Soma'nın Hesabını Soracağız

Partimiz 8 otobüsle Soma katliamı davası için Akhisar’a geldi. İzmir adaylarımız gazeteci Ümit Zileli ile Sefa Köken de Akhisar'daydı.

Tarih:

 

Tutuklu sanıkların getirilmesiyle gergin başlayan davanın ikinci duruşması da acı ve öfke doluydu. Duruşmada, sanıklardan Can Gürkan’a aylık geliri sorulduğunda ‘kazancım yok’ yanıtı vermesi ailelerin tepkisine neden oldu.

Soma katliamı davasında tutuklu yargılanan 8 kişi dün duruşma salonuna getirildi. Madencilerin aileleri yoklama sırasında gözyaşlarına boğuldu. Soma Kömür İşletmeleri Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın “Gelirim yok” beyanına aileler “Yalan! Seninki kanlı para” diyerek tepki gösterdi. 

Soma’da 301 işçinin şehit olduğu maden katliamına ilişkin açılan ve 8’i tutuklu 45 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması dün Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Aileler sabah saatlerinde otobüslerle duruşma salonuna çevrilen kültür merkezine gelmeye başladı. Maden şehitlerinin birinci derece yakınları üst araması ve kimlik taramasının ardından mahkeme salonuna alındı. Üzerinde “301” yazılı tişörtler giyen aileler baretlerini ise mahkeme salonu girişinde bırakmak zorunda kaldı. 

Geçen duruşmada SEGBİS (Ses ve görüntülü bilişim sistemi) ile katılmaları tepkilere neden olan ve salona getirilmelerine karar verilen tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik, Şakran Cezaevinden sabaha karşı 2 araçla Akhisar’a getirildi. Sanıklar, Ağır Ceza Mahkemesindeki nezarethaneye alındı. 

JANDARMA ETTEN DUVAR ÖRDÜ 

Haklarında, “olası kasıtla öldürme”, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama”, “Bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçlarından dava açılan 45 sanıktan tutuksuz 19 sanık duruşmada hazır bulundu. Sanıklar ve sanık avukatları ile madenci aileleri arasındaki iki sıra koltuğa çevik kuvvetin oturduğu görüldü. Tutuklu sanıklar ise, mahkeme başkanının duruşmada uyulması gereken kuralları okumasının ardından salona getirildi. Aileler sanıkların girişi sırasında sessiz kalırken, Jandarma tutukluların etrafında etten duvar ördü. 

Bu sırada bir müşteki avukatı söz alarak 7 ailenin duruşma salonuna alınmadığını söyledi. Mahkeme Başkanı ise koltuk sayısının yeterli olmadığını belirterek “Salon düzenini oluşturduk. Bu talebinizi aradan sonra değerlendirelim. Sağlıklı yargılama için duruşmaya devam etmek istiyorum” dedi. Bu sırada dışarıda kalan bazı aileler içeri girmek isteyince avukatlarla Mahkeme Başkanı Aytaç Ballı arasında kısa süreli tartışma yaşandı. İçerdeki aileler ise duruma “İki sıra polis koyacağınıza şehit ailelerini alsaydınız ya” diye tepki gösterdi. Ardından bazı avukatlar dışarı çıktı, onların yerine içeri alınan işçi yakınları oturdu.  

ÇOCUĞUM GİBİ ONLAR DA YANSIN’ 

Mahkeme Başkanı yoklama sırasında müştekilerden kimin yakını olduklarını ve yakınlık derecelerini belirtmelerini istedi. Şehit madencilerin anne, baba, eş ve çocukları sırayla isimlerini söyledi. Bu sırada aileler gözyaşlarına boğuldu. Baygınlık geçiren bir madenci yakınına sağlık ekipleri müdahale etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı müştekilerden sadece kendi isimlerini söylemelerini istedi. Aileler ise kimi gururla, kimi öfkeyle, kimi ise boğuk bir sesle şehitlerinin isimlerini okumaya devam etti.  

Aileler acılarını ise isimlerin arkasına ekledikleri şu birkaç kelimeyle ifade etti: “Doyamadım yavruma”, “Benim kocam çocuğunu göremedi”, “İki evladımı aldılar Allah’a havale ediyorum”, “Benim çocuğum nasıl yandıysa onlar da yansın”, “Bugün 432 yetim baba diye kara toprağa sarılıyor. Adalet istiyoruz.”  

Konuşmakta güçlük çeken bir madenci eşi ise “Biri 10 aylık, biri 2 yaşında çocuğum var. Nasıl yaptınız bunu? Nasıl kıydınız?” diyerek sinir krizi geçirdi. Madenci eşini, aileler sakinleştirdi. Yoklamanın ardından sanıkların kimlik tespitine geçildi. Mesleğini “finans” olarak tanımlayan Can Gürkan aylık gelirinin olmadığını söyleyince müştekiler “Var, var, seninki kanlı para” diye tepki gösterdi. Ramazan Doğru da aylık gelirinin 37 bin TL olduğunu ifade etti. Aileler, tüm tutuklu sanıkların aylık gelir beyanına, “yalan” diyerek itiraz etti. Kimlik tespitinin tamamlanmasıyla iddianamenin okunmasına başlandı. 

VATAN PARTİSİ AKHİSAR’DAYDI

Partimiz 8 otobüsle Soma katliamı davası için Akhisar’a geldi. “Soma’nın hesabı sorulacak” yazılı pankartla duruşma salonuna çevrilen kültür merkezinin önüne yürüdük. Kortejin başında İzmir 1. Bölge adayımız gazeteci Ümit Zileli ile İzmir 2. Bölge adayımız ve maden işçisi Sefa Köken yer aldı. 

KAMU GÖREVLİLERİ DE KUSURLU’

Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, duruşma öncesinde bir açıklama yaptı. Sadece buraya getirilen sanıkların değil, kamu görevlilerinin de bu olayda kusurlu olduğunu kaydeden Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Çalışma Bakanlığı ile Enerji Bakanlığı, kamu görevlileriyle ilgili soruşturma izni vermemiştir. Baro ve bir kısım müdahillerin yapmış olduğu itirazlar çerçevesinde Danıştay bu konuda aralık ayı içerisinde bir karar almıştı. Soruşturmanın tekrar yapılmasını ve kusurluların tekrar tespit edilmesini istedi. Bu konula ilgili takibimiz de devam ediyor. Geçen mahkemede de bu konunun akıbetinin sorulmasına karar verildi.”

İÇERİ ELEKTRONİK CİHAZ ALINMADI

Soma davasının ilk duruşmasında, yaşanan tartışmalarla ilgili içeriden çok sayıda görüntünün sosyal medyaya sızması üzerine, bu kez polisin bu yöndeki önlemleri de arttırıldı. Özellikle basın mensuplarının, içeriye dizüstü bilgisayar, cep telefonu ve tabletlerini sokmalarına izin verilmedi.  

POLİSTEN YOĞUN GÜVENLİK ÖNLEMİ

 

Hem duruşmanın yapılacağı kültür merkezinin çevresinde, hem de duruşma salonunun içerisinde, jandarma ve polis sayısının artırılmış olması dikkat çekti. Sanıklarla izleyiciler arasına iki sıra çevik kuvvet polisi etten duvar ördü. Aynı önlem sanık avukatları için de alındı.