Savaş dönemlerine yaklaşıldığında ve savaş sürecinde, toplumun her kesimi, ortak düşmana karşı tavır aldığından, sağ ve sol bölünmenin bir manası kalmaz.
Elbette, vatan savunmasının önderleri milliyetçilerdir. Daha doğrusu, savaş öncesinde ve savaş sırasında, para babaları ve işbirlikçiler vatan savunması yapmazlar.
Vatanı savunacak olanlar, yine halkın kendisi ve ordusudur.
İktidar sahipleri ve çıkar sağladığı odaklar, hiçbir zaman, vatan savunmasında yer almazlar. Hatta vatanı zor duruma sokanlar onlardır.
Savaşın sıcak dönemlerinde, ya arazi olurlar veya servetini alır ve güvenli bir bölgeye kaçarlar. Ya da ülke işgal edilmişse, işbirlikçi hala ülkesinde kalmaya devam ediyorsa, düşman ile doğrudan ve açıktan işbirliği yapar.
Şu anlattığım durum, ikinci dünya savaşı sırasında, Fransa’da yaşanmıştı.
Alman işgaline karşı, milliyetçiler ve solcular, bire bir savaşmış, işbirlikçiler de bu savaşçıları Alman subaylarına ihbar etmişlerdir.
Şimdi, tekrar sol nerede sorumuza dönelim.
Milliyetçiler/sol artık halkın kendisidir.
Halk neden sessiz sorusu ortaya çıkacaktır.
Bu geçiş ve zihnen harbe hazırlık döneminde, emperyalizmin daha önceleri böldüğü milliyetçiler, solcular, yurtseverler, Kemalistler bir bütünleşme sürecini yaşayacaklardır.
Önemli bir kısmı yaşanmıştır da… Artık Amerika’nın ne olduğu ve ne olmadığı anlaşılır hale gelmiştir.
Amerikan solu, artık ayrışmakta ve işlevsizleşmektedir. Amerika’yı karşısına almayan örgütlü kişi artık soldan sayılmaz. Sayılmıyor da…
Halen bocalayan bir sol kesim olduğu muhakkak.
Bocaladıkları önemli iki sorunları vardır. Kürt meselesi ve liberalizm.
Kendini solda tanımlayanlar, liberalizmin altından Amerika çıktıkça, kendine gelmektedir. Liberalizmin sahte özgürlükler söylemine kendini kaptıran sol, eğer bu tavırları örgüt disiplininden gelmiyorsa uyanacaklardır.
Sivil toplum solculuğu, solu imha eden bir örgütlenme bicimidir. Sivil toplum solculuğu, barış dönemlerinde, emperyalizmin örgütlediği solculuktur. Emperyalizm bir süre onları kullanır.
Bu tür dernek ve vakıfların, tabanında vatansever üyeleri vardır. Lakin tembel ve eylemsizdirler. Onu eylemsiz yapan, bağlı bulunduğu örgütte, ya birinci kişi, ya ikinci adam, ya da örgütün ideologu satılıktır. Ama bu kişiler o örgütü elinde tutarlar.
Ancak, kriz dönemlerinde, ayrışmanın tırmandığı yerlerde kimlikler ortaya çıkmaya başlar. Sahte sol ve sahte milliyetçiler Amerika’nın sıcak işgal dönemlerinde ya işbirlikçi kimliğini açıklar ya da yok olur.
Kürt meselesinde, Kürtçülüğün arkasındaki, Amerika’yı gören solcu, artık bu meseleye, Kürt meselesi diye değil, Kürtçülük ve Amerika meselesi olarak bakar.
Sivil toplum solculuğunun ve sivil toplum milliyetçiliğinin bittiği gün, toparlanmanın gerçekleştiği gündür.
Gerici ve liberal kesim, her zaman Amerika’nın yanında yer alır.
Bu tarihin tunç kanunudur.
9.9.2009, bulentesinoglu@gmail.com