Bir yılı aşkın süren "Bölücü Anayasa" çalışmaları hakkında, milletimizi aydınlatma toplantıları yapan Millî Anayasa Forumu, bu kez Aydın'da yurttaşlarla buluştu. Forumda Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldığını söyleyen Başbakan Tayyip Erdoğan’a, büyük tepki vardı.
Bölünme Anayasa'sına karşı harekete geçen, Milli Anayasa Forumu çalışmalarına hız verdi. Forum bu kez Aydın'da toplandı. Foruma yüzlerce yurttaş katıldı.
Eski Meclis Başkanı Hüsamettin Cindoruk ve İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Türk Milliyetçiliğini ayaklar altına aldık” sözlerine yanıt verdi.
Hüsamettin Cindoruk; “Ve demesinler ki; “Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım”, hiç bugüne kadar daha o büyüklükte ayağı tanrı yaratmadı.”
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey; “Bugün Türk Milletini ezmek, Türk Milletini yok etme saldırısında bulunmak faşistliktir, gericiliktir, ırkçılıktır.
Tayyip Erdoğan gibi Amerika’nın memurları bizi ayaklarının altına alıp çiğneyeceklermiş. Çiğneyebilirler mi Tayyip Erdoğanlar bizi, bizi ezebilirler mi, bizi ayaklar altına alabilirler mi? Buradan Tayyip Erdoğan’a sesleniyoruz. Yıkılacaksın ve Büyük Türk Milletinin ayakları altında kalacaksın.”
İşçi Partisi Genel Başkanvekili Hasan Basri Özbey, AKP tabanına ve seçmenlerine seslenerek iktidarla ilgili çok ciddî iddialara yer verdiği konuşmasında özetle şunları söyledi:
“Biz devrimle millet olduk. Devrimimizi kaybettik. Şimdi de Tayyip Erdoğan gibi Amerika'nın memurları bizi ayaklarının altına alıp çiğneyeceklermiş. Çiğneyebilir mi Tayyip Erdoğanlar? Buradan Tayyip Erdoğan'a sesleniyoruz: Yıkılacaksın ve bu büyük milletin ayaklarının altında kalacaksın.
Milletsiz devlet olmaz. Milletiniz yoksa devletiniz de olmaz. Milletiniz yoksa millî Ordunuz da olmaz. Millî ordunuz yoksa, ayaklar altında kalırsınız.
Değerli Aydınlılar, değerli cumhuriyetçiler, milliyetçiler, ulusalcılar, halkçılar, devrimciler, sosyalistler; hepimiz Atatürk devrimcisiyiz. Burada toplandık.
Türk milleti tartışması bugün Türkiye'nin en temel meselesidir. Eğer millet olamazsak, millet olmaklığımızı kaybedersek, bizim için sürü olmak, ayaklar altında olmak, yokolmak vardır.
O yüzden Türk milletinin o birliğine, varlığına, büyüklüğüne sahip çıkmalıyız.
Evet büyüktür Türk milleti. Bu ne etnik bir tanımlama, ne de ırksal bir tanımlama. Biz Atatürk devrimiyle, devrimle millet olmuş bir halkız.
Ne diyor büyük devrimci Mustafa Kemal Atatürk? 'Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.' Kürt de biziz, Türk de biziz! Hem Kürt'üyle hem Türk'üyle büyük Türk milletiyiz. Bunu her yerde göğsümüzü gere gere söyleyeceğiz. Bu ne ayrımcılık, ne de bir başka milliyete, millete, etnik gruba düşmanlık değil.
Kavimcilik, etnikçilik düşmanlığı getirir, kan getirir. Millet olmak ise birlik ve barıştır. Biz millet olarak işte o devrimle millet olduğumuz için, 23 tane iç isyanı bastıra bastıra, eze eze bir devrim yaptık millet olabilmek için.
Türkiye 60 yıldır bir karşı devrimden geçiyor ve bu karşı devrim sürecinin tamamlanmasının son darbesini Türk milletine vurmak istiyorlar.
Tayyip Erdoğan Türk ordusuna düşman, Atatürk cumhuriyetine, Türk milletine düşman. Türk milletine düşman bir başbakan olabilir mi?
İddianamesini yazıyoruz. Onlar şimdi sevgili APO arkadaşıyla mektuplaşarak anayasa yazıyor, biz de Tayyip Erdoğan'ın Yüce Divan iddianamesini yazıyoruz.
