İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek, Avrupa Birliği (AB) Türkiye temsilciliği’nden ''Ermeni soykırımı iddiaları konusunda AB Parlamentosu'na sunulan önergelerin reddedilmesini” istedi.
Perinçek'in mektubunu, AB Türkiye Temsilciliği’ne İP Genel Sekreteri Ferit İlsever iletti. İlsever, Perinçek'in mektubunu AB’nin Türkiye Delegasyonu Başkanı Kretschmer Ankara’da olmadığı için Türkiye Delegasyonu Müsteşarı ve Siyasi Bölüm Başkanı Martin Dawson’a verdi. Dawson’la İP Genel Sekreter Yardımcısı Av.Nusret Senem’le birlikte 40 dakika görüşen İlsever, Avrupa Birliği- Türkiye ilişkileri konusunda partisinin görüşlerini aktardı. Kretschmer’in tepkilere yol açan açıklamasını hatırlatan İlsever, Avrupa’nın Türkiye’nin içişlerine karışamayacağını belirterek “Elinizi Türkiye’den çekin” dedi.
AB sürecinin Türkiye ile Avrupa arasındaki ilişkileri olumsuz etkilediğini ifade eden İlsever, Müsteşar Dawson’un sorusu üzerine, bugünkü ve önceki hükümetlerin AB konusundaki politikalarını eleştirdi. AB Komisyonu’nun “Talat Paşa Komitesi”ni suçlayan kararını hatırlatan İlsever, Dawson’a “Ne oldu size? Fransız Devrimi’nin özgürlükçü Avrupa’sına ne oldu? Talat Paşa Komitesi’ni dağıtmaya Avrupa’nın gücü yetmez” dedi.
İlsever, çıkışta gazetecilere yaptığı açıklamada, sözde Ermeni soykırımına ilişkin önergelerin yarın (26 Eylül 2006) AB Parlamentosu'nda görüşüleceğini belirtti. Türkiye'nin, tarihinin hiçbir döneminde soykırım yapmadığını vurgulayan İlsever, ''Bu tarihi bir yalandır'' dedi. İlsever, Ermeni soykırımı iddialarının ABD'nin isteği üzerine Batılı devletlerce dayatıldığını kaydetti.
Aradan 80-85 yıl geçtikten sonra soykırım iddialarının ''ısrarla dayatıldığına'' işaret eden İlsever, bu iddiaların Türkiye'yi parçalama amacı taşıdığını söyledi. İlsever, Perinçek'in mektubunda ise ''AB Parlamentosuna verilen Ermeni soykırımı iddiaları konusundaki önergelerin reddedilmesi'' isteğinin yer aldığını bildirdi.
İlsever, ayrıca AB'nin, geçen yıl Avrupa'da Lozan ve Sevr'e tepki eylemleri
düzenleyen ve Perinçek'in de üyeleri arasında bulunduğu ''Talat Paşa Komitesi'nin
dağıtılması konusunda hükümete baskı yapma kararı aldığını'' belirtti.. İlsever,
bu girişimlerin sonuçsuz kalacağını ifade etti.
Perinçek'in mektubunu Türkçe ve İngilizce olarak aşağıda sunuyoruz.
Avrupa Parlamentosu’nun Sayın Üyeleri,
Avrupa Parlamentosu’nun 26 Eylül 2006 Salı günkü toplantısı gündeminde bulunan Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Raporu ve 97, 135, 140, 209, 277 sayılı önergeler, Türkiye’yi hedef almaktadır.
Rapor ve Fransız Sosyalist Partisi üyelerinin verdiği önergeler, tarihsel gerçekleri çiğnemekte ve Avrupa’nın eski büyük devletlerinin emperyalist politikalarını temsil etmektedir. Bu girişimler, Avrupa-Türkiye ilişkilerini dinamitleyen çizginin son görüntüleridir.
Sayın Parlamenter,
Ben, İşçi Partisi (Türkiye) Genel Başkanı olarak, aynı zamanda kınanması ve ortadan kaldırılması önerilen Talat Paşa Komitesi’nin de üyesiyim.
Öncelikle bilinmelidir: Talat Paşa Komitesi üyeleri, Batı’nın kışkırttığı etnik gruplar arasındaki şoven milliyetçiliğin her zaman karşısında olmuşlardır. Bizler, Türkiye’nin iki yüzyıllık emperyalizme karşı mücadele geleneğinin bugünkü temsilcileriyiz. Türkiye’nin bilgi ve namus birikimini bir araya getiren Talat Paşa Komitesi üyelerinin saygın kimliklerine göz atarsanız, onların Türk Devrimi geleneğinin bugünkü öncüleri olduklarını hemen saptayabilirsiniz.
