AKP şimdiye kadar yanlış hatırlamıyorsak üç adet “Alevi Çalıştayı” topladı. Abdullah Gül, Tunceli ziyareti sırasında Cemevi’ni ziyaret etti ve semah gösterisi izledi.
“Dersim tartışmaları” Tayip Erdoğan’a, bulunmaz bir istismar olanağı sunmuş görünüyor. Gazetelerin yazdığına göre Seyit Rıza’nın mezarının bulunması için ilgililere talimat vermiş.
Fethullah’ın Zaman gazetesini de bu arada Alevi aşkı sarmış durumda. İki günde bir kimi Alevi derneklerinin yöneticileri, Fethulah’ın gazetelerinde muteber konuklar olarak boy gösteriyorlar.
Avrupa Birliği’nden söz etmeye gerek yok. Onlar daha 1990’lı yılların başından bu yana “Alevi Rönesansına” ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduklarını söyleyip duruyorlar.
İşte, üzerinde durulması gereken tablo budur.
Fethullah’ın, AKP’nin ve Avrupa’nın alkışları ve sundukları olanaklarla Aleviler adına ortaya çıkan kimi kişi ve örgütler ne yapmaktadırlar?
KEŞFEDİLEN DEĞER
Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, 30 Kasım tarihli bugünlere Milliyet gazetesinde Devrim Sevimay’ın konuğu oldu. Geniş bir röportajı yayınlandı.
Ama hakkını yemeyelim. Ali Balkız’ı ilk “keşfetme onuru”, Amerika’nın Türkiye’deki özel savaş gazetesi Taraf’a aittir. Neşe Düzel 1 Ekim 2008’de Ali Bakız’la tam bir sayfa tutan bir röportaj yaptı.
Zaman gazetesi de son olarak 7 Aralık tarihinde birinci sayfasından Balkız’ın “Madımak katliamının arkasında Ergenekon örgütünün olabileceği” iddiasını başlığa taşıyarak verdi. Zaman, haberine Balkız hakkında bilgi vererek başlıyor:
“Ali Balkız, …ünlü İslam mütefekkiri Said Çekmegil’in ‘tedrisatından’ geçmiş, pilav ayranla beslenip güreş tutmuş, Ahmet Kabaklı’nın yazılarını kesip biriktirerek ve Tercüman okuyarak büyümüş…”
Yani Ali Balkız, Zaman nezdinde güçlü referanslara sahip.
AKP’YE ÖVGÜ
Fethullah’ın gazeteleri ve AKP, Ali Balkızları durup dururken parlatmıyorlar elbet. Bir Alevi örgütü Başkanının çıkıp ‘Sivas olaylarının arkasında Ergenekon çıkabilir’ demesi bile başlı başına yeter bir nedendir o kişinin Ortaçağ güçlerinin gözdesi olabilmesi için.
Sivas’taki katilleri bugüne kadar koruyan ve hala da korumaya devam edenlerin yayın organlarına çıkıp, “olay araştırılsın arkasından Ergenekon çıkabilir” demek, Cumhuriyet’e ve yurtsever devrimcilere karşı sahnelenen tertibe sunulacak en büyük destektir.
Balkız’ın Fethullahçı Gladyo’ya desteği bundan ibaret değil. Açılımlarından dolayı AKP, yere göğe konulmuyor: “Değil Türkiye’nin, Türklüğün tarihinde ilk defa bir Hükümet çıkıp ’Ey Aleviler sorunlarınız nedir?’ diye soruyor. Bunu önemsemek lazım.” (7 Aralık 2009 Zaman)
İşe bu Ali Balkız’ın gerçek düşüncesidir. Alevileri, yüzyılları bulan şeriat zulmünden kurtaran Atatürk birden bire yok olmuş, onun yerine değil ‘Türkiye’nin, Türklüğün tarihinde Alevilerin sorunlarına ilk defa eğilen AKP’ almış.
Bu fikre katılacak Alevi Türkiye’de yoktur.
CUMHURİYET’E KARŞI
Ali Balkız, Cumhuriyet Devrimi’ne karşıdır. O Ortaçağ’ın kurum ve ilişkilerinin devam etmesinden yanadır. Bu iddiamızın kanıtı, Balkız’ın, Cumhuriyet Devrimleri arasında yer alan “Tekke ve Zaviyelerin Kaldırılması Hakkındaki Kanun”a karşı çıkmasıdır. Devrim Sevimay’a verdiği röportajda şöyle demektedir: “Mesela bir 1924 tekke ve Zaviyelerin kapatılması kanunu vardır ki Aleviler bu kanunu pek bilmek istemezler bile… Buraları irdeleyenler baktıkları zaman o gerçeği görmek istemez, anımsamak istemezler.”
Oysa Aleviler, bütün Cumhuriyet Devrimlerini anımsamayı istememek bir yana, en hararetli şekilde desteklemişlerdir. Çünkü o Devrimler sayesinde Ortaçağ karanlığından ve zulmünden kurtulduklarını çok iyi bilmektedirler. Bütün Alevi evlerinde Hazreti Ali’nin yanı sıra Atatürk’ün resminin asılı olması boşuna değildir.
ESAS AMAÇ
Ama elbette Fethulahçıların ve AKP’nin Ali Balkızlara olan sempati ve destekleri sadece bu açıkladığımız nedenlerden dolayı değildir. Hatta esası da bu değildir.
Cumhuriyeti tamamen tasfiye ederek, Ortaçağı, bütün kurum ve ilişkileri ile yeniden hortlatmak isteyenler, bu hedeflerine ulaşmak için deyim yerindeyse Alevileri yem olarak kullanmak istemektedirler.
Fethullah Hoca Cemaatine veya Nurculuğa özgürlük diye ortaya çıkmak yerine laiklik, Cumhuriyet ve Mustafa Kemal gibi değerler bağlı olan Alevilere özgürlük sloganı ile ortaya çıktıkları zaman kendilerine itiraz eden olmayacaktır. Böylece “Tekke ve Zaviyelerin Kaldırılnası Hakkındaki Kanun” ortadan kaldırıldıktan sonra, sıra esas amaca gelecektir. Yani Fethullaçılara, Nurculara, vb. vb. yasallık gündeme gelecektir.
İşte o zaman hoş geldin Ortaçağ! Hoş geldin Şeyhülislam Ebussuud efendi! Hoş geldin Kuyucu Murat Paşa!
Ali Balkızlara böyle bir süreçte düşen biricik rol, Hızır Paşa rolüdür.
mbgultekin@ip.org.tr