Silivri’de yargılama değil, yargısız infaz yapılmaktadır!

Genel Başkanımız Doğu Perinçek ve diğer arkadaşlarımız bundan tam iki yıl önce tutuklandılar. Cumhuriyet tarihinin bu en büyük kanunsuzluğunun amacı, yaşanan gelişmelerle birlikte, en kör gözlerin bile görebileceği bir açıklıkla ortaya çıkmıştır.
Başta Genel ...

Tarih:

Genel Başkanımız Doğu Perinçek ve diğer arkadaşlarımız bundan tam iki yıl önce tutuklandılar. Cumhuriyet tarihinin bu en büyük kanunsuzluğunun amacı, yaşanan gelişmelerle birlikte, en kör gözlerin bile görebileceği bir açıklıkla ortaya çıkmıştır.
Başta Genel Başkanımız olmak üzere İşçi Partisi’nin yürüttüğü mücadeleyle, ülkemize ve milletimize karşı uygulanan tertip, artık bütün boyutlarıyla gözler önündedir.
İki yılı aşan tutukluluk, bir yargılama yapılmadığını, tam tersine bir yargısız infazın uygulandığını göstermektedir.
Yasalar hiçe sayılarak başlatılan soruşturma, mevcut yasaların hergün çiğnenmesiyle devam ettirilmektedir.

“ÖZEL AMAÇLI YARGILAMA” YAPILMAKTADIR
Son olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, iki yıl önce Parti Genel Merkezimizde yapılan aramanın kanunlara aykırı olduğunu saptayarak, aramayı yapan polisler hakkında dava açtı.
Bu demektir ki Genel Başkanımız ve diğer arkadaşlarımız daha ilk andan yasalar çiğnenerek tutuklanmışlardır.
Geçen iki yılda yapılan yargılama süreci içinde, arkadaşlarımıza yöneltilen iddialar tek tek çürütüldü. Genel Merkezimizden yasalara aykırı bir şekilde götürülen Partimize ait belgelerin içine sonradan bir takım sahte belgelerin konulduğu kanıtlandı.
Silivri’deki yargılamanın; tıpkı Habur’da “ayarlanmış hakim ve savcılarla” yapılan yargılama gibi, özel amaçlı bir yargılama olduğunu bizzat Tayip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay söylediler.
Silivri’de hukuk yoktur. Türk adaleti yoktur. Arkadaşlarımızı hapiste tutan güç; bugün Irak ve Afganistan’da uygulanmakta olan “Amerikan adaletinin” gücüdür.

HEDEF TÜRKİYE’DİR
Üretilen sahte belgeler ile “gizli tanık” ifadelerine dayanarak, bugün Ordu komutanlarımızı ve Cumhuriyet Savcılarımızı sanık sandalyesine oturtma aşamasına gelen Ergenekon tertibinin hedefi Türkiye Cumhuriyetidir.
Tertibin sahibi doğrudan doğruya Amerika’dır. Amerika ve Avrupa Birliği’nin yetkilileri bu gerçeği bizzat kendileri defalarca itiraf ettiler.
Bilindiği üzere tertibi yürüten güçler, tertibin düğmesine 5 Kasım 2007’de Bush-Tayyip Erdoğan görüşmesinde basıldığını açıkladılar. Ocak 2008’de Ankara’ya gelen 35 kişilik bir CİA ekibinin operasyonun yürütülmesinde doğrudan görev aldığını, İçişleri Bakanı yalanlayamamaktadır.
Amaç, Büyük Ortadoğu Projesi’ne uygun olarak Türkiye Cumhuriyetinin rejimini ve sınırlarını yeniden düzenlemektir. Onun için İşçi Partisi gibi, Türkiye’nin yeniden Cumhuriyet Devrimi rotasına girmesini savunan yurtsever devrimciler ile ulusal devletimizin teslim alınamayan en büyük kurumu Türk Ordusu hedef alınmıştır.
Amaç, Türkiye için biricik çıkış yolu olan tam bağımsızlık politikası temelinde, komşularımız başta olmak üzere, Avrasya ülkeleriyle birliği savunan yurtsever devrimci iktidar alternatifini tasfiye etmektir.

AKP, ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ GİRİŞİMİ İLE NİYETİNİ BELLİ ETMİŞTİR
AKP iktidarının anayasa değişikliği paketi, tertibin amacını bir kez daha ortaya koymuştur.
Cumhuriyete karşı işlenen suçların odağı olduğu Anayasa Mahkemesi kararı ile sabit olan AKP, şimdi hazırladığı Anayasa değişikliği paketi ile bir yandan Yüksek Yargıyı kontrol altına almak, öte yandan Orduya yönelik teslim alma operasyonunu yasal bir kılıf altında tamamlamak istemektedir.
Karşı devrimci darbeye, hukuki bir zemin kazandırma amacına yönelik olan bu girişim, iki yıldır sürdürülen Ergenekon tertibi vasıtasıyla yürütülmektedir.

BÜTÜN YURTSEVERLERİ GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ!
Doğu Perinçek’leri hapse atarak başlayan ve bugün yargısız infaz olarak sürdürülen tertibin hedefi Türkiye’dir, Türk Milletidir.
Bu Tertip sayesinde “açılım” adı altındaki ihanetler uygulanabilmektedir.
Doğu Perinçek’ler hapiste olduğu, Türk Ordusuna yönelik ardı arkası kesilmeyen operasyonlar yapıldığı içindir ki, Habur’da özel mahkeme kurulabilmiş, Ermenistan’la protokoller imzalanabilmiş ve Yüksek Yargıyı teslim almaya yönelik planlar uygulamaya konabilmiştir.
Onun için Doğu Perinçek ve diğer arkadaşlarımızın özgürlüğü, Türkiye’nin emperyalist planlara karşı varlığını koruma sorunu haline gelmiştir.
Doğu Perinçek’lerin özgürlüğü, bütün yurtseverleri hedef alan emperyalist ve gerici saldırının önüne set çekmek anlamına gelecektir.

TERTİP ÇÖKMÜŞTÜR
Türkiye’yi, Türk Ordusu’nu ve milletimizin yurtsever devrimci güçlerini hedef alan bu tertip daha bugünden çökmüştür.
Her şeyden önce tertibin asıl sahibi olan Amerika yenilmektedir ve her yerde kaybetmektedir.
Varlıklarını ve geleceklerini Amerika’nın hâkimiyetine bağlamış olan AKP ile F tipi Gladyo da kaybetmeye mahkûmdurlar.
Son günlerdeki saldırganlıkları ve can havliyle yaptıkları girişimler bundan dolayıdır.
Çabaları boşunadır. Yükselen emekçi halk hareketi ile yurtsever güçlerin birleşen mücadelesi, AKP’yi Yüce Divana gönderecektir.
F Tipi Çete, işlediği suçların ve cinayetlerinin hesabını, Türkiye Cumhuriyeti’nin yargısına verecektir.