TBMM, Lübnan’a asker gönderilmesine izin vermiştir. Asker göndermek için, Anayasa 104. maddeye göre, ayrıca Cumhurbaşkanı’nın karar vermesi gerekir. Hükümetin karar yetkisi yoktur. Cumhurbaşkanı, Lübnan’a asker gönderilmesine karşı olduğunu açıklamıştır. Milletimiz, Çankaya’ya güvenmektedir.
• Meclis’in tezkereyi kabul etmesi, Lübnan’a asker gönderme kararı değildir. Meclis, asker göndermeye izin vermiştir. Anayasa, izin ve kararı birbirinden ayırmıştır. TBMM’nin izin tezkeresi, Cumhurbaşkanı’nına Lübnan’a asker gönderme yetkisi vermiştir.
• Hükümet, Cumhurbaşkanı’nın kararı olmadan Genelkurmay Başkanlığı’na asker gönderme konusunda bir emir veremez. Böyle bir emir, kanunda dayanağı olmayan bir emir olur; yani yasadışıdır ve dolayısıyla emir değildir. Yasadışı bir emri uygulamak, uygulayanları sorumlu duruma düşürür.
• Hükümetin yapabileceği tek iş, Lübnan’a asker gönderilmesi yönünde alacağı bir Bakanlar Kurulu kararını Cumhurbaşkanı’nın kararına sunmaktır.
• Tayip Erdoğan, iftihar ettiği BOP Eşbaşkanlığı görevi nedeniyle kendisinde bazı yetkiler vehmedebilir. Ancak bu yetkiler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları çerçevesinde değil, başka devletlerin projelerinde üstlendiği görevler nedeniyledir.
• Lübnan’a asker göndermek, Türk askerini Ortadoğu ülkelerine ve Türkiye’nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne karşı konuşlandırmaktır. Cumhurbaşkanı, bir hafta önce Lübnan’a asker gönderilmesini uygun bulmadığını kamuoyu önünde açıklamıştır. Milletimiz, Cumhurbaşkanımızın, ABD’nin Türkiye’yi parçalama emellerini içeren Büyük Ortadoğu Projesi’ne boyun eğmeyeceğine güvenmektedir.
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek 6 Eylül 2006 günü (Bugün) İşçi Partisi İstanbul Ulusal Strateji Merkezinde bir basın toplantısı yaparak, TBMM’nin Lübnan’a asker gönderilmesine izin veren tezkeresinden sonraki durumu değerlendirdi ve Tayip Erdoğan yönetiminin Lübnan’a asker göndermek için karar yetkisi olmadığını açıkladı. Perinçek özetle şunları belirtti:
TBMM’NİN KABUL ETTİĞİ TEZKERE
ASKER GÖNDERMEYE İZİN VERİYOR
Lübnan’a asker gönderilmesine ilişkin hükümet tezkeresi dün Meclis’te kabul edildi. Meclis’in bu kararından sonra basında, asker gönderiliyor yolunda haberler yayınlanmıştır. Bu haberler, hükümet kaynaklıdır ve hem hukuki duruma hem de fiilî duruma uymamaktadır. Anayasa’nın 92. maddesine göre, TBMM’nin yetki ve sorumluluğuna bırakılan husus, yalnızca “Asker gönderilmesine izin vermek”tir. Meclis’in tezkereyi kabul etmesi, Lübnan’a asker gönderme kararı değildir. Meclis, asker göndermeye izin vermiştir. Anayasa’nın kesin ve açık hükmüne göre, “karar” yetkisine sahip olan Cumhurbaşkanı, bu izin çerçevesinde yetkilendirilmiş olmaktadır.
ANAYASA’NIN 104. MADDESİNE GÖRE
KARAR YETKİSİ HÜKÜMETTE DEĞİL CUMHURBAŞKANI’NDA
Cumhurbaşkanı’nın “Görev ve Yetkileri”ni düzenleyen 104. maddede, Cumhurbaşkanı’nın “Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek” ve “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek”le görevli ve yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yabancı ülkelere gönderilmesine izin vermeyi düzenleyen 92. maddenin başlığı “Silahlı kuvvet kullanılmasına izin verme”dir. 104. maddede Cumhurbaşkanı’na verilen görev ve yetki de “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek”tir. Yani Anayasa, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesini” “Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılması” kapsamında görmüştür.
