15-16 Mart 2008 günlerinde Ankara’da toplanan İşçi Partisi Merkez Karar Kurulu, milletimize ve dünya kamuoyuna aşağıdaki bildiriyi yayınlamayı oybirliğiyle kararlaştırmıştır.
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP hakkında açtığı kapatma davasıyla, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarının gayrimeşru olduğunu saptamış ve Cumhuriyet hukukunun gereğini yapmıştır.
- ABD makamlarının daha 1996 yılında Tayyip Erdoğan’ı Başbakan, Abdullah Gül’ü Dışişleri Bakanı yapmayı kararlaştırdığı belgelerle kanıtlıdır. AKP iktidarı, Türkiye’nin devlet egemenliğini dışta ABD ve AB’ye devretmiştir.
- Tayyip Erdoğan, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olduğunu itiraf etmiştir. Yine Abdullah Gül, ABD ile “2 sayfa 9 maddelik gizli bir anlaşma yaptığını” itiraf etmiştir.
- Başka bir devletle gizli anlaşma yapanlar ve Türkiye’yi bölen Büyük Ortadoğu Projesinde görev üstlenenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık koltuğunda oturamazlar.
- İşçi Partisi, Türkiye’yi bu krizden kurtaracak Milli Hükümet Programı’nı halkımıza sunmuştur. Önümüzdeki temel mesele, çeşitli cephelerde ilerleyen halk hareketinin başına geçerek ülkemizi Milli Hükümet’e kavuşturmaktır.
AZİZ MİLLETİMİZ!
Türkiyemizin toprak bütünlüğünü ve Atatürk Devrimi’yle kurulan Cumhuriyeti savunmak ve hayata geçirmek, bütün milletimizin, bütün yurttaşlarımızın, siyasal partilerimizin ve özellikle devlet organlarının görevidir.
Milletimizin çeşitli kesimleri ve millî devletimizin kurumları, eylem ve uygulamalarıyla bu görevi yerine getirmektedirler. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP hakkında açtığı kapatma davasıyla, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül iktidarının gayrimeşru olduğunu saptamış ve Cumhuriyet hukukunun gereğini yapmıştır.
- En son iki saatlik iş bırakma eylemini başarıyla gerçekleştiren emekçi hareketi,
- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Danıştay ve diğer yargı kurumlarımız,
- Hava ve Kara Kuvvetleriyle sınır ötesi harekâtı başarıyla uygulayan Türk Ordusu,
- Türban bölücülüğüne karşı direnen üniversitelerimiz,
- Ortaçağa ve bölücülüğe karşı toprak talebiyle harekete geçen Doğu ve Güneydoğu köylümüz,
- Cumhuriyet mitinglerinde, Mehmetçik yürüyüşlerinde ve Şehit cenazelerinde AKP iktidarından kurtulma özlemlerini haykıran halkımız;
bir bütün olarak aynı cephede mücadele ediyorlar. İşçi Partisi, milletimizin bu büyük mücadelesinin hizmetindedir.
CUMHURİYETİ HEDEFİNE GÖTÜRECEK
DİNAMİKLERİN BULUŞMASI
Yükselen emekçi hareketi; vatan savunması mevzisindedir, Cumhuriyet ekonomisini korumaktadır, halkçılık ilkesine dayanan sosyal güvenlik sistemine siper olmaktadır; bu nedenle sonuna kadar haklıdır.
İşçi Partisi, emekçi hareketini; Cumhuriyetimizi hedefine ve güvenceye ulaştıracak temel dinamik olarak görmektedir; bu hareketin en ön safında görev yapmaktadır.
Milyonlarca emekçi, “Kahrolsun ABD, işbirlikçi AKP” sloganlarıyla Türkiye’nin yüz yüze geldiği dış ve iç tehdidi dünyaya ilan etmiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP’yi kapatma talebiyle halkın vicdanından yükselen iddianameyi yazmıştır.
Cumhuriyet’in sahipleri, Cumhuriyet’e yönelik tehditleri alt etmek için, aynı cephede buluşmuş ve ayağa kalkmışlardır. Bu büyük buluşma Türkiye’nin geleceğinin biricik güvencesidir.
ABD VE AB’NİN KÜSTAHÇA MÜDAHALELERİ
ABD ve AB yetkililerinin, AKP iktidarını desteklemek için yargı organlarımıza karşı küstahça suçlamalarını, Türk devleti içinde temizlik yapılmasını istemeye varan dayatmalarını ve ülkemiz yönetimine müdahalelerini mahkûm ediyoruz. Onları hadlerini bilmeye, Türkiye Cumhuriyeti’nin egemenliğine saygılı olmaya davet ediyoruz.
Bu müdahaleler, Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül yönetimin hangi dış kuvvetlere dayandığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.
ABD MARİFETİYLE İKTİDAR KOLTUKLARINA OTURTULANLAR MİLLİ İRADEYİ TEMSİL ETMİYOR
ABD makamlarının daha 1996 yılında Tayyip Erdoğan’ı Başbakan, Abdullah Gül’ü Dışişleri Bakanı yapmayı kararlaştırdığı belgelerle kanıtlıdır. AKP iktidarı, Türkiye’nin devlet egemenliğini dışta ABD ve AB’ye devretmiştir. Bütün uygulamaları bu yöndedir. O nedenle
Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül yönetimi, millî iradeyi temsil etmiyor.
