Neler oluyor?

Beytüşşebap’ta üç askerin şehit olması üzerine Tayyip Erdoğan “Bıçağın kemiğe dayanmakta olduğunu” söyledi ve “Ramazan sonrasında PKK’ya karşı operasyon başlatabileceklerini” açıkladı.
PKK, deyim yerindeyse bu resti gördü. Tayyip Erdoğan’ın açıkla...

Tarih:

Beytüşşebap’ta üç askerin şehit olması üzerine Tayyip Erdoğan “Bıçağın kemiğe dayanmakta olduğunu” söyledi ve “Ramazan sonrasında PKK’ya karşı operasyon başlatabileceklerini” açıkladı.
PKK, deyim yerindeyse bu resti gördü. Tayyip Erdoğan’ın açıklamasından birkaç gün sonra Hakkari Çukurca yolunda büyük bir saldırı gerçekleştirdi: 12 şehit.
Kısaca PKK şunu demiş oldu: “Ramazan sonrasını beklemene gerek yok. Ne yapacaksan buyur şimdi yap!”
Bir ay içinde verilen 40 şehit konusunda kılını kıpırdatmayan ve kamuoyunda yükselen tepkilerin ardından yukarıdaki sözleri söyleyen Tayyip Erdoğan açısından, şöyle ya da böyle harekete geçmek dışında bir seçenek kalmamıştı. TSK uçakları 17 Ağustos gecesi Kandil’i vurmaya başladı.

TÜRKİYE’Yİ KIŞKIRTMAK
Bu durumda cevabı verilmesi gereken bazı sorular vardır. Birincisi, PKK’nın bugün, Türkiye’yi açık bir savaşa kışkırtmasında çıkarının ne olduğudur.
Normal olarak PKK’nın bu günlerde, Türkiye’nin kışkırtılması anlamına gelen bir davranıştan özenle kaçınması gerekir.
Çünkü bilindiği üzere İran bir süredir Kandil’e yönelik büyük bir operasyon yürütmektedir. Bu operasyonun son derece etkili olduğu ve PKK’yı zor durumda bıraktığı açıktır.
Murat Karayılan’ın, “PJAK’ı, İran sınırından çektiklerini ve Operasyon durursa, İran’a yönelik bir eylem yapmayacaklarını” açıklaması bu durumu ortaya koymaktadır.
Gene Murat Karayılan’ın İran tarafından yakalandığı haberleri her ne kadar yalanlandı ise de, o günden bu yana ortalıkta görünmemesi, PKK açısından en azından çok ciddi bir durumun var olduğunun yeterli kanıtıdır.
Bu koşullarda, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi bir gücü harekete geçirecek bir davranışa girmek; PKK’nın durduğu yerden olaya bakıldığında akıl ile açıklanamaz.

AKP’NİN POLİTİKASI
Aynı şekilde AKP açısından da olaya bakıldığında, Kuzey Irak’ta çok geniş kapsamlı bir operasyon mantıklı gelmemektedir.
Çünkü AKP, ABD’nin dayatmasıyla boylu boyunca Suriye olayının içine girmiştir. Bu ülkenin iç işlerine burnunu sokmuştur. Müslüman Kardeşler örgütünü açıktan desteklemiştir. Başbakan ve Dışişleri Bakanı Suriye’ye süre vermekten bahsetmektedirler ve bir müdahaleye dahil olmaktan söz etmektedirler.
ABD adına böylesine büyük bir belaya sürüklenmekte olan AKP’nin, normal olarak Kuzey Irak’ta yeni bir cephe açarak başta Güneydoğu olmak üzere Türkiye’nin bütününü büyük kargaşalıklara sürükleyecek bir davranıştan kaçınması akla yakın olandır.
Nitekim böyle olduğu içindir ki Tayyip Erdoğan’ın bir ay içinde, 40’a ulaşan şehit sayısına rağmen, kayda değer bir tepki göstermemiştir.
Kamuoyunu yatıştırmak amacı ile Ramazan sonrasına ilişkin sarf edilen sözler bile kesin değildi. Ama PKK eylemleri ile bu belirsizliğe son verdi.

KUMAR OYNAMAK
Dolayısı ile cevabı verilmesi gereken soru şudur: Nesnel olarak Türkiye’nin dahîl olduğu büyük bir çatışmadan PKK ve AKP’nin çıkarları olmamasına rağmen, içine itildiğimiz bu büyük çatışma ortamından kimin çıkarı vardır?
Bu sorunun tek bir cevabı vardır: Amerika.
Amerika çok sıkışmıştır. Ekonomik bakımdan tam bir çıkmaz halindedir. Eski Hazine Bakan yardımcısı Craig Roberts’ın deyimiyle “büyük bir savaş çıkarmak” dışında bir çıkış yolu kalmamıştır.
Amerika askeri bakımdan da bir çıkmazdadır. Irak, Afganistan ve Libya’da durum gözler önündedir.
Peki böylesine bir Bölgesel Savaş ABD’nin derdine derman olabilecek midir? Veya ABD’nin oynadığı bu “kumarda” başarı şansı nedir?
ABD bunu düşünecek durumda değildir. Özetle ABD yönetici kliğinin en azından bir kesimi şöyle düşünmektedir: “Nasıl olsa kaybediyorum. Öyleyse dünyayı ateşe vereyim. Herkesin yandığı bir durumdan belki bir çıkış yolu bulurum.”
İşte bu politikasının gereği olarak ABD, AKP ile PKK’yı harekete geçirmiştir, ateşe sürmektedir.

ABD’YE MAHKÛMİYET
Gerek AKP’nin, gerekse PKK’nın ABD’nin bu dayatmasına karşı koyabilecek bir durumları yoktur.
Tayyip Erdoğan ABD’nin Bölge projesinde görev üstlenmiştir. İktidarının varlığını devamını ABD’ye borçludur. Onun için ABD’ye karşı koyamaz.
PKK ise şiddeti temel yöntem olarak benimsediği etnik temelli mücadelesinde, başarıya ulaşmak için emperyalist bir güce dayanmak zorundadır. Ve içinde bulunduğumuz koşullarda bu kuvvet Amerikan emperyalizmidir.
Şiddet PKK’nın çıkmazıdır ve onu ancak emperyalist projelerde yer alarak var olma noktasına getirmiştir.
Bütün bunlardan dolayı AKP ile PKK; hep birlikte ABD’nin Bölgesel çatışma planları içindedirler.
ABD’nin planı ve hedefi belli. ABD ile birlikte hareket eden kuvvetler de ortada. Bütün mesele, Bölge halklarının ve ülkelerinin kendi felaketleri olan bu plana karşı ne ölçüde bir araya gelecekleridir.
Bir araya gelmek ve bu uğursuz planı bozmak. Görev budur.

mbgultekin@ip.org.tr