Silivri Zulmü

Ergenekon tertibi, bugüne kadar bütün yasalar ve hukuk ayaklar altına alınarak yürütüldü.
İşçi Partisi yöneticileri ve bu ülkenin seçkin yurtseverleri, haklarında hiçbir suç kanıtı olmadan yıllardır hapiste tutuluyorlar.
Tertipçiler yargısız infaz yapmaktadırl...

Tarih:

Ergenekon tertibi, bugüne kadar bütün yasalar ve hukuk ayaklar altına alınarak yürütüldü.
İşçi Partisi yöneticileri ve bu ülkenin seçkin yurtseverleri, haklarında hiçbir suç kanıtı olmadan yıllardır hapiste tutuluyorlar.
Tertipçiler yargısız infaz yapmaktadırlar.
Ama bütün bu kanunsuzluklar, tertipçilerin, bu ülkenin yurtsever aydınlarına besledikleri kini azaltmamıştır.
Doğu Perinçek ile Ergenekon tertibinde yargılanan yedi yurtsever iki Mart günü kanunsuz bir şekilde tecrit hücrelerine konuldular.
İşçi Partisi Genel Başkanı, daha sonra “yanlışlık oldu” denilerek koğuşuna geri alındı.
7 Mart günü ise Sayın Doğu Perinçek, koğuşa verildiğinin kendisine yazılı olarak tebliğ edilmesinden birkaç saat sonra hücreye yeniden konuldu.
Yapılan işlem, yasadışılığın katmerlisidir. Olayın oluş biçimi bu tasarrufun Cezaevi yönetimi tarafından yapılmadığını ortaya koyuyor.
Emir dışardan verilmiştir.
Sorumlu AKP iktidarıdır.
Yasalar hücre hapsinin hangi durumda uygulanacağını açıkça belirlemiştir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilen kişiler ile durumları tehlike arzeden tutuklular için hücre hapsi uygulaması yapılır.
Ne Doğu Perinçek, ne de diğer tutuklu aydınların durumu, yasada tarif edilen bu şartlara uygun değildir.
Kanunsuzluğun tek açıklaması, Doğu Perinçek ve diğer yurtverlerin zulme boyun eğmemesidir. Tertipçilere karşı verdikleri mücadeledir. Onların maskelerini aşağı indirmeleridir.

KANUNSUZLAR!
Doğu Perinçek bundan tam üç yıl önce tutuklanırken kameralara, “Kanunsuzlar” diye seslenmişti.
Evet “Kanunsuzlar!” Ergenekon tertibi baştan aşağı kanunlar çiğnenerek yürütüldü ve yürütülüyor.
Son olarak başvurulan hücre uygulaması kanunsuzlukta yeni bir aşamadır.
Yüzyıllık bir kin ile karşı karşıyayız.
Bundan 90 yıl önce Kurtuluş Savaşında ve arkasından gerçekleşen Cumhuriyet Devriminde kaybeden emperyalistler ve onlarla işbirliği halindeki Ortaçağ’ın karanlık güçleri, o zaman kaybetmiş olmanın verdiği hınçla saldırmaktadırlar.
Şimdi koşulların kendileri için elverişli olduğunu düşünmektedirler. Doksan yıl önce kaybetmiş olanlar, yüzyıllık kinleriyle saldırmaktadırlar.
Üç yıldır hapiste olan ve hakkında hiçbir somut suç delili olmayan bir Parti liderini tecrit hücresine atmanın başka açıklaması yoktur.

KANUNDAN HABERİ OLMAYAN ADALET BAKANI
Adalet Bakanlığı koltuğunda oturmakta olan Sadullah Ergin, yapılan uygulamayı “aynı suçtan yargılanan sanıkların birbirlerinden ayrı yere konulmasını” öngören mevzuat hükmü uyarınca gerçekleştirildiğini savundu.
Adalet bakanı’nın mevzuattan, yasadan haberi yok.
Tam tersine yargılama aşamasında aynı suçtan yargılanan sanıkların bir arada olmaları ve kendilerine yöneltilen ortak suçlamalara beraberce cevap vermelerine olanak sağlanması yasa hükmüdür.
12 Mart ve 12 Eylül Askeri Yönetim dönemlerinde, askeri mahkeme yargılamalarında bile bu hüküm uygulanmıştır.
Şimdi AKP iktidarı 12 Mart ve 12 Eylül cuntalarının bile uygulamaya cüret edemediği bir faşist uygulamayı gerçekleştirmektedir.

SORUMLULAR HESAP VERECEKTİR!
Silivri’deki zulmün sorumlusu AKP Hükümetidir, Başbakan Recep Tayip Erdoğan’dır, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’dir.
Sorumluları uyarıyoruz.
Zulüm hiç kimseyi abad etmez. Zulüm, hiçbir zalimin payidar kalmasını sağlayamamıştır.
Halkımız binlerce yıllık tecrübesi ile bu gerçeği iyi bilir. Onun için zalime, “zulmün artsın” der. Zulmün artsın ki yıkılışın yakınlaşsın!

YURTSEVERLER BOYUN EĞMEYECEKTİR!
Ne Doğu Perinçek ne de diğer yurtseverler bu kanunsuz uygulamaya boyun eğmeyeceklerdir.
Milletimiz de bu kanunsuzluğu kabul etmeyecektir.
Türkiye’nin dört bir yanında kanunsuzluğa karşı mücadele bayrağı şimdi daha da yükseklere çıkıyor.
3 Mart günü tam otuz iki il merkezinde yapılan protesto gösterilerine binler katıldı.
Baskıyla, işkenceyle, zulümle, tutuklamalarla sonuç alacağını sanan gafillerin, yanıldıklarını anlayacakları gün çok uzak değildir.