Türk milletine düşmansın. ABD tarafından Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı olarak görevlendirilmiş bir yabancı devlet memurusun.
Ey Abdullah Gül, sen ABD ile Nisan 2003 tarihinde Vatan gazetesi muhabiri Sedat Sertoğlu'na itiraf ettiğin ve O'nun da manşetten verdiği gibi, ABD ile 2 sayfa 9 madde gizli hizmet sözleşmesi imzalamış bir ABD memurusun.
Sizler Anayasa Mahkemesi tarafından Temmuz 2007 tarihinde Cumhuriyet yıkıcılığından mahkum edildiniz.
Daha maddeler çok. Genel Başkanımız Sayın Doğu Perinçek, 'Tayyip Erdoğan'ın Yüce Divan İddianamesi' diye daha 2007 yılında yazdı. İddianamesi hazır ama her geçen gün anayasal suçlarını artırıyorlar.
Bu Türk milletini yok etme projesidir. İşte Türk milletini yok etmek için, aydınlarımızı, rektörlerimizi, Haberal'larımızı, Doğu Perinçek'lerimizi, Çetin Doğan paşalarımızı, o kahraman subaylarımızı Silivri'ye atmanız lazım.
Türk milletini yokedebilmek için, Türk Ordusunu imha etmeniz lazım. Türk Ordusu imha ediliyor. Ordusuz bırakılıyoruz. Biz ki binlerce yıldır uygarlıklar kurmuş bir neslin evlatlarıyız. İmparatorluklar, uygarlıklar kurmuşuz. Dünyayı ileriye götürmüşüz ve nihayetinde bir devrimle millet olmuşuz.
Bizler, yani büyük Türk milleti ordusuz kalıyoruz. Ordusuz kalmak, ayaklar altında kalmaktır. İşte Türk milletini yoketmek için, o alçakça, o rezil iftiraları içeren casusluk iddianamelerini yazıyorlar. Asıl kendileri casus. ABD casusları Türk ordusunun kahramanlarını casuslukla suçluyorlar.
ANAYASA TARTIŞMASI BİTMİŞTİR
Bu koşullarda anayasayı tartışıyoruz. Anayasa tartışması bitmiştir. Aslında buraya gelirken onu düşündüm. Biz Meclis Başkanı'mız Sayın Cindoruk'un önderliğinde Millî Anayasa forum yapılanması olarak 100 küsur yerde böyle müthiş toplantılar yaptık. Oralarda hep anlattık. Bu Meclis anayasa yapamaz. AKP tek başına yapamaz, meşruiyet tartışması. Oslo'da yazıyorlar, şunu yapıyorlar, bunu yapıyorlar vs. Ama bunları söylemenin hiçbir gereği kalmadı.
Çünkü en son APO tutanağı ile bu işin ne olduğu bütün çıplaklığı ile ortaya çıktı. Takke düştü kel göründü. Bize dayatılan bu anayasayı AKP ve PKK birlikte yazmaktadır. Tayyip Erdoğan ve mektup arkadaşı Abdullah Öcalan birlikte yazmaktadır.
Yazdıkları anayasanın birinci maddesini söyledik, Türk milleti olmayacak.
Türk millî devleti olmayacak.
Türk ordusu olmayacak.
Vatanımız bütünlük içinde olmayacak, paramparça olacak.
Halen uzlaşma masasında büyük bir merakla 'Yahu bu AKP ne anayasası yapacak şu maddeleri görsek' diye bekleyen safdillerimize tekrar duyurulur. Halen orada oturanlara ısrar edenler, kandırıldık diye diye oturanlar: Bırakın!
Ey Sayın Kılıçdaroğlu, ey Sayın Bahçeli, bu saatten sonra şu yeni anayasa sürecine kıyısından köşesinden bulaşmak, Abdullah Öcalan'la Tayyip Erdoğan'ın kurduğu koalisyona ortak olma iradesidir. Bu böyle bilinsin.
Ben ne Sayın Kılıçdaroğlu'na, ne Sayın Bahçeli'ye, APO ve Tayyip Erdoğan'la ortak olmalarını layık görmem. Gelin bu tarafa. Seyit Rıza'nın, Said-i Nursi'nin yanına değil, Türk milletinin yanına gelin!
SECCADELERİNİ SERECEĞİNİZ VATAN TOPRAĞI KALMAYACAK
Bakın kaybettiğimiz sadece ceylan derisi koltuklarımız, üniversitelerimiz, hastanelerimiz, işlerimiz, fabrikalarımız değil, vatanımız gidiyor.
