Özgürlük Yürüyüşçüleri Silivri Cezaevinde Buluştu!

Yurdun dört bir yanından on beş ayrı güzergahtan “Yurtseverlere Özgürlük, AKP Anayasası’na Hayır” sloganıyla yürüyen İşçi Partisi üyeleri ve yurtsever vatandaşlar Silivri Cezaevi önünde buluştu.

Yürüyüşçülerden 300 kişi duruşmaları izlemek için sal...

Tarih:

Yurdun dört bir yanından on beş ayrı güzergahtan “Yurtseverlere Özgürlük, AKP Anayasası’na Hayır” sloganıyla yürüyen İşçi Partisi üyeleri ve yurtsever vatandaşlar Silivri Cezaevi önünde buluştu.

Yürüyüşçülerden 300 kişi duruşmaları izlemek için salona girerken, üç bini aşkın İşçi Partili ise, sloganlarıyla yargılanmakta olan yurtseverlere destek verdiler. Yürüyüşçüler, sık sık “Yurtseverler çıkacak, iktidar olacak”, “Referandumdan Hayır çıkacak, işbirlikçi AKP yıkılacak” sloganları attı.

İşçi Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin Cezaevi önünde toplanan kalabalığa bir konuşma yaptı.

Gültekin konuşmasında “içeride bir tiyatro oynandığını, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ve diğer yurtseverlerin hiçbir kanıt olmaksızın, kanunsuz bir şekilde cezaevinde tutulduğunu” belirtti. Gültekin “Bu duruma isyan ediyoruz” diyerek kanunsuzluğun boyutlarını anlattı.

“12 Eylüldeki referndumda AKP’nin olduğunu; arkasında ABD ve AB emperyalistleriyle bölücü terörün, PKK’nın bulunduğunu, öte yanda ise sağcısıyla solcusuyla yurdunu seven bütün milletin bulunduğunu” belirten Gültekin, “sonları gelecektir, hatta gelmeye başlamıştır” ifadelerine yer verdi.
Mehmet Bedri Gültekin “13 Eylülden sonra işlerinin bitmeyeceğini, aksine daha kararlı adımlarla iktidar yürüyüşünü sürdüreceklerini” belirtti.

Mehmet Bedri Gültekin'in konuşması şöyle;

ÇAKMA PADİŞAH HUKUKU
Doğu Perinçek, 882 gündür Silivri zindanında…
882 gündür, hakkında hiçbir suç kanıtı olmadan hapiste…
Bu zulümdür. Büyük bir zulümdür…
Cumhuriyet tarihinde böyle bir uygulama yok…
Daha doğrusu böyle uygulamalar olmasın diye Cumhuriyet kuruldu..

Şimdi Cumhuriyet yıkıcıları iktidar mevzilerini ele geçirirken, kendi hukuklarını da Türkiye’ye dayatıyorlar.
Bu hukuk Ortaçağ hukukudur…
Bu hukukun özeti: “Bana boyun eğmiyorsan sana hayat hakkı yoktur”
Şimdi bir “çakma padişah” var, meydan meydan dolaşıyor.
“Benim istediğim oyu vermeyen işadamını yaşatmam” diyor. “Benim istediğim oyu vermeyen memura zırnık koklatmam” diyor.

“Bana boyun eğmeyen hakim ve savcı olur mu?” diye soruyor…
İşte Doğu Perinçekleri zindana atan hukuk, böyle bir zulüm hukukudur.

GUANTANAMO HUKUKU
Bu hukuk, aynı zamanda Guantanamo hukukudur…
Guantanamo Hukuku da aynı Ortaçağ hukuku gibi son derece basittir.
Amerika’ya karşı isen sana hayat hakkı yoktur.
Yıllarca hakim karşısına çıkmadan hapis yatarsın..
Suçun söylenmeden tutukluluğuna devam kararı verilir..
Silivri’deki yurtseverlerin suçu, Amerika’ya karşı olmaktır.
Bu Operasyonun asıl sahibi Amerika’dır.
Karar, Amerika’da verilmiştir.
Karar, 5 Kasım 2002’de Oval Ofis’te BOP eşbaşkanı Tayip Erdoğan’a tebliğ edilmiştir.
Amaç, Türkiye’de Amerikan karşıtı kimseyi bırakmamaktır.
Amaç, Türkiye’yi Amerikan projelerine uygun olarak kullanmanın önündeki engelleri temizlemektir.

Amaç, Mustafa Kemal’in Ordusu’na boyun eğdirmektir.
İşte bu amaçla Guantanamo hukuku uygulanıyor.

