• Savcı Zekeriya Öz;
Mahkemenin yetkisine tecavüz etmiş,
Ümit Sayın’ı yalan beyanlara zorlamış, baskı ve tehditle ifade almış,
Ümit Sayın’ın beyanlarını tutanağa tahrif ederek yazdırmış,
Ümit Sayın’dan “Gizli Tanık Anadolu” sıfatıyla aldığı ifadeye kasten yanlış tarih koyarak gerçeği çarpıtmış ve resmi evrakta sahtecilik suçunu işlemiştir.
• Bu suçları işleyen bir kişi Savcılık görevine devam edemez!
İşçi Partisi, Ergenekon Savcısı Zekeriya Öz’ü, ortaya çıkan yeni suçlarından dolayı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na şikâyet etti. İşçi Partisi ve Genel Başkanı Doğu Perinçek’in avukatları Av. Mehmet Cengiz, Av. Hasan Basri Özbey ve Av. Servet Bora şikâyet dilekçesini HSYK’ya sunduktan sonra Av. Hasan Basri Özbey, basın mensuplarına açıklamada bulundular. Açıklamayı ve şikayet dilekçesini aşağıda sunuyoruz.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmekte olan “Ergenekon Davası”nın kovuşturma aşamasında, Savcı Zekeriya Öz, tutuklu sanık Habip Ümit Sayın’ın “Gizli Tanık Anadolu” sıfatıyla ifadesini almıştır.
Görülmekte olan bir davada “sanık” olan kişinin aynı zamanda “tanık” olamayacağı ilkesi bir yana, 07.12.2009 günlü duruşmada kimliği kendi beyanıyla açığa çıkan bu “tanığın” anlatımlarından Savcı Zekeriya Öz’ün görevini kötüye kullandığı ve suç işlediği anlaşılmıştır. Bu husus Mahkeme tarafından da saptanmıştır.
MAHKEMENİN YETKİSİNE TECAVÜZ
Soruşturması tamamlanmış, kovuşturma evresindeki bir davada, sorgusu yapılmış bir sanığın, yargılamayı yürütmekte olan Mahkemenin bilgisi dışında ifadesine başvurulması, üstelik bu ifadenin “Gizli Tanık” sıfatıyla, kimliği gizlenerek dosyaya konulması, hukuka ve yasaya aykırıdır. Bu, yargılamayı yürüten Mahkemenin yetkilerine ve kovuşturmaya yasadışı müdahaledir. Yetki tecavüzü, görev gaspıdır.
BASKI VE TEHDİTLE YALANCI TANIKLIĞA ZORLAMA VE
GERÇEĞE AYKIRI VAATTE BULUNMAK
Savcı Öz, Ümit Sayın’dan bu beyanlar, baskı ve tehditle almıştır.
I. Ergenekon davasının 07.12.2009 günlü duruşmasında, Savcı Zekeriya Öz, Ümit Sayın’ı, “35 yıl ağır hapis cezasına çarptırılacağı” tehdidiyle ve böyle bir yetkisi olmamasına karşın tahliye edileceği vaadiyle yalan beyanda bulunmaya zorladığı ortaya çıkmıştır.
ADLİ TUTANAKTA TAHRİFAT
Savcı Zekeriya Öz’ün, Ümit Sayın’ın “Gizli Tanık” sıfatıyla alınan ifadesini tahrif ettiği de ortaya çıkmıştır.
Ümit Sayın mahkemedeki ifadesinde; “Aramızdaki konuşma farklıydı, buraya farklı geçirilmiş. Sayın Zekeriya Öz’le aramızdaki yaptığımız konuşma farklıydı… O yüzden itiraz ediyorum zaten… Benim söylediklerimin aynısının yazıldığını düşünüyordum. Kendisi yazdırdı. Dikte ettiren Sayın Zekeriya Öz’dü. Aynısının yazıldığını düşünüyordum. Hiç hata olacağını sanmadım. Zaten ifadelerimi de okumadan imzaladım…” diyerek tahrifatı açıklamıştır.
RESMİ EVRAKTA SAHTECİLİK
Ümit Sayın’a 07.12.2009 günlü duruşmada, “Gizli Tanık” ifadesini hangi tarihte verdiği sorulduğunda “Mayıs’ta verdim ifadeyi. Mayıs’ın ortalarıydı ya da Mayıs’ın 20’sine yakın bir tarihti” yanıtını vermesi üzerine Mahkeme Başkanı: “‘Anadolu’ olarak verdiğiniz ifade de ‘11 Nisan’ yazılı” dediğinde, Ümit Sayın: “Eski tarih atılmış olabilir sanıyorum… 11 Nisan’da gitmedim Mayıs’ta gittim ben… Tarihine bakmadan imzaladım…” cevabını vermiştir.
