. Bu sahte kanıtlar güvenlik güçleri içine sızmış tarikat mensubu çete elemanları tarafından evlere, işyerlerine yerleştirildi. Çeşitli vaatlerle yalancı tanıklar bulundu. Vb. vb.
Türkiye tarihinde ilk defa bir soruşturmayı yürüten savcılar ile ilgili olarak yüzden fazla şikâyet dilekçesi verildi. Hepsinin üstü Adalet Bakanı tarafından örtüldü.
Hedefin, Kurtuluş Savaşı ve Atatürk Devrimi ile kurulmuş olan Cumhuriyetten geriye kalan ne varsa, onları hedef aldığı tertipçiler tarafından tekrar tekrar itiraf edildi.
Meşhur “Kürt açılımı”ndan sonra, hedefin; Irak’ın kuzeyindeki Kukla Devleti Türkiye’nin himayesine almak olduğu ortaya çıktı.
Yasemin Çongar, 4 Ağustos günü yazdığı yazıda Ergenekon Operasyonundan sonra “Kürt açılımı”na karşı çıkacak kimsenin kalmadığını yazdı.
Tertipte şimdi yeni bir perde açıldı. Daha önceki kanunsuzlukları aratmayan yeni bir kanunsuzluğa tanık olduk

MAHKEMENİN OLDUBİTTİSİ
Danıştay cinayetinin failleri mahkeme tarafından bir oldubitti yapılarak mahkeme salonuna getirildiler. Oysa daha birleştirme kararı verilmemişti.
Konu daha önce mahkemenin gündemine gelmiş ve mahkeme 8 Mayıs 2009 tarihinde verdiği kararda birleştirmenin olup olmayacağının ilerde belirleneceğini ifade etmişti.
3 Ağustos günü ise mahkeme daha önce verdiği bu kararı unuttu. Danıştay katillerini getirip yurtseverlerle aynı salona oturttu.
Bu kararı veren Mahkeme, Danıştay katillerinin o salonda oturabilmesinden emin olmadığı için, Danıştay sanıklarını salonda ayrı bir yere oturttu. Etraflarına ise Jandarmalardan bir duvar ördü.

PERİNÇEK’İN SÖZLERİ
Bu tabloya, İşçi Partisi Genel Başkanı Sayın Doğu Perinçek doğal olarak tepki gösterdi. Perinçek, Mahkeme Heyeti’ne hitaben kısa bir konuşma yaptıktan sonra Mahkeme salonunu terk etti.
Perinçek’in sözleri tarihsel önemdedir. Olduğu gibi aşağıya alıyoruz:

“Danıştay suikastının getirilip bu davaya katılması, bir dizi tertibin son halkasıdır.
Bu uygulama hukuku çiğnemenin ötesinde zulümdür.
Okyanus ötesinden güdülen Cumhuriyet yıkıcıları, yargıyı karanlık amaçları için kullanılmaktadır.
Ülkemizin yalnız tersanelerine, haberleşme ağına, polisine değil yargısına da girilmektedir.
Devlet bağımsızlığının, millet birliğinin ve vatan bütünlüğünün temeli olan Atatürk
Devrimi’ne karşı yürütülen psikolojik harekât, artık hiçbir sınır tanımıyor.
Biz İşçi Partisi olarak, bu zulme boyun eğmiyoruz; isyan ediyoruz.
Danıştay suikastı dosyası derhal bu davadan ayrılmalıdır.
Eğer Mahkeme, Türkiye’mizi hedef alan bu karanlık tertibe bütünüyle teslim olursa;
bizim burada ancak sandalyelerimizi yargılayabilirsiniz.”

KATİLLERİ KURTARMAK
İşçi Partisi’nin Genel Başkan Yardımcılarından ve aynı zamanda davanın avukatlarından Sayın Mehmet Cengiz’de yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Mehmet Cengiz’e göre yapılan aynı zamanda Danıştay cinayeti sorumlularını kurtarma operasyonudur.
31 Aralık 2010 tarihinde yürürlüğe girecek olan yeni ceza usul yayasına göre, ağır cezalık suçlarda da dava üç yıl içinde sona ermek zorunda. Üç yıl içinde dava sona ermezse tutuklu sanıklar serbest bırakılacak.
Ergenekon davası bugüne kadar ele alındığı biçimiyle bırakın üç yılı, 30 yılda bile sona ermeyecek. Altı ayda yeni bir iddianame yazılıyor. Bugüne kadar dava dosyası 500 bin sayfayı bulmuş durumda.
Daha yeni iddianamelerin de geleceği kesin. Bu durumda Alparslan Arslan ve arkadaşları 31 Aralık 2010 tarihinde serbest bırakılacaklar.

YANLIŞ HESAP
Elbette tertibin esas amacı bu değil. Esas amaç, Türkiye’nin yurtsever devrimcileri ile Danıştay katillerini, aynı kare içinde Türkiye’ye göstererek psikolojik savaş yürütmek.
Nitekim Ertesi gün, Taraf, Vakit, Star ve Zaman gazetelerinin manşetleri, bu amacı çok açık olarak ortaya koyuyor.
Taraf Gazetesi sekiz sütuna manşet; “Ergenekon yargıcı öldürttü” diye başlık atmış.
Vakit gazetesi ise “İrtica komplosu yıkıldı” diyor koca koca puntolarla.
İşte amaç budur. Ellerindeki televizyon ve gazetelerle bu propagandayı yapacaklar. Şimdiye kadar yaptıkları gibi.
Muhalif seslerin susturulduğu, bütün basın yayın organlarının teslim alındığı veya doğrudan kendilerine ait olduğu koşullarda; işte bu yalan propaganda ile halkın düşüncesini şekillendirecekler. Yalanlarına halkı inandıracaklar.
Hesapları budur.
Ama çabaları boşunadır. Tarih boyunca yalan ve zulüme başvuran bütün halk düşmanlarının akıbetini paylaşmaktan kurtulamayacaklar.
Bu halkın; onların zan ettikleri kadar saf ve gerçeklerden bihaber olmadığını görecekleri günler çok uzak değildir.
mbgultekin@ip.org.tr