AKP tabanına sesleniyorum: Seccadelerinizi sereceğiniz vatan toprağı kalmayacak. Ayağa kalkın, uyanın ey AKP'liler.
Tablo budur. Bu tablo içinde bir toplantı yapıyoruz. Tıpkı Erzurum Kongresi. Tıpkı Sivas Kongresi. Tıpkı 23 Nisan 1920 Ankara meclisi gibi. Bu toplantı tarihi bir toplantı. Bu toplantı Kuvay-i Milliye toplantısı, Müdafaa-i Hukuk kongresi.
Evlatlarıma ve torunlarıma ileride 'Ben Millî Anayasa Forumu'nun o düzenlediği Kuvay-i Milliye, Müdafaa-i Hukuk, 2. Millî Kurtuluş Savaşı kongrelerinde konuşma yaptım, delegeydim' diyeceğim.
Çocuklarımıza, torunlarımıza büyük bir miras bırakarak, hepimiz yakamıza İstiklal Madalyası'nı asarak buradan çıkacağız.
Bir başka devletin Türkiye'mizi bölme projesinde, Diyarbakır'ımızı o projede merkez yapma iddiasında görev üstlendiğini söyleyen bir adam oturuyor başbakanlık koltuğunda. 'Ben BOP Eşbaşkanı'yım' diye 35 kez söyledi milletin önünde. Şimdi BOP Eş Sultanı oldu. Diğer yeni BOP Eş Sultanı ise Abdullah Öcalan!
Ama o karabasanlar, kabuslar artık bitti arkadaşlar. Güneş 2012'de doğdu. Türk milleti ayağa kalktı. 'Ben Türk milletiyim. Beni Cumhuriyet'siz, ordusuz bırakamazsın. Atatürk devrimlerini yeniden ele alıyorum' diyerek Türk milleti 2012 yılında ayağa kalkmıştır. İşte 19 Mayıs'ta, 29 Ekim'de, 10 Kasım'da, 13 Aralık'ta Silivri'de bu büyük bir ayağa kalkıştır.
Büyük milletlerin en önemli özellikleri olgunluklarıdır. Kolay kolay ayağa kalkmazlar. Ama Türk milleti ayağa kalktı mı devrim yapar. Büyük milletler böyledir.
İlk yapılması gereken, AKP'den kurtulmaktır. Bunun için ilk adım, şu gerici-bölücü emek düşmanı anayasayı sandığa gömeceğiz.
İkinci adım, yerel seçimlerde millî güçleri biraraya getirmektir. Öyle parti hesapları, rant hesapları, sandık hesapları, ihale hesapları yok. Bir tek vatan hesabı var. AKP'yi ve bölücülüğü yerel yönetimlerden silip atacağız.
Üçüncü adım, Atatürk'ün koltuğu olan Cumhurbaşkanlığı makamı, ABD ile gizli hizmet sözleşmesi yapmış bir zat tarafından işgal altında. Çankaya'yı yeniden Atatürk'ün Çankaya'sı yapacağız.
Sonra genel seçimler gelecek. O güne kadar kalırsa AKP koltuğunda, o zaman seçimle devireceğiz.
Peki neyle devireceğiz?
Halkın gücüyle.
Peki halkın, milletin gücünü nasıl ayağa kaldıracağız?
Kendisine millî diyen, 'Ben Türkiye'nin partisiyim' diyen bütün millî güçleri Atatürk devrim ve programında biraraya getireceğiz. Yani Atatürk'te birleşeceğiz. Bunu yaptığımızda, Atatürk'ün o millî meclisini, halkın millî hükümetini kurma noktasına geleceğiz.”
Yeniçağ Gazetesi yazarı Arslan Bulut Erdoğan'ın milliyetçiliğe karşı açtığı savaşta ortağının Abdullah Öcalan olduğunu söyledi.
“İmralı’da da Türk milliyetçiliği ayaklar altına alınmaya çalışılıyor.”
Türkiye Gençlik Birliği Genel Başkanı İlker Yücel konuşmasında, yeni anayasaya geçit vermeyeceklerini ilan etti.
“Zamanı geldiğinde Ankara’da bu bölücü, gerici, emek düşmanı anayasayı geçirmemek üzere gerekirse o meclisi kuşatmak, fiili olarak o meclisten bu kanunun çıkmasını engellemek, başkalarının tahrir meydanı var, bizim de güven parkımız var.”