Tayyip Erdoğan, başka bir devletin hizmetinde bulunduğunu, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olduğunu ve bu kapsamda “Diyarbakır’ı merkez yapma” görevini yaptığını, 15 Şubat 2004 gecesinden başlayarak, 11 ayrı konuşmasında itiraf etmiştir.
Yine Abdullah Gül, 2 Nisan 2003 günü ABD Dışişleri Bakanı Powel ile “2 sayfa 9 maddelik gizli bir anlaşma yaptığını” itiraf etmiştir ve bu itiraf, 24 Mayıs 2003 günlü Vatan gazetesinde manşetten yayınlanmıştır.
İşçi Partisi, Tayyip Erdoğan yönetiminin gayrimeşru olduğunu daha iktidara oturtuldukları ilk günlerde, Kasım 2002’de saptamış ve milletimize ilan etmişti. Buna bağlı olarak Partimiz, 29 Temmuz 2004 tarihinden başlayarak en son 26 Mart 2007 günü Yargıtay Başsavcılığı’na başvurarak, AKP hakkında kapatma davası açılması için üç kez talepte bulunmuştu.
Bu başvurularımızda, AKP’yi kapatma gerekçesi olarak, laiklik karşıtı faaliyete odak olmak yanında, AKP yöneticilerinin devletin ülkesi ve milletiyle bölünmesine yönelik faaliyetini de bütün kanıtlarıyla sunmuştuk.
ABDULLAH GÜL VE TAYYİP ERDOĞAN İSTİFA ETMELİ
Şehit cenazelerinden, emekçi hareketinden, üniversitelerden yükselen taleplere ve Yargıtay Başsavcılığı’nın açtığı davaya uygun olarak, Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan’ı yasadışı yollardan işgal ettikleri ve yasadışı uygulamalarla Cumhuriyet yıkıcısı amaçlarına alet ettikleri makamları millete iade etmeye çağırıyoruz.
Türkiye’yi bölme hedefini dünyaya haritalarıyla ilan eden ABD ile gizli anlaşma yapanlar, Çankaya’yı işgal edemez.
Başka bir devletin proje görevlisi olanlar, Türkiye’yi bölen Büyük Ortadoğu Projesinde görev üstlenenler, Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanlık koltuğunda oturamaz.
Tayyip Erdoğan ve Abdullah Gül’ün artık yapabilecekleri tek icraat. istifa etmektir.
Yalnız ABD ile yaptıkları gizli anlaşmalar ve ABD’den üstlendikleri yasadışı görevler nedeniyle değil, AKP’yi kapatma davasının sağlıklı bir biçimde yürütülmesi için de, istifaları şarttır.
KRİZDEN ÇIKIŞ,
MİLLİ HÜKÜMET GÜNDEMDE
Tayyip Erdoğan-Abdullah Gül yönetimi, Türkiye’nin içine girdiği, derin ekonomik krizin baş sorumlusudur. Bu yönetim, küresel merkezlerden dayatılan üretimi çökertme politikasıyla ülkemizi borç batağına saplamıştır. Türkiye’nin mal varlığını “babalar gibi” yabancılara satmak yoluyla Türkiye’yi sömürgeleştirmektedir. Halkımız, bu ekonomik felaketi, işini, toprağını, mülkünü, tezgâhını, dükkânını kaybederek özetle yoksullaşarak yaşamaktadır.
ABD ekonomisinin derinleşen krizi Türkiye’yi daha vahim boyutlarda sarsmaktadır. Sıcak para kanallarının tıkanması, Merkez Bankası Başkanı’nın da itiraf ettiği kaçınılmaz iflası tetiklemiştir. Yabancı devletlere bağlanma ve Cumhuriyet yıkıcılığı yanında derinleşen ekonomik kriz, hükümet krizini getirmiştir. AKP hakkında açılan kapatma davası, bu hükümet krizinin en yüksek savcılık makamı tarafından ilan edilmesi anlamını da taşımaktadır.
Bu koşullarda Tayyip Erdoğan- Abdullah Gül yönetiminden kurtulmak ve ülkemizi bir Milli Hükümet’e kavuşturmak yakıcı sorundur ve gündemdedir. İşçi Partisi, Türkiye’yi bu krizden kurtaracak Milli Hükümet Programı’nı halkımıza sunmuştur. Önümüzdeki temel mesele, çeşitli cephelerde ilerleyen halk hareketinin başına geçerek ülkemizi Milli Hükümet’e kavuşturmaktır.
İşçi Partisi, milletimizden aldığı güçle görev ve sorumluluğunu yerine getirme kararındadır.
Milletimize saygıyla duyururuz.
NOT:
AKP KAPATMA DAVASI BELGELERİ'ni (Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı İddianamesi, İşçi Partisi'nin 2004, 2005 ve 2007 yıllarında yaptığı üç ayrı başvuru dilekçelerini) sol sütundaki "İşte AKP'nin suç dosyası" kutusunu tıklayarak "http://ip.org.tr/lib/pages/mhaberarsiv.asp" bağlantısından okuyabilirsiniz...