Türkiye ekonomisi büyük bir iflasın eşiğinde bulunuyor. Dolar dayanmış 2.70’e, çarşılar ateş pahası. Tayyip Erdoğan iktidarının bir yıl içinde acil ödemek zorunda olduğu 251 milyar Dolar borç var. Bu sıcak parayı bulmaları mümkün değil. Tayyip Erdoğan istediği kadar Suudi Arabistan’a, Katar’a gitsin, şeyhlerle kucaklaşsın, onlara vatanı satma vaatlerinde bulunsun, Amerika’dan borç dilensin… Sıcak para diktasının sonu gelmiştir. Ve sıcak para diktatörleri de o sıcak para ekonomisiyle yıkılacaklar.
VATAN PARTİSİ’NİN PROGRAMI
TÜRKİYE’NİN GÜNDEMİNDEDİR
Türkiye’yi karanlık kuyulardan çıkaracak program, Vatan Partisi’nin Milli Hükümet Programı’dır. O program kendi hükümetinin kuruluşunu da dayatıyor. Üretim Ekonomisini, tutarlı olarak Millî Hükümet kurabilir.
1980 sonrasının iktidar formülü şöyleydi: Borç bulanlar ve Türkiye’yi bölenler hükümet olur.
2015 sonrasının iktidar formülü ise şöyledir: Üretim ekonomisini kuranlar ve Türkiye’yi birleştirenler iktidar olacak.
AKP iktidarı, 2016 yılını göremeyecektir!
Millî Direnme Ekonomisini uygulayacak Millî Hükümet, Türkiyemizin yakın gündemindedir.
7 Haziran seçimi milletimiz için büyük bir fırsattır.
VATAN PARTİSİ’NİN
EKONOMİ KURMAYLARI HAZIR
Vatan Partisi 7 Nisan itibariyle 550 milletvekili adayını Yüksek Seçim Kurulu’na bildirdi. 8 Haziran’ın vekilleri, Türkiye’nin sosyal ve ekonomik sorunlarını çözebilmek için şimdiden harekete geçti. Halka dayanan güçlü devletin inşası için gerekli planlamalar yapıldı, çalışmalar başladı.
Vatan Partisi’nin ekonomi kurmayları, çıkmaza giren borçlanma ekonomisinden üretim ekonomisine geçebilmek, milli zenginliği millete sunabilmek amacıyla kaynak araştırmalarına başladılar. Sanayiciler, ekonomistler, şehir planlamacılar, ziraatçılar, bankacılar ve pek çok akademisyen “Üreten Türkiye” için seferber oldular.
İşte Vatan Partisi’nin ekonomi kurmaylarından bazıları şunlar (Soyadı sırasına göre):
1) Ünsal Aysun (E. TEB Genel Müdür Yardımcısı)
2) Doç. Dr. Melih Baş (Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi)
3) Uğur Civelek (Ekonomist)
4) Şefik Çakmak (E. Gelirler İdaresi Genel Müdür Yardımcısı)
5) Prof. Dr. Cihan Dura (Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi)
6) Prof. Dr. Ercan Enç (Mustafa Kemal Üniversitesi İİBF Dekanı)
7) Bülent Esinoğlu (E. Sanayi Genel Müdürü)
8) Prof. Dr. Sencer İmer (Türkiye Demir Çelik İşletmeleri E. Genel Müdürü)
9) Prof. Dr. Çağatay Keskinok (Şehir Planlamacısı - ODTÜ Öğretim Üyesi)
10) Dr. Yıldırım Koç (Sendika Uzmanı - ODTÜ Öğretim Üyesi)
11) Mustafa Pamukoğlu (Aydınlık Gazetesi Ekonomi Yazarı)
12) Ufuk Söylemez (E. Devlet Bakanı)
13) Ali Rıza Tekin (Sanayici)
14) Mustafa Tosunlar (Ziraatçi)
KAYNAKLAR HAZIR
Vatan Partisi’nin ekonomi kurmayları şimdiden pek çok kaynağı tespit ettiler. Basit bir rakam veriyorlar bizlere.
2012 yılında İstanbul borsasından elde edilen kazançların toplamı 300 milyar Dolar. Bundan vergi alınmıyor. Yani zar atarak para kazanıyorlar. Bankalardan, mevduatlardan bile vergi alınıyor. Otomobilin haznesini benzinle dolduruyorsunuz vergi ödüyorsunuz ama borsa kazançlarından vergi alınmıyor. %20 gibi düşük bir vergi koysan, 60 milyar Dolar kaynaktır. Zar atana giden 300 milyar Dolar’ın 60 milyarını vergi olarak alsan, 17 milyar Doları ile Türk tarımını ayağa kaldırırız.
Hesabını yaptılar. Üretimde kullanılan mazotu birkaç yıl tarımı canlandırmak için bedava sağlayacak, ucuz gübre, tarım ilacı, tohum sağlayacak ve düşük faizli kredi olanağı yaratacaklar. Üretimi desteklemek şartıyla 15 milyar Dolar ayırıldığı zaman 2-3 yıl içinde Türkiye pamuk, saman, et, hayvan, susam ithal eden konumdan kurtulacak. Bugün tarım ürünlerinin ithaline giden çok büyük kaynaktan tasarruf edilecek ve çarşıları zenginleştiren refah ve zenginlik kaynağı olacak.
Sırf borsadan vergi alarak 17 milyar Dolar tarıma ayırdık. 43 milyar Dolar’la sanayimizi küçük, orta, büyük sanayimizi teşvik edip desteklediğimizde hızla sanayi ayağa kalkar ve doğrulur. Vergi reformuyla üremi destekleyen, diğer önlemlerle sülükleri sırtımızdan atarak akrabaya, yandaşa giden kaynakları, hortumları sanayi ve üreme çevirerek Türkiye’nin 4, 5 yıl içerisinde dış ödeme açığını kapayıp üretim ekonomisine geçer ve üretilenleri adil bir şekilde paylaşarak Atatürk’ün Türkiyesini kurarız.