Konu Mahkemece araştırılmış ve Mahkeme Başkanı tarafından ifadenin 26 Mayıs’ta alınmasına karşın, Savcı Öz tarafından ifade tutanağına 11 Nisan 2009 tarihinin yazıldığı açıklanmıştır.
Olay, ifade tutanağına hangi sebeple olursa olsun tarih koymamak değil, yalan / yanlış tarih atmaktır.
Görüldüğü gibi, şikâyet edilen Savcı Zekeriya Öz, kovuşturmayı yürüten mahkemenin yargı yetkisine tecavüz etmek, sanığı baskı ve tehditle yalancı tanıklığa zorlamakla kalmamış; ifade tutanağına gerçeğe aykırı tarih koymak suretiyle resmi evrakta sahtecilik suçunu da işlemiştir.
SAVCI ÖZ MESLEKTEN İHRAÇ EDİLMELİDİR
“Ergenekon” soruşturmasındaki kanunsuzluklar, Savcı Zekeriya Öz’le özdeşleşmiştir.
Savcı Öz, hakkında yüzü aşkın şikâyet vardır.
Adalet Müfettişleri Savcı Öz’ü soruşturmaktadır.
Bu suçları işleyen, baskı ve tehditle yalancı tanıklığa zorlayan, gerçek dışı vaatlerde bulunan, resmi evrakta sahtecilik yapan bir kişi, değil Cumhuriyet Savcılığı, sıradan memuriyet görevinde bile kalamaz!
Savcı Zekeriya Öz, tedbirli olarak işten el çektirilmeli ve meslekten ihraç edilmelidir!
ŞİKAYET DİLEKÇESİ:
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı’na
Ankara
Konu : 35837 Sicil Nolu İstanbul C. Savcısı Zekeriya Öz hakkında şikayetimiz
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 2008/209 E. sayı ile görülmekte olan “Ergenekon Davası”nın kovuşturma evresinde, şikâyet olunan 35837 Sicil Nolu İstanbul C. Savcısı Zekeriya Öz tarafından, tutuklu sanık Habip Ümit Sayın’ın “Gizli Tanık Anadolu” sıfatıyla ifadesi alınmış ve 01.06.2009 tarihinde dava dosyasına sunulmuştur (Ek-1).
Görülmekte olan bir davada “sanık” olan kişinin aynı zamanda “tanık” olamayacağı ilkesi bir yana, 07.12.2009 günlü duruşmada kimliği kendi beyanıyla açığa çıkan bu “tanığın” anlatımlarından ve Mahkemece de saptanan olgulardan, Savcı Zekeriya Öz’ün görevini kötüye kullandığı ve suç işlediği anlaşılmıştır.
1. Savcı Zekeriya Öz, “Gizli Tanık Anadolu” adı altında sanık Ümit Sayın üzerinden
mahkemenin yetkisine ve kovuşturmaya yasadışı müdahalelerde bulunmuştur.
Soruşturması tamamlanmış, kovuşturma evresindeki bir davada, sorgusu yapılmış bir sanığın, yargılamayı yürütmekte olan Mahkemenin bilgisi dışında ifadesine başvurulması, üstelik bu ifadenin “Gizli Tanık” sıfatıyla kimliği gizlenerek dosyaya konulması, Ceza Usul Hukukunun temel ilkelerine aykırıdır. Yargılamayı yürüten Mahkemenin yetkilerine ve kovuşturmaya yasadışı müdahaledir.
2. Savcı Zekeriya Öz, sanık Ümit Sayın’ı yalan beyanlara zorlamış, baskı ve tehditle
ifade almıştır.
Adı geçen sanıktan bu “itiraflar”ın, şikâyet edilen Savcı tarafından baskı ve tehditle alındığı anlaşılmıştır.
Görülmekte olan davanın 07.12.2009 günlü duruşmasında, “Gizli Tanık Anadolu” sıfatıyla ifadesi alındığı anlaşılan sanık Habip Ümit Sayın’a; –bu ifadesinin hangi saikle ve nasıl alındığı gündeme gelince- Prof. Dr. Emin Gürses;
- “Ben özetini söyleyeyim size, Zekeriya Öz kendisine ‘eğer 221’e giremezsen 35 sene yersin dedi mi demedi mi? Ümit Hoca, hani ben yabancı değilim, bunlar da yabancı değil, doğruyu konuşalım” diye sorduğunda,
Sanık Habip Ümit Sayın;
- “Öyle bir diyalog geçti aramızda” cevabını vermiştir
Daha sonra da Mahkeme Başkanı Köksal Şengün ile Prof. Dr. Emin Gürses arasında şu diyalog yaşanmıştır:
Prof. Dr. Emin Gürses;
- “Ümit Sayın’ı Zekeriya Öz tehdit etti, bu belli”
Mahkeme Başkanı Köksal Şengün;
- “Bu söylediğini söylüyor zaten, duyuyoruz, onu bugün söyledi”.