CUMHURBAŞKANI ASKER GÖNDERME KARARI
ALABİLİR VEYA ALMAYABİLİR DE
Anayasa’nın açık hükmünü hiçe sayan Tayip Erdoğan, kamuoyunu yanıltmaktadır. Asker göndermeye izin ile asker gönderme kararı kasıtlı olarak birbirine karıştırılmaktadır. Oysa Anayasa ikisini dikkatle ayırmıştır.
Şu anda asker göndermek için yalnızca izin verilmiştir. Bu iznin kullanılıp kullanılmayacağı, Cumhurbaşkanı’nın kararına bağlıdır. Cumhurbaşkanı, asker gönderme kararı da alabilir, böyle bir karar almayabilir de.
HÜKÜMETİN KONUMU
Anayasa hükümleri ışığında, TBMM’nin verdiği asker göndermeye izin tezkeresinden sonra, Hükümetin “asker gönderme kararı” almaya yetkisi yoktur. Hükümet, Cumhurbaşkanı’nın kararı olmadan Genelkurmay Başkanlığı’na asker gönderme konusunda bir emir veremez. Böyle bir emir, kanunda dayanağı olmayan bir emir olur; yani yasadışıdır ve dolayısıyla emir değildir. Yasadışı bir emri uygulamak, uygulayanları sorumlu duruma düşürür.
Bu düzenlemeler ışığında, hükümetin yapabileceği tek iş, Lübnan’a asker gönderilmesi yönünde alacağı bir Bakanlar Kurulu kararını Cumhurbaşkanı’nın kararına sunmaktır.
TAYYİP ERDOĞAN BOP EŞBAŞKANLIĞI İLE
TÜRKİYE CUMHURİYETİ BAŞBAKANLIĞI’NI KARIŞTIRIYOR
Tayyip Erdoğan yönetimi, TBMM’nin izin yetkisi vermesinden sonra, Lübnan’a asker gönderme kararını alabileceğini varsayarken, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’na değil, ABD devleti ile ast üst ilişkilerine göre hüküm yürütmektedir. Tayip Erdoğan, iftihar ettiği BOP Eşbaşkanlığı görevi nedeniyle kendisinde bazı yetkiler vehmedebilir. Ancak bu yetkiler, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve kanunları çerçevesinde değil, başka devletlerin projelerinde üstlendiği görevler nedeniyledir.
CUMHURBAŞKANI’NIN SORUMLULUĞU
Tayyip Erdoğan, ABD devletinden aldığı “Büyük Ortadoğu Projesi” görevi nedeniyle, Türk askerini Lübnan’a göndermek için her yola başvurmuştur. Sayın Cumhurbaşkanı ise, yaptığı yemin gereği, Türkiye’nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü ve güvenliğini esas almak durumundadır.
ABD yetkilileri, resmî ve özel görüşmelerde “Türkiye Kürdistan federasyonu” planlarını açıkça ifade etmektedirler. ABD’nin BOP haritaları artık işportaya düşmüş bulunmaktadır. ABD, Büyük Ortadoğu Projesi’yle Müslüman milletlerin yaşadığı 24 ülkeyi parçalama amacını, Dışişleri Bakanı Condolezza Rice’ın ağzından açıklamıştır. Tayip Erdoğan’ın deyişiyle Diyarbakır’ın Kukla Devlete merkez yapılması, bu plan çerçevesi içindedir.
Lübnan’a asker göndermek, ABD ve İsrail planları içinde görev almaktır,
Lübnan’a asker göndermek, Türkiye’yi parçalama projelerinde görev almaktır.
Lübnan’a asker göndermek, Türk askerini Ortadoğu ülkelerine ve Türkiye’nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne karşı konuşlandırmaktır.
Cumhurbaşkanı, bir hafta önce Lübnan’a asker gönderilmesini uygun bulmadığını kamuoyu önünde açıklamıştır.
Milletimiz, Cumhurbaşkanımızın, ABD’nin Türkiye’yi parçalama emellerini içeren Büyük Ortadoğu Projesi’ne boyun eğmeyeceğine güvenmektedir.