Partisi ve devrimin zaferi için kendini ortaya koydu!

Türk Devriminin seçkin önderlerinden, 68 Gençlik hareketinin liderlerinden, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı, örnek bilimsel sosyalist, Aydınlıkçıların ağabeyi Değerli Hasan Yalçın'ı 29 Ağustos 2002'de, 30 Ağustos zaferinin arifesinde yitirdik. Hasan Yalçın'ı anlat...

Tarih:

Türk Devriminin seçkin önderlerinden, 68 Gençlik hareketinin liderlerinden, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı, örnek bilimsel sosyalist, Aydınlıkçıların ağabeyi Değerli Hasan Yalçın'ı 29 Ağustos 2002'de, 30 Ağustos zaferinin arifesinde yitirdik. Hasan Yalçın'ı anlatmak çok zor;
O, yaşamını devrim davasına adamış örnek öncü!
Kaderini halkıyla birleştirmiş fedakar profesyonel devrimci!
Partisiyle bütünleşen emekçi!
Engin bilgi dağarcığı, kıvrak ve ince zekasıyla çözüm üreticisi!
Usta gazeteci!
Değme ustaları gölgede bırakan edebiyatçı!

O, "Hasan Yalçın saatini" günü 25 saat yaparak yaşadı!
Partisinin ve devrimin zaferi için kendini ortaya koydu.
Varlığını milletine armağan etti!
Hepimize, örnek bir yaşamı izletti.
Sayın Genel Başkanımız Doğu Perinçek'in dedikleri gibi:
"O'nu zaferler arifesinde yitirdik. O'na ölüm değil zaferler yakışırdı!"

İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın, şehit oluşunun 7. yıldönümünde Ankara ve İzmir'de düzenlenen törenlerle saygı, sevgi ve özlemle anıldı.

Ankara'da mezarı başında yapılan törende İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Esinoğlu, İP Ankara İl Başkanı Sefa Koçoğlu, 68'liler Vakfı'ndan Tuncay Çelen ve kızı Dr. Gül Yalçın birer konuşma yaptılar.

Daha sonra İşçi Partisi Genel Merkezinde düzenlenen toplantıda Hasan Yalçın'ın yaşamını anlatan belgeselin izlenmesiniğn ardından İP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, Hasan Yalçın'ı anlattı. Cengiz konuşmasında şunları söyledi:

Hasan Yalçın’ı ölümünün 7. yılında özlemle, övünçle ve saygıyla anıyoruz.
“Hasan Yalçın” yalnızca bir isim değil, anlam yüklü bir kitaptır.
Bu “kitap”ta “örgüt” yazar, “örgütlü mücadele” yazar.
Bu “kitap”ta “fedakarlık” yazar, “kararlılık” yazar.
Bu “kitap”ta “dostluk” yazar, “önderlik” yazar.
Bu “kitap”ta, devrim için ne gerekliyse hepsi yazar!
Hasan Yalçın için çok şey söylendi. Ben günümüze de ışık tutan ve bugüne değin üzerinde fazla durulmamış bir özelliği üzerinde durmak istiyorum.
Hasan Yalçın “münazaracı” değil, “müzakereci” idi.
Hasan Yalçın “muhalif” değil, “çözümleyici” idi.
Dikkat ediniz, Hasan Yalçın’ı, yalnızca dostları değil, muarızları da saygıyla anarlar.
Hasan Yalçın’ın tartışmalarını hatırlıyorum. Hedefi münazarada galip gelmek değil, muhatabını ikna etmekti. Kıvrak zekasını, tartışmada rakibini mat etmek değil, ikna etmek için kullanırdı. O gün ikna edemese dahi, mutlaka daha sonra diyalogu sürdürebileceği bir açık kapı bırakmayı hiç ihmal etmezdi. Bu, kendinden, düşüncelerinden emin olan önderin tutumudur.
Hasan Yalçın “müzmin muhalefet” hastalığından kurtulmuş nadir aydınlardandır. Halkı anlayan, onun sorunlarını gören; halkın, bu sorunları tekrar ederek değil, bunlara çözüm üreterek kazanılacağını bilen bir önderimizdi.
Konuşmalarını, yazılarını inceleyiniz: beylik tekerlemelerin tekrarını bulamazsınız. Somut sorunun, somut tahlilini yapar, somut çözümler üretir, somut yazar, somut konuşurdu.
Halkına, milletine güvenini, Partisine ve devrime inancını hiç yitirmedi. Ben, morali bozuk bir Hasan Yalçın’ı hiç hatırlamıyorum.
Şüphe yok ki, yaşasaydı “Ergenekon tertibi”ne O da dahil edilecek, adının geçtiği “Ergenekon İddianamesi” ile suçlanacak, tutuklanacak, bugün Silivri zindanında olacaktı. “Ergenekon Davası”nda yargılanacaktı. Hasan Yalçın’ı tanıyanlar, “Ergenekon sanığı” sıfatıyla, mahkemedeki kürsüyü nasıl kullanacağını tahmin edebilirler. Onun için diyorum ki, bu kayıptan en çok “Ergenekon savcıları” yararlandılar. “Verilmiş sadakaları varmış”!
Çevresine ışık saçan, inanç ve mücadele azmi dağıtan Hasan Yalçın’ı çok erken kaybettik.
Bize düşen, O’nun değerli mirasına sahip çıkmak, Ona layık olmak, uğruna yaşamını feda ettiği devrim için mücadele etmektir.

Daha sonra Hasan Yalçın'ın sevdiği şarkı ve türküler seslendirildi.