Fransa Parlamentosu, “Ermeni soykırımını inkarı” suç sayan yasa tasarısını kabul etti. Tasarı, 22 Şubat 2012 tarihine kadar senato gündemine alınıp onaylanırsa yasalaşacak.
9 Aralık 2011 tarihli bu köşede Sayın Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’na yazdığım açık mektubu yayımlamıştım. Mektupta, şimdiye kadar kullanmadığım Rus devlet arşiv belgelerinin asılsız iddialara karşı değerlendirilmesiyle ilgili önerilerimi ifade etmiştim.
Bu önerilerim hâlâ geçerli. Ancak o zaman tasarı, daha Fransa Parlamentosu’na dahi gelmemişti. Şimdi 22 Şubat 2012’ye az vakit var. Meselenin bilimsel-tarihsel boyutuyla ilgili acil iki öneri daha sunuyorum.
Askeri mahkeme tutanakları
Rusya’da Çarlık döneminin askeri arşivinde aylarca Rus Kafkas ordularına bağlı bütün alay, tümen, birlik vb.’lerinin I. Dünya Savaşı sırasındaki askeri mahkeme tutanaklarını inceledim. Nöbet yerini terk edenlerden emre itaatsizlik edenlere, sarhoş olanlardan kavga çıkaranlara kadar o dönemde Kafkas Cephesi’nde suç işleyen herkes elimden geçti.
Bunlar içerisinde çarpıcı olan, Rus askeri mahkemelerinde birçok Ermeni subay, gönüllü ve sivilin Müslüman nüfusa yönelik kırım ve yağma suçundan yargılanması ve ağır cezalara çarptırılmasıdır.
Yani savaş sırasında Türkiye’nin düşmanı olan bir ülkenin askeri mahkemeleri, kendi himayeleri altında olan Ermenilerin yaptıkları katliam ve yağmaları kayıt altına almıştır. Tarihi ve hukuki belge-kanıt aranıyorsa, farklı farklı olaylara ait elimde 800 sayfaya yakın bu temelde askeri mahkeme tutanakları vardır.
Bunlardan sadece iki tanesini örnek olarak “Rus Devlet Arşivlerinden 100 Belgede Ermeni Meselesi” başlıklı kitabıma almıştım. (Bu kitap, Türkiye dışında İran’da (Farsça) ve Rusya’da (Rusça) 120 belge olarak bu ülkelerin önde gelen yayınevleri tarafından da basılmıştır.) Bu kitaptaki 36 no’lu belgeden ufak bir bölüm aktaralım:
“Azerbaycan-Van Birliğine bağlı Kolordu Mahkemesi, 1916 yılı 10 Eylül günü, gereken heyet toplanarak, 3. ve 4. Ermeni Gönüllü Birliklerine bağlı Ermeni gönüllülerden sanıklar Seno Arutunyan, Hay Ohanyan ve diğerlerinden oluşan toplam sekiz kişiyle ilgili davayı görerek; onları Kürt kadın ve kızlarına tecavüz, 26 kadın ve çocuğa kasıtlı olarak işkence etme ve ölümcül yaralayarak öldürme konusunda suçlu bularak, adı geçen sanıkların tümünün (...) asılarak idam edilmelerine ve tüm imtiyazlarının alınmasına karar verdi.”
Bir sonraki belge de 1. Kafkas Kolordusu Mahkemesi’nin Tuğgeneral Yevseyev başkanlığında yapılan açık duruşmasında Türkiye Ermenisi sanıkların savaş bölgesi kapsamında bulunan bir mıntıkada yağma amaçlı Müslümanlara yönelik saldırıda bulunmuş olmalarından idamlarına karar verilen mahkemenin tutanaklarıdır. Bu tutanaklar, tanık ifadelerini, karar metinlerini vb. kapsamaktadır.
Bunlar sadece iki örnekten kısa bölümlerdir. Daha yayımlanmamış 800 sayfaya yakın tutanak dünya kamuoyuna sunulmaya hazır beklemektedir. Süratli bir çalışmayla Dışişleri Bakanlığı bu belgeleri Rusça orijinalleriyle birlikte ancak Fransızca özetlerini 22 Şubat’a kadar Fransız Senatosu üyelerine, kamuoyuna ve basına dağıtabilir.
