Kaynak Yayınları iki yeni kitap daha yayımladı. Bunlardan ilki Teoman Alili'nin 'Yugoslavya Dersleri' isimli çalışması. 'Yugoslavya Dersleri', Türkiye'ye bölünmenin dayatıldığı koşullarda önemli bir tecrübe aktarımı.
Diğer kitabın yazarı, 1 yıllık Ergenekon tutsaklığından sonra tahliye olan Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Ufuk Akkaya... Silivri'de yazılan kitap Türkiye'nin telekulak alanına ışık tutuyor.
'Tele Tayyip Çürüyen Sistemin Büyüyen Kulağı
Kitap “zorunlu çalışma kampı”nda yazıldı.
Telekulak, tarihiyle, bugünüyle, her yönüyle aydınlatılıyor.
Çürüyen rejimin büyüyen kulağı bu kitapta.
Projektör, kanunsuz dinlemeleri yapan karanlık merkezin tam üstüne tutuluyor.
Yayımlanmayan gerçekler.
Yandaşların çürümesi ve gazetecilik ahlâkı.
Ufuk Akkaya, bir telekulak yasasını keşfediyor: Dinleyeni dinlerler.
İktidar sahiplerinin kendi konuşmalarıyla, vatan ve cumhuriyete karşı yıkıcı planları, yurtdışındaki gizli kasaları, basına yönelttikleri sınır tanımaz tehditler.
Hiçbir zorba, hiçbir talancı, gerçeklerin elinden kurtulamamıştır.
'Yugoslavya Dersleri'
Gazeteci Teoman Alili, J.B. Tito’nun ölümünden sonra emperyalistlerin oyunlar›yla paramparça edilen Yugoslavya topraklarında yaşananları anlattığı bu kitabında alınması gereken dersleri önümüze koyuyor.
Makedonya'nın AB'ye uygun yeni pasaportu çok güzel, mikroçipli, rengi kırmızı, sayfaları kalın... Üsküp'ten çıktık ve 50 Km. yol yaptıktan sonra karşımıza otoban gişsi gibi bir yer çıktı. Meğer Makedonya-Sırbistan sınırıymış. Pasaportu verdim. Polis bana Slavca hoşgeldiniz deyip yine Slavca güle güle diyerek pasaportuma mühür vurdu. Biraz daha gittik Bosna'ya girdik yine pasaport, yine Slavca hoşgeldiniz, güle güle ve yine mühür. Ardından Hırvatistan, pasaport ve mühürler. Slovenya, pasaport ve mühürler... Eski Yugoslavya Federasyonu'ndan çıkana kadar sekiz mühür vurulmuştu. Slovenya'dan sonra ise artık AB'ye girdiğimiz için hiçbir yerde durmadan Hannover'e ulafltık. Yani AB kendi arasındaki sınırları kaldırmışken Yugoslavya'ya hudutlar koymuştu. Bu kitabı birgün Diyarbakır'dan Sivas'a, Sivas'tan Ankara'ya, Ankara'dan Bolu'ya, Bolu'dan Samsun veya Trabzon'a ya da İstanbul'da Fatih semtine girerken pasaport göstermek zorunda kalmayalım diye yazdım. Umarım "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk milletine" hayırlı olur.
Teoman Alili