Prof. Dr. Emin Gürses;
- “Bu önemli ama Sayın Başkanım, bu dediği her şeyi bitirir. Şimdi bu çocuğa 35 sene yatacaksın diyen birine, bir Savcıya bu inanıyorsa, ben dedim ki ‘yav bir Savcı sana 35 sene yatacaksın derse sen buna inanır mısın?’ ‘E, ne yapayım Devletin Savcısı’ dedi. ‘Yav’ dedim ‘Zekeriya Öz nereden Devletin Savcısı oldu’. Zekeriya Öz açıkça bunu tehdit etti” (Ek-2).
Prof. Dr. Emin Gürses, cezaevinde sanık Habip Ümit Sayın’a “Gizli Tanık” ifadesinde geçen anlatımlarının yalan olduğunu söylediğini belirtmiş ve “Şimdi öyle bir şey söylüyorsun ki, bunu ben söylemişim gibi, bunu nasıl sen söylersin?” diye sorduğunda; sanık Habip Ümit Sayın’ın “Ben öyle demedim. Ben İddianameden okumuştum, basından okumuştum Zekeriya’ya söylediklerimi. Zekeriya’nın sekreteri böyle yazdı” dediğini aktarmış ve sormuştur:
- “Doğru mu, yanlış mı?”
Sanık Habip Ümit Sayın;
- “Sizinle konuşmamızda söylediğim gibi, demin ifademde de söyledim; İddianameden okuduk. Birlikte İddianameyi değerlendirirken geçen şeyler. Doğru!” cevabını vermiştir (Ek-2).
Birer örneğini ilişikte sunduğumuz duruşma tutanaklarına aynen geçen bu açıklamalardan da açıkça anlaşıldığı gibi, şikâyet edilen Savcı Zekeriya Öz, sanık Habip Ümit Sayın’ı, “35 yıl ağır hapis cezasına çarptırılacağı” tehdidi ve Türk Ceza Kanunu’nun 221. maddesi uyarınca “etkin pişmanlık” hükümlerinden yararlandırılacağı vaadi ile yalan beyanda bulunmaya zorlamıştır.
Tutanaklardan devam edelim:
“Sanık Habip Ümit Sayın:’Yani bu ifadenin nasıl verilebileceği konusunda konuştuk. Ben bunun gizli kalmasını istediğimi söyledim. Kendisi o zaman da gizli tanık şeyi, formu indirelim dedi. Kendisi gizli tanık olmama karar verdi’.
“Sanık Sevgi Erenerol Müdafii Av. Vural Ergül: ‘Gizli tanık olduktan sonra tahliye sürecinizin hızlanacağına ilişkin bir bilgi verildi mi size?’
“Sanık Habip Ümit Sayın: ‘O konuda bir bilgiden bahsedildi. Mahkemede dinlendikten sonra, mahkemede dinlendikten sonra ancak bir tahliye söz konusu olabilir diye bir bilgi verildi. Zaten benim dilekçem de bundan bahsediyordu’.
Sanık Sevgi Erenerol Müdafii Av. Vural Ergül: ‘Yani yardımcı olduğunuz takdirde mi? Size tahliye imkânı sağlanacağı söylendi?’
Sanık Habip Ümit Sayın: ‘Evet’” (Ek-3).
Nitekim, yukarıdaki diyalogların yaşandığı 11.12.2009 tarihli duruşma sonunda verilen Savcılık Mütalaasında da;
“Tanığın kimliğinin gizli tutulması, alınacak koruma tedbirlerinden sadece birisidir. Gizli tanığın kimliğinin açığa çıktığı gözetilerek, sanık Habip Ümit Sayın hakkında, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 20 ve 5276 sayılı Tanık Korumu Kanunu’nun 5 inci maddesindeki koruma tedbirlerine hükmedilmesi” istenmiş ve bu sanığa “Türk Ceza Kanunu’nun 221/4 üncü maddesindeki etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması olasılığı” gözetilerek tahliyesi istenmiş ve “ahde vefa” gösterilmiştir (Ek-4).