İlk defa kamuoyuna açıklanacak olan bu yaklaşık 800 sayfa askeri mahkeme tutanaklarının etki yapacağı şüphesizdir. Rusya’da Ermeni çevrelerinin de katıldığı bazı toplantılarda bunlardan birkaç örnek vermem bile havayı değiştirmiştir. Soykırım tezlerini destekleyen bir Rus profesör 2010 yılında Moskova’daki Ermeni diasporasının düzenlediği en önemli ve büyük 24 Nisan anmasında yüzlerce kişinin önünde kürsüde yaptığı konuşmada bu belgelere atıfta bulunarak, “Arşiv çalışmalarında geri kaldık, Mehmet Perinçek’in bulduklarından daha fazlasını bulmalıyız, bunun için size söz veriyorum” demiştir. Prof. Zaharov’un bu açıklamaları Rus ve Ermeni basınına yansımıştır.
Bolhovitinov’un raporu
Fransız Senatosu ve kamuoyuna 22 Şubat’a kadar Rusça orijinalleriyle birlikte Fransızca özeti sunulabilecek diğer bir belge ise Rus Kafkas Ordusu’nun I. Dünya Savaşı sırasında kurmay başkanlığına yapan Tuğgeneral L. M. Bolhovitinov’un 11 Aralık 1915 tarihli raporudur. Ermeni meselesiyle ilgili olayların en sıcak olduğu bu dönemde Türkiye’yle Kafkas Cephesi’nde bizzat savaşan üst düzey Çarlık komutanının yazdığı 65 sayfalık bu rapor, üst makamları bilgilendirme amacıyla kaleme alınmıştır, yani bir iç yazışmadır, propagandaya yönelik bir metin değildir.
Ayrıca Bolhovitinov, kurmay başkanı olarak cephedeki ve bölgedeki her türlü gelişme karargâha aktarıldığından bütün cepheye ve bölgeye hakimdir, 1915 olaylarının en yakın tanıklarından biridir.
Türkçe ve ayrıca Azerbaycan’da Devlet Yayınevi’yle (Azerneşr) Rusça ve Azeri Türkçesinde yayımladığım bu raporda Bolhovitinov, 1. Ermenilerin yaşam koşullarının Osmanlı’da iyi olduğunu; 2. Ermeni meselesinin suni olarak özellikle İngilizlerin kışkırtmalarıyla ortaya çıktığını; Ermeni liderlerin gerçekleşmesi imkansız “bağımsız Ermenistan” fikrine kapılarak Ermeni halkını Avrupa diplomasisi için feda ettiğini; 4. Ermeni örgütlerinin eylem biçimi olarak terörü benimsediğini; 5. I. Dünya Savaşı sırasında Ermeni gönüllü birliklerinin ırkçı duygularla Müslüman halka karşı vahşi kırımlara giriştiğini, nüfusu cins ve yaş ayırt etmeden imha ettiğini; 6. Ermenilerin I. Dünya Savaşı sırasında verdikleri kayıpları devamlı surette abarttıklarını anlatmaktadır.
Ayrıca elimde Bolhovitinov’un I. Dünya Savaşı sırasında Erzurum’da çekilmiş video görüntüleri de bulunmaktadır. Yani Rus general, yaşanan olaylara en yakından tanıklık etmiştir. Bu görüntüler de sunulacak dosyaya eklenebilir.
Sayın Davutoğlu’na yazdığım mektupta ifade ettiğim gibi bunlar haricinde elimde Türkiye’nin tezlerini destekleyen yüzlerce belge vardır. Ama 22 Şubat’a kadar ilk etapta yukarıdaki iki önerim hayata geçirilebilir.
Bunlar, Türkiye’nin düşmanı olan ülkenin belgeleri olması sebebiyle uluslararası kamuoyunu ikna etmede Osmanlı arşivlerinden çok daha ciddi rol oynar.
Başbakan Tayyip Erdoğan, 27 Aralık günü Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu’nun 23. toplantısının açış konuşmasında “1915 olayları karşısında da biz, tarihin, bilimin rehberliğinden faydalanmak zorundayız.
O sebeple, bilim camiamızdan, araştırmacılardan, üniversitelerimizden özellikle rica ediyorum, tüm iddia ve ithamlar karşısında belgelerle, bilgilerle cevap verelim” demiştir.
İşte belgeler buradadır. Dışişleri Bakanlığı’na bunları değerlendirmek için sadece irade göstermek kalmaktadır.