Komitemiz hakkında, “aşırı sağcı” gibi nitelemelerin kullanılması, hem gerçeklere aykırıdır; hem de önergeyi verenlerin emperyalist karakterlerini gizlemek için başvurdukları bir psikolojik savaş yöntemidir. 20. yüzyılın büyük devrimcisi Lenin, lafta sosyalist, gerçekte emperyalist politika güdenler için, “sosyal emperyalist” deyimini kullanmıştı. Bu niteleme, Talat Paşa Komitesi’ni kınama önergesi verenlerin zihniyeti için de aynen geçerlidir. Çağımızda aşırı sağcılığın, bağnaz milliyetçiliğin ve gericiliğin merkezi, emperyalizmdir ve bugün de somut olarak ABD emperyalizmidir. Emperyalizme karşı mücadele ise, insanlığın geleceğini temsil eder.
Sayın Üyeler,
Önerge yanlışlarla doludur.
Tayip Erdoğan yönetimi, bırakalım Talat Paşa Harekâtı’nı desteklemeyi, yürüttüğümüz mücadeleyi her aşamada ve elindeki bütün olanakları kullanarak baltalamıştır. Tayip Erdoğan, 11–12 Mart günleri Ankara Kızılcahamam toplantısında kendi milletvekillerini, Berlin miting ve yürüyüşüne katılmamaları için tehdit etmiştir. Bu konudaki haberler, Türkiye’nin hemen bütün gazetelerinde çıkmıştır.
Bu durumda Tayip Erdoğan yönetimine, Talat Paşa Komitesi’ni ortadan kaldırması için baskı yapmaya gerek bulunmuyor. Türkiye’yi ABD projeleri gereği AB kapısına bağlayanlar, zaten böyle bir gayret içindedirler.
Ancak hemen belirtelim ki, Türkiye’nin bağımsızlık ve devrim geleneği, dışardan alınan görevleri uygulama girişimlerini her zaman etkisiz kılacak güçte olmuştur. Washington’daki Neoconlar tarafından Türkiye’nin başına oturtulan Tayip Erdoğan, ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi içinde göreve hazır olduğunu defalarca belirtmiş ve hatta bu lanetli projenin Eşbaşkanı olmakla iftihar etmiştir. Başka bir devletin ast-üst ilişkileri içinde yer alanların Türkiye başbakanı sıfatı taşımalarına, çok fazla önem yüklemeyiniz.
İyi biliniz ki, Avrupa Parlamentosu’nun, Tayip Erdoğan yönetimine Talat Paşa Komitesi’ni dağıtması için baskıda bulunma kararı alması, hiçbir pratik sonuç vermez. Çünkü Talat Paşa Komitesi, Türk Devrimciliği ve yurtseverliği gibi büyük bir geleneğe dayanır ve bütün emperyalist girişimler o geleneğin önünde boyun eğmek zorunda kalmışlardır.
Ancak bu yönde alınacak bir karar, Avrupa Parlamentosu’nun Cromwell, Robespierre ve Goethe’lerin özgürlük geleneğinden koptuğunu, Avrupa’nın uygarlık değerlerini bütünüyle terk ettiğini gösterir ve başka da bir işe yaramaz.
Biz, Atatürk Devrimi’ni tamamlama sorumluluğumuzu yerine getirmek için, Avrupa Parlamentosu’ndan izin almış değiliz. Ve size böyle bir yetkinizin bulunmadığını hatırlatmaya da mecburuz.
Avrupa Parlamentosu’nun Sayın Üyeleri,
Ermeni soykırımı iddiaları, tarihsel bir yalandır.
Ermeni soykırımı iddiaları, uluslararası bir yalandır.
Ermeni soykırımı yalanı, Birinci Dünya Savaşı koşullarında, İngiltere, Fransa ve Çarlık Rusyası’nın Türkiye’yi paylaşma amaçları için, psikolojik savaşın bir aleti olarak imal edilmişti.
İngiliz ve Fransız emperyalistlerinin 24 Nisan 1915 günü Avusturalya’lı ve Yeni Zelanda’lı askerleri Çanakkale’de Türkiye’nin üzerine sürmeleri hangi anlama geliyorsa, onların müttefiki olan Rus Çarlığı’nın da aynı tarihlerde silahlandırdığı Ermeni birliklerini Doğu cephesinde harekete geçirmesi aynı anlama gelmektedir. Biz, Mazlum Milletlerin ön safında, her cephede emperyalist saldırıya karşı koymuş, düşmanı öldürmüş ve aynı zamanda ölmüşüzdür. Birinci Dünya Savaşı’nda herkes emperyalist savaş verirken, Lenin’in de saptadığı gibi Türkiye vatan savunması yapmış, haklı bir savaş vermiştir. Sosyalistim diyenlerin Lenin’den öğrenmeleri gerekirdi.