Ancak Savcılığın bu talebi, ortaya çıkan somut durum karşısında Mahkemece reddedilmiştir.
3. Savcı Zekeriya Öz, sanık Ümit Sayın’ın beyanlarını tutanağa değiştirerek
yazdırmıştır.
Yargılama sürecinde sanık Habip Ümit Sayın’ın “Gizli Tanık” sıfatıyla alınan ifadesinin Savcı Zekeriya Öz tarafından tahrif edildiği de anlaşılmıştır.
Yorum yapmaksızın 07.12.2009 günlü duruşma tutanaklarından okuyalım:
“Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu: ‘Gizli Tanık Anadolu olarak ifade verdiğinizi beyan ettiniz. TCK 221. maddeden yararlanmak istediğinizi belirttiniz. Bu ifadeye tam olarak vakıf mısınız?’
“Sanık Habip Ümit Sayın: ”Efendim’.
“Üye Hâkim Sedat Sami Haşıloğlu: ‘Bu ifadeye vakıf mısınız?’
“Sanık Habip Ümit Sayın: ‘Şu anda notlar var önümde, ifadenin hepsi elimde değil. İfadenin hepsi zaten gizli olduğu için bana vermediniz. İfadenin hepsini hatırlayamıyorum yani şu anda. Ezbere bilmiyorum tabi. Bazı yerlerde, yalnız Sayın Zekeriya Öz’ün yorumlarıyla yazılmış anladığım kadarıyla’ (Ek-5).
(…)
“Sanık Habip Ümit Sayın: ‘Okumadan bilmeden değil, aynısının söylediklerimin yazıldığını düşündüm. Bir daha hepsini print ettirip okumadım’.
“Mahkeme Başkanı: ‘Altına imza atıyorsunuz, imza atıyorsunuz. Yazının altına imza atıyorsunuz. Bak şimdi yok diyorsunuz’.
“Sanık Habip Ümit Sayın: ‘Aramızdaki konuşma farklıydı, buraya farklı geçirilmiş. Yani aramızdaki Sayın Zekeriya Öz’le yaptığımız konuşma farklıydı’.
“Mahkeme Başkanı: ‘Yani farklı geçirileceğini hiç düşünmediniz mi?’
“Sanık Habip Ümit Sayın: ‘Sanmıyorum, yani öyle bir şey düşünmedim. Yani söylediklerimin aynısı var diye imzaladım ben altını. Orada örgüt”.
“Mahkeme Başkanı: ‘Sizin anlattıklarınızla burada yazılı olanlar ne kadar farklı farkındasınız değil mi?’
“Sanık Habip Ümit Sayın: ‘Evet öyle bir fark var. O yüzden itiraz ediyorum zaten” (Ek-6).
(…)
“Mahkeme Başkanı: ‘Okumadan, okumadan imzaladığınız belgelerin nelere mal olduğunu görüyor musunuz?’
“Sanık Habip Ümit Sayın: ‘Benim söylediklerimin aynısının yazıldığını düşünüyordum. Kendisi yazdırdı. Dikte ettiren Sayın Zekeriya Öz’dü. Aynısının yazıldığını düşünüyordum. Hiç hata olacağını sanmadım. Zaten şey, ifadelerimi de okumadan imzaladım savcılık, daha önce savcılığa verdiğim ifadelerimi” (Ek-7).
4. Savcı Zekeriya Öz, sanık Ümit Sayın’dan “Gizli Tanık Anadolu” sıfatıyla aldığı ifadeye
kasten yanlış tarih koyarak gerçeği çarpıtmış ve resmi evrakta sahtecilik yapmıştır.
Sanık Habip Ümit Sayın’a 07.12.2009 günlü duruşmada, “Gizli Tanık” ifadesini hangi tarihte verdiği sorulduğunda şu diyalog yaşanmıştır:
Mahkeme Başkanı: “Siz ne zaman ifade verdiniz?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “Mayıs’ta verdim ifadeyi. Mayıs’ın ortalarıydı ya da Mayıs’ın 20’sine yakın bir tarihti”.
Mahkeme Başkanı: “Dilekçeyle mi başvurdunuz?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “Evet, evet dilekçeyle başvurdum. Dilekçeyle başvurmuştum”.
Mahkeme Başkanı: “Savcılığa dilekçeyle başvurdunuz. Ne zaman başvurdunuz dilekçeyle?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “Yaklaşık ondan bir hafta önce”.
Mahkeme Başkanı: “Bir hafta önce”.
