TEMEL GÖREV: YENİDEN CUMHURİYET DEVRİMİ

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz düzenlediği basın toplantısında, İşçi Partisi’nin 17-18 Nisan 2010 günleri Ankara’da toplanan 8. Genel Kurultayı’nda kabul edilen “Devletin Yeniden Yapılanması Programı”nı açıkladı.
Cengiz’in açıkla...

Tarih:

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Mehmet Cengiz düzenlediği basın toplantısında, İşçi Partisi’nin 17-18 Nisan 2010 günleri Ankara’da toplanan 8. Genel Kurultayı’nda kabul edilen “Devletin Yeniden Yapılanması Programı”nı açıkladı.
Cengiz’in açıklaması şöyle:

Bugün 23 Nisan, Cumhuriyetimizin kuruluşunun 90. yıldönümü.
“Cumhuriyetimizin kuruluşunun” diyorum, çünkü Cumhuriyet fiilen 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açılışıyla kurulmuş, 29 Ekim 1923’te ilan edilmiştir.
Bunun içindir ki, “önce kurduk sonra kurtulduk” diyoruz.
Ancak Türkiye son 60 yıl içinde, Kemalist Devrim rotasından çıkartılmış, Cumhuriyet’in kurumları büyük ölçüde yıkıma uğratılmıştır.
Bunu yıllar önce tespit eden İşçi Partisi Başkanlık Kurulu, 25 Kasım 1999 günü “Devletin Yeniden Yapılanması” kararını almış ve ilan etmişti.
Sürdürülmekte olan Anayasa tartışmalarına da ışık tutan bu karar, 17-18 Nisan 2010 tarihinde toplanan İşçi Partisi 8. Kurultay’ında da görüşülmüş ve oybirliğiyle kabul edilmiştir.

İşçi Partisi 8. Kurultay’ının oybirliği ile kabul ve ilan ettiği “Devletin Yeniden Yapılanması” kararının tam metnini sizlere sunuyoruz.

Kararda tespit edildiği gibi:
• Cumhuriyet’in temel kurumlarının yıkıma uğratıldığı günümüz koşullarında Cumhuriyet’i yeniden kazanmak ve Atatürk’ün Altı Ok Programıyla yeniden örgütlemek göreviyle karşı karşıyayız.

ORDU’NUN BİRLİĞİ HAYATİ ÖNEMDEDİR

• Silahsız bir millet esir olur. Türkiye, ancak güçlü bir orduyla çözebileceği sorunlarla karşı karşıyadır. Türkiye’ye Kuzey Irak üzerinden yöneltilen tehdidin alt edilmesi, Kıbrıs’la ilgili baskıların göğüslenmesi, Batı destekli irtica ve bölücülükle mücadele edilmesi, iç savaş olasılıklarına hazır olunması gerekmektedir. Ulusal devletin Yeni Dünya Düzeni amaçlı uygulamalarla tehdit edildiği bu koşullarda, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni parçalamadan Türkiye’yi parçalayamazlar. Bunun için Türk Ordusu hedef alınmaktadır.
Bu nedenle Ordu’nun birliği ve dünya merkezlerinden bağımsız yaptırım gücü, belirleyici önemdedir.
Türkiye’nin bağımsızlığı ve birliği, bugün Ordu’nun bağımsızlığı ve birliğinde düğümleniyor.



ÖNÜMÜZDEKİ GÖREVLER

• Devletin yeniden yapılanması için önümüzde şu üç görev vardır:
- Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet egemenliğini ve bağımsız karar mekanizmasını yeniden örgütlemek ve halka dayanmak,
- Türk Silahlı Kuvvetleri’nin dünya merkezlerinden bağımsız yaptırım gücünü geliştirmek ve pekiştirmek, NATO’dan çıkmak,
- Atatürk’ün bölge merkezli dış politikasını canlandırmak, Batı’dan gelen yeni Sevr tehdidini Asya’da oluşan yeni kuvvet odağıyla dizginleyecek politikalar geliştirmek, 2000’li yılların Türkiye stratejisi olan “Avrasya Seçeneği” programını belirlemek, dünya dengelerini Türkiye’nin bağımsızlığı amacıyla değerlendirmek, ABD ve Avrupa ile ilişkileri egemenliğe karşılıklı saygı temelinde normalleştirmek.

Bu üç görev içinde, ulusal devletin bağımsız karar mekanizmasını yeniden örgütlemek esastır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kritik görevlerinin dünya merkezlerinin denetimi dışında örgütlenmesi ise, bugünkü koşullarda tutulacak halkadır. Çünkü ulusal devletin bağımsız yaptırım gücü olmadan, bağımsız karar mekanizması olamaz.
Bölge merkezli dış politika ve Avrasya Seçeneği ise, bu politikaların uluslararası ortamını oluşturacaktır.

YENİDEN CUMHURİYET DEVRİMİ

Bu durum, Türkiye’yi yeniden Kemalist Devrim rotasına sokacak, bütün ulusal kaynakları ulusal amaçlar için seferber edecek bir Milli Hükümetin kurulmasını zorunlu kılıyor.
Milli Hükümetin kurulması, hem mümkündür, hem de kaçınılmazdır. Bu hedef, iç ve dış koşullar açısından gerçekçidir. Bütün sorun, bu hedefe yönelik bir iradenin oluşturulmasında ve eldeki kuvvetlerin buna göre mevzilendirilip seferber edilmesindedir.
Bunun için belirleyici olan, Cumhuriyet Devrimi rotasını benimsemektir..
Türkiye halkı, 21. yüzyılın başında Kemalist Devrim’in ikinci büyük atılımını gerçekleştirecektir. Türkiye, arkada kalan yüzyılın başında olduğu gibi mazlum milletlerin yeni atılımında öncü roller oynayacak ve devrimci bir model yaratacaktır. Türkiye, Avrasya yüzyılının yıldızı olacak birikime ve dinamizme sahiptir. Bütün sorun, tarihin derinliklerinden gelen bu birikimi değerlendirecek önderliğin güçlendirilmesidir. 150 yıllık Türk Devrim’in yarattığı aydın mirası ve geleneği bu açıdan da umut vericidir.
Geleceğe güvenle bakıyoruz.

SEÇİM HÜKÜMETİ

Güncel görev, AKP’yi iktidardan indirmek ve dürüst bir seçim hükümeti kurmaktır.
Anayasa Mahkemesi kararıyla “Cumhuriyet karşıtı faaliyetlerin odağı” olduğu saptanan AKP yalnız hukuken değil, siyasal olarak da yasadışı bir konuma düşmüştür.
Türkiye, AKP ile varlığını sürdüremez. AKP’den kurtulmak ve millî bir hükümet kurmak, Türkiye için bir varlık sorunu haline gelmiştir. Türkiye halkının dürüst bir seçimle hükümetini belirlemesi, tarihsel bir zorunluluktur. Seçimlerin, her türlü dayatma ve tertipten uzak, yabancı müdahale ve denetime fırsat tanımayan, Türkiye devletinin egemenliği altında yapılabilmesi için, dürüst bir seçim hükümetinin kurulması şarttır.