Gerçekleri, 1918–1919 yıllarında Ermenistan’ın ilk başbakanlığını yapan Kaçaznuni’den, Ermenistan’ın Lalayan, Karinyan, Boryan, Myasnikyan gibi devlet adamlarından ve tarihçilerinden, Mikoyan gibi Sovyetler Birliği’nde dışişleri bakanlığı görevinde bulunmuş Ermeni kökenli devlet adamlarından incelemelisiniz. 1920–1945 döneminde Sovyetler Birliği ve Ermenistan’da yayınlanan bütün kaynaklar şu olguları oybirliğiyle saptamıştır: Ermeni ayrılıkçılığının örgütlediği birlikler, Birinci Dünya Savaşı’nda emperyalist orduların kumandası altında savaşmıştır. Bu savaşlarda her iki taraf yüz binlerce kurban vermiş ve ayrıca halklar arasında karşılıklı kırımlar yaşanmıştır. Yaşanan trajedilerin sorumlusu, Türkiye’yi paylaşmak isteyen emperyalist devletlerdir.
Bu gerçekleri Türk arşivlerinden aktarmıyoruz. Ermeni ve Rus arşivleri ve devlet adamlarından aktarıyoruz. Bir örnek olarak, Ermenistan’ın ilk başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin 1923 yılı Nisan ayında Bükreş’te toplanan Taşnaksütyun Partisi Konferansı’na sunduğu raporu, İngilizce, Fransızca ve Almanca olarak bilginize sunuyoruz.
Sayın Parlamento Üyeleri,
Şimdi soruyoruz: Ermeni soykırımı yalanlarını önerge haline getirenler ve geçmişte bu yönde kararlar alanlar, yaşanan olayları 1918–1919 yıllarının Ermenistan Başbakanı’ndan daha iyi mi biliyorlar?
Sizden bir tek ricamız var: Ermenistan Başbakanı Ovanes Kaçaznuni’nin raporunu okuyunuz ve vicdanınızı dinleyerek karar veriniz.
Size hatırlatmak isteriz ki, ABD Ortadoğu’da yenilmektedir. ABD’nin Tek Kutuplu Dünya stratejisine hizmette bulunanlar, hem Avrupa’nın çıkarlarından vazgeçerler, hem de ABD’nin bozgununu paylaşırlar; geçmişte Hitler’in bozgununu paylaştıkları gibi.
Avrupa Parlamentosu’na sunulan Türkiye hakkındaki emperyalist amaçlı önergelerin reddedilmesi, gerçekleri teyit etmek yanında, Türkiye-Avrupa ilişkilerini normalleştirme niyetini ifade etmek anlamına gelecektir.
Saygılarımla.
Doğu Perinçek
İşçi Partisi Genel Başkanı
MEKTUBUN İNGİLİZCE ÇEVİRİSİ:
Distinguished Members of the European Parliament,
The meeting of the European Parliament on September 26, 2006 has, on its agenda, the Foreign Relations Commission Report and motions 97, 135, 140, 209, 277 which have Turkey as their target.
The report and the motions made by the members of the French Socialist Party disregard historical facts and represent the policies of the great European Powers of the past. These efforts are the latest examples of the attitude which aims at destroying European-Turkish relations.
Esteemed member of the European Parliament,
As the Chairman of the Workers’ Party (Turkey), I am, at the same time, a member of the Talat Pasha Committee which has been motioned to be condemned and dissolved.
Before everything else, it should be noted that the members of the Talat Pasha Committee have always been against the chauvinistic nationalism instigated by the West among certain ethnic groups in Turkey. We are the present representatives of Turkey’s two-hundred-year-old tradition of struggle against imperialism. If you take a look at the distinguished personalities of the members of the Talat Pasha Committee bringing together Turkey’s accumulation of learning and integrity, you can easily notice that they are the present vanguards of the tradition of the Turkish Revolution.
Qualifying our Committee as ‘extremely rightist’ is both against realities and also a method of psychological war adopted by the makers of the motion, in order to hide their imperialist character. V. I. Lenin, the great revolutionary of the 20th Century used the term, ‘social imperialist’ for those who were socialist in word but practiced imperialist policies. This term is very fitting for the mentality of the makers of the motion which demand that the Talat Pasha Committee be condemned. The centre of rightism, chauvinistic nationalism and reaction, in our age, is imperialism and today, in concrete terms, it is the US imperialism. And fighting against imperialism is the future of humanity.