EŞBAŞKANIN OPERASYONU
Bu Operasyon, bir Amerikan operasyonudur ama aynı zamanda, BOP eşbaşkanının Operasyonudur.
Tayip Erdoğan tam 34 ayrı yerde, kameralar önünde BOP eşbaşkanı olduğunu söyledi.
“BOP eşbaşkanıyım ve bir görevi yerine getiriyorum” dedi.
Amerikan projesinde görev almış. Görevi veren kim? Amerika. Yani Amerika’nın memuru…
Tayip Erdoğan’ın kendi itirafıyla bu görev kapsamında yaptığı işlere bakalım:
BOP, Irak’ı üçe parçalamış..
BOP Irak’ta iki milyon, Afganistan’da yarım milyon müslümanı katletmiş…
Türkiye’de hergün gelen şehit cenazelerinin de sorumlusu BOP.
Gene Türkiye’yi etnik ve mezhep temelinde ayrıştıran ve bugün bölünmenin eşiğine getiren de BOP..
Böyle bir projenin eşbaşkanı Türkiye’de Türkiye’de iktidar kotuğunda oturuyorsa, Doğu Perinçek gibi yurtseverler zindanda olacaklardır.

İSTEDİKLERİ DÜZEN
Ergenekon tertibi Amerika ve işbirlikçilerinin nasıl bir düzen istediklerini ortaya koydu…
Onlar;

- Herkesin izlendiği,
- Herkesin telefonlarının dinlendiği
- Muhaliflerin özel hayatlarının kameralarla tespit edildiği,
- Muhaliflerin imzasız ihbarlarla hapse atıldığı,
- Yandaş basında hergün yargısız infazların yapıldığı,
- Basın yayın organlarının susturulduğu ve ele geçirildiği,
- Ülkenin zenginliklerinin yandaşlara peşkeş çekildiği,

Bir düzen istiyorlar…
Bunun adı faşizmdir…
Arkadaşlarımız bu faşist düzeni Türkiye’de gerçekleştirmek isteyenlerin hedefi oldular.
Faşist saldırıya karşı barikat oldukları için bedel ödüyorlar…

BUGÜN DAHA İYİ ANLIYORUZ…
Arkadaşlarımız neden içerde, bugün daha iyi anlıyoruz…
8 yıllık AKP iktidarının sonunda,
Özellikle 3 yıldır süren Bu Gladyo operasyonunun sonucunda,
Bugün, Türkiye’nin bölünmesi konuşuluyor açıktan açığa…
Bugün, vatanı savunma mevzisinde bulunan asker, siperden alınıyor, ensesine Gladyonun tutuklama kararı dayatılıyor, cepheden alınıyor, hapse atılıyor.
Bugün, Batı destekli bölücülük ile kapalı kapılar arkasında pazarlıklar yapılıyor, anlaşmalar yapılıyor…
Bugün, pervasızca ve açıktan açığa bütün muhalefet Partilerinin liderleri izleniyor, özel hayatları kayıt altına alınıyor.
Bugün, emek örgütleri ve işveren örgütleri, üniversiteler, hakimler ve savcılar biat etmeye zorlanıyor.
İşte böyle bir Türkiye yaratmak için arkadaşlarımız hapse atıldı.
Bu zulüm, bütün toplum görsün, gerekli dersi çıkarsın, kısacası teslim olsun diye sürdürülüyor.

SİLİVRİ’DEKİ KAHRAMANLAR!

Üç yıldır Silivri’deki esir kampında tutulan arkadaşlarımız kahramanca bir mücadele veriyorlar.
Onlar neden zindanda olduklarını biliyorlar.
Silivri’de vatan savunması mevzisindeler, görevlerinin bilincindeler.
Başı dik, eğilmeyen bükülmeyen mücadeleleri ile bütün milletimize ışık oluyorlar.
Onların direnişleri bütün milletimize bir direniş çağrısıdır.
Bizler, hepimiz arkadaşlarımıza karşı borçluyuz.
Bugün buradan başlayan yürüyüşümüz bütün Türkiye’ye bir mücadele çağrısıdır.
Biliyoruz ki bağımsızlık için, özgürlük için, aydınlık için ayağa kalkan millet, kendisine kurulan tuzakları boşa çıkarır.

Milletin kahraman evlatları ancak bu ayağa kalkış ile özgürlüğüne kavuşur.
Silivri’de Cumhuriyetin Hukuku yok.
Cumhuriyet’in hukuku, ancak millet ayağa kalktığı zaman, yeniden uygulanabilir.
Türkiye’nin 15 ayrı noktasından Silivri’ye gerçekleştirdiğimiz bu büyük yürüyüş,
Türkiye’ye kurulan büyük tuzağı milletimize anlatmak ve milletimizi ayağa kaldırmak içindir.

BİR TARAFTA BÜTÜN MİLLET, KARŞI TARAFTA BİR AVUÇ EMPERYALİST İŞBİRLİKÇİSİ VAR!

12 Eylülde Referanduma gidiyoruz.
Milletimize bölünmenin Anayasasını dayatıyorlar,
Faşizmin Anayasasını dayatıyorlar,
Çakma Padişah Anayasasını dayatıyorlar…
Ama beyhude bir çaba içindeler..
Bir tarafta bütün millet var. Sağdan sola bu milletin bütün siyasi renkleri HAYIR cephesinde birleşmiştir.

Karşıda bir avuç emperyalist işbirlikçisi; AKP ile F Tipi Gladyo, yanlarında Batı destekli bölücülük PKK, arkalarında ABD ve AB emperyalistleri var.

Birleşmiş milletin karşısında hiçbir güç duramaz.
12 Eylül günü büyük milletimiz bu gerçeği bütün dünyaya gösterecektir.