Sanık Habip Ümit Sayın: “Bir hafta önce”.
Mahkeme Başkanı: “Yani Mayıs başı mı diyelim?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “Evet, o civarda. Mayıs başı olabilir”.
Mahkeme Başkanı: “Bir hafta sonra da çağırdılar”.
Sanık Habip Ümit Sayın: “Evet”.
Mahkeme Başkanı: “Bu ifadeyi verdiniz”.
Sanık Habip Ümit Sayın: “Evet”.
Mahkeme Başkanı: “Başka ifade verdiniz mi?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “Hayır başka ifade vermedim” (Ek-8).
(…)
Mahkeme Başkanı: “Şimdi bakınız, burada ‘Anadolu’ olarak verdiğiniz ifade benim dediniz de onun için söylüyorum. Bu ifade bana ait dediniz. Burada ‘11 Nisan’ tarihinde”.
Sanık Habip Ümit Sayın: “Eski tarih atılmış olabilir sanıyorum”.
Mahkeme Başkanı: “Ne demek o?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “Bilmiyorum, yani 11 Nisan’da gitmedim Mayıs’ta gittim ben yani”.
Mahkeme Başkanı: “Şurada imza attın. Siz Mayıs’ta mı verdiniz?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “Mayıs, Mayıs 20’sine yakındı”.
Mahkeme Başkanı: “20’sine yakındı”.
Sanık Habip Ümit Sayın: “Evet”.
Mahkeme Başkanı: “Burada ‘11 Nisan’ tarihi var”.
Sanık Habip Ümit Sayın: “Tarihine bakmadım imzalarken, yani zaten sadece imza kısmını imzaladım. Aynı ifadenin oraya da geçirildiğini düşündüm. Print alıp okumadım da “.
Mahkeme Başkanı: “Peki kaç sayfa ifade verdiniz?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “3 sayfa”.
Mahkeme Başkanı: “3 sayfa mı?”
Sanık Habip Ümit Sayın: “3 sayfa imzaladım”.
Mahkeme Başkanı: “Peki oturabilirsiniz” (Ek-8).
Konu Mahkemece araştırılmış ve 11.12.2009 günlü duruşmada Mahkeme Başkanı tarafından Tutanağa aynen geçen şu açıklama yapılmıştır:
“Pazartesi günü dinlenen ‘Gizli Tanık Anadolu’ kimliği ile daha önce ifadesi alınan kişi, duruşma salonunda kimliğini kendisinin ‘Gizli Tanık Anadolu’ olduğunu bizzat açıkladı. ‘Anadolu’ olarak, ‘Gizli Tanık Anadolu’ olarak ifade verdiği Soruşturma 2008/1756 soruşturma numarasına kayıtlı soruşturma evrakı ile ilgili olarak beyanı alındı. Bu beyan sırasında her ne kadar sizlere dağıtılan ifadesinde ’11.04.2009’ tarihli olarak ifade tarihi geçmiş ise de, tespit tutanağında ‘CMK’nun 58/3-4. maddesi, Gizli Tanık Yasası ve ona uygun çıkarılan Yönetmeliğe istinaden şahıs cezaevinden 26.05.2009 tarihinde gelmiş ve ifadesi bu tarihte alınmış ise de, cezaevi giriş-çıkış kayıtları belli olduğundan, ifadesinin üstüne 11.04.2009 tarihi atılmıştır’ şeklinde şerh düşülmüş efendim. Şerh düşülmüş” (Ek-9).
Dikkat ediniz! Olay, ifade tutanağına tarih koymamak ve bu yolla ifade alındığı tarihi gizlemek değil, yalan/yanlış tarih atmaktır.
Görüldüğü gibi, şikâyet edilen Savcı Zekeriya Öz, kovuşturmayı yürüten mahkemenin yargı yetkisine tecavüz etmek, sanığı baskı ve tehditle yalancı tanıklığa zorlamakla kalmamış ve ifade tutanağına gerçeğe aykırı tarih koymak suretiyle resmi evrakta sahtecilik suçunu da işlemiştir.
İstem : Şikayet olunan 35837 Sicil Nolu İstanbul C. Savcısı Zekeriya Öz hakkında
soruşturma açılarak; mesleği ile bağdaşmayan ve yargının güvenilirliğini
zedeleyen bu eylemi nedeniyle cezalandırılmasını talep ediyoruz.
Saygılarımızla. 25.12.2009
İşçi Partisi Genel Başkanı
Doğu Perinçek vekilleri:
Av. Mehmet Cengiz
Av. Hasan Basri Özbey
Av. Servet Bora