Distinguished members,
The motion is full of mistakes.
The Erdoğan government, let alone supporting our struggle, has always obstructed it in all stages and by every means. He threatened the Members of Parliament from his party, at the meeting in Kızılcahamam, Ankara, on March 10-11, not to participate in the Berlin meeting and protest march. The news concerning the issue have been published in almost all of the Turkish newspapers.
For this reason, there is no need to put pressure on the Erdoğan Government to dissolve the Talat Pasha Committee. Those who have positioned Turkey on the threshold of the EU, according to US projects are already busy with it.
However, we should point out that the tradition of independence and revolution in Turkey has always been powerful enough to frustrate the efforts of executing the missions assigned by foreign sources. Mr. Tayyip Erdoğan, who was placed at the head of the Turkish governmental mechanism by the Neocons in Washington, has repeatedly stated that he is ready to serve the Greater Middle East Project of the US and in fact has prided himself with being one of the co-presidents of this cursed project. You should not attach importance to the fact that a person who has a position in the hierarchy of another state bears, at the same time, the title of the Turkish Prime-minister.
You should know that a possible resolution to be taken by the European Union to put pressure on Mr. Tayyip Erdoğan to dissolve the Talat Pasha Committee will bear no practical results, for the Talat Pasha Committee rests upon the tradition of Turkish Revolution and patriotism and all the imperialist attempts have been frustrated in face of that tradition.
However, such a resolution will only show that the European Parliament has broken away from the libertarian tradition of Cromwell, Robespièrre and Goethe and has altogether abandoned the European values of civilization. It will have no other bearing.
We have not asked the European Union for permission to carry out the requirements of our responsibility to complete the Atatürk Revolution. And also, we are obliged to remind you that you do not possess such an authority.
Distinguished members of the European Parliament,
The allegations as to the ‘Armenian Genocide’ are a historical falsification.
The allegations as to the ‘Armenian Genocide’ are an international falsification.
The falsification of ‘Armenian Genocide’ was fabricated under the conditions of the First World War, by Britain, France and the Tsarist Russia as a tool of psychological war, with the purpose of partitioning Turkey.
The meaning behind the fact that the British imperialists and the French imperialists drove Australian and New Zealander soldiers on Turkey in Gallipoli on April 24, 1915 is the very same meaning behind the fact that their ally, the Tsarist Russia armed and mobilized Armenian units on the Eastern Front. We have resisted imperialist aggression on the forefront of all the oppressed nations of the world, we have killed the enemy and have been killed as well. In the First World War, while every other country was waging an imperialist war, Turkey, as Lenin observed, was defending her own lands and was fighting a righteous war. Those who call themselves socialist need to learn from Lenin.
You should study the facts from sources such as H. Katchaznouni, the first Pirime-Minister of Armenia between 1918-1919 or Armenian statesmen and historians like Lalaian, Karinian, Borian, Myasnikian or Soviet statesmen like Mikoian, who was a Foreign Minister of the Soviet Union of Armenian origin. All the sources published between 1920-1945 in the Soviet Union and Armenia unanimously noted the following facts: the units organized by Armenian separatists fought under the command of imperialist armies. In these wars, both parties lost thousands of lives and also nations mutually massacred each other. The instigator of these tragedies are the imperialist powers who wanted to partition Turkey and share it among them.
Our sources for these facts are not Turkish sources, we are referring to Russian and Armenian archives and statesmen. As an example, we are presenting for your information the report by Hovannes Katchaznouni, the first Prime-Minister of Armenia, submitted to the Dashnagzoutiun Party Conference convened in Bucharest in April 1923, in English, French and German.
Distinguished Parliament Members,
We ask you: do those who have turned the falsification of Armenian Genocide into a motion and those who have passed resolutions of similar content in the past, know the facts better than the Armenian Prime-Minister?
We have one request from you: read the report by Hovannes Katchaznouni and cast your vote, listening to the voice of your conscience alone.
We would like to remind you that the USA is being defeated in the Middle East. Those who serve the mono-polar US strategy will both be abandoning European interests and sharing the US defeat; just like those who shared Hitler’s defeat.
Declining the motions with imperialist intentions made to the European Parliament, concerning Turkey will not only confirm facts but also express the intention of normalizing the Turkish-European relations.
With my best regards,
Doğu Perinçek
Chairman
Workers’ Party (Turkey)