'NE DARBE, NE ŞERİAT' SLOGANI NEYİ GİZLİYOR?

Amerika’nın Irak’a saldırmaya hazırlandığı günlerde, ülkemizde; ortaya çıktıkları günden bu yana hiçbir konuda net bir tutum almamaları ile bilinen ve daima toplum içinde yüzen gezen fikirlerin sözcüsü olmakla öne çıkan bir grup; “Ne Sam Ne Saddam” diye bir slogan ...

Tarih:

Amerika’nın Irak’a saldırmaya hazırlandığı günlerde, ülkemizde; ortaya çıktıkları günden bu yana hiçbir konuda net bir tutum almamaları ile bilinen ve daima toplum içinde yüzen gezen fikirlerin sözcüsü olmakla öne çıkan bir grup; “Ne Sam Ne Saddam” diye bir slogan üretmişti.
Amerika, işgal amacıyla bölgeye 150 bin asker yığmış, Irak’ı sabah akşam bombalamaya başlamış, ama siz Bush ile Saddam’ı aynı kefeye koyarak sözüm ona bütün “kötülüklere” karşı tavır alıyorsunuz(!)
Bu durumda “Ne Sam Ne Saddam” sloganı, pratikte Sam’ın saldırganlığını gizlemekten başka bir amaca hizmet edemezdi.
20 yaşındaki delikanlı ile 10 yaşındaki çocuğun kavgasında “Ne o, ne bu” dediğiniz zaman gerçekte tarafsız kalmış olmuyorsunuz. Tarafsızlık adı altında, delikanlının çocuğu dövmesini kolaylaştırmış oluyorsunuz.
Saldırgan emperyalist ile mazlum Irak’ı aynı kefeye koyarak “temiz siyaset” yaptıklarını iddia edenler, gerçekte kendi çapları ölçüsünde Irak’ın ezilmesine katkıda bulunmuş oldular.
Olanları hatırlayalım. “Sam”, Irak’ı işgal etti. Bütün Irak baştan aşağı yakılıp yıkıldı. Tarihi zenginlikleri yağmalandı. Petrolüne ve doğalgazına el kondu. Bir buçuk milyon Iraklı katledildi. Bütün bu vahşete karşı vatanını ve halkını savunmaya çalışan Saddam ve arkadaşları ise öldürüldü veya tutsak edildi.
Tutsak edilenler bir “Nemrut Mustafa Paşa Divanı”nın idam kararının ardından asılarak katledildiler.

TÜRKAN SAYLAN
Ergenekon tertibinin 12. dalgasında evi aranan Türkan Saylan; “Benim Ergenekon’la alakam yok. Ben ‘Ne Şeriat, Ne Darbe’ dediğim için İzmir mitinginde konuşturulmadım” dedi.
Doğal olarak bu savunma; “Ben darbeci değilim ama, Cumhuriyet mitinglerini düzenleyen diğer kişi ve kuruluşlar Darbeci. Kanıtı da benim savunduğum darbe karşıtı slogandan dolayı İzmir’de konuşturulmamam” anlamına geliyor.
Nitekim herkes verilen mesajı doğru olarak algıladı. Özellikle Ergenekon tertibinin neo liberal avukatları, hemen bu “savunma”nın üzerine atladılar. Türkan Saylan’ın sözlerinin, gerçekleştirilmek istenen “darbenin” kanıtı olduğunu söylediler.

FETHULLAHÇI DARBE
Olmayan bir şeyi varmış gibi gösterdiğiniz zaman, gerçekte var olanın üstünü örtersiniz.
Türkiye, son onbeş yıl içinde hiçbir şekilde bir askeri darbe hazırlığı yaşamadı. Ama öte yandan gerçek, Türkiye’nin bir Amerikancı Ilımlı İslam Darbesi yaşadığıdır.
“Ne Şeriat Ne Darbe” sloganı, Fethullahçı Gladyo’nun “Ilımlı İslam Darbesi”nin üstünü örtmekten başka bir şeye hizmet etmedi.
Türkan Saylan’ın niyetinin ne olduğunu bir yana bırakalım, ama onun bu yöndeki açıklamasının üstüne atlayarak darbenin kanıtını bulduklarını söyleyenler, geçmişte de bugün de Amerikancı Fethullah darbesini gizleme amacına hizmet etmektedirler.

GERÇEK DARBE
Türkiye; 2001 yılında düğmesine basılan; Ecevit Hükümetinin yıkılması, Türkiye’nin 2002 Kasımında erken seçime götürülmesi, Tuncay Güney’in kullanılarak Ergenekon tertibinin sahnelenmesi ve bunun sonucunda Hilmi Özkök’ün Genelkurmay Başkanı yapılması ile başlayan ve bugüne kadar devam eden bir “Amerikan Darbesi” yaşamaktadır.
O günden bu yana epey mesafe alındı. Bu darbe sayesinde Amerika, Irak’ı daha elverişli koşullarda işgal etti. Türk Ordusu’nun başına çuval geçirdi.
Devlet kurumları Fethullahçı Gladyo tarafından adım adım işgal edildi.
Ve nihayet 2007 yılından bu yana sahneye konan Ergenekon Tertibi ile Türk Ordusu ve İşçi Partisi başta olmak üzere emperyalist baskı ve tehditlere karşı ulusal devleti, Cumhuriyet Devrimini savunan bütün kişi ve kuruluşlara yönelik sindirme ve teslim alma operasyonu başlatıldı.
Bütün bu Operasyon, Fethullahçıların “Kemalist subaylar darbe yapacaklardı” gürültüsü eşliğinde gerçekleştirildi.
Dolaysıyla hangi niyetle söylenirse söylensin, “Ne Darbe Ne Şeriat” sloganı ile ortaya çıkmak, Amerikanın Ilımlı İslam Operasyonunu perdelemekten başka bir şeye hizmet etmez.
Türkan Saylan’ın İzmir Cumhuriyet Mitingi ile ilgili olarak söyledikleri üzerine atlayanların kimliği de bu gerçeği anlamamıza fazlasıyla yetiyor.

HEDEF: DEMOKRATİK KİTLE HAREKETİ
Türkiye tarihinin en büyük demokratik kitle eylemlerini, 2007 yılındaki Cumhuriyet mitinglerini “darbeye zemin yaratmak için gerçekleştirilen eylemler” olarak niteleyenler aslında darbeci kimliklerini itiraf etmiş oluyorlar.
Milyonların katıldığı, tek bir kişinin burnunun bile kanamadığı, büyük bir hoşgörü ve görülmemiş bir disilin içinde gerçekleşen eylemleri darbeci eylem olarak saldıranların Türkiye düşmanı, halk düşmanı ve demokrasi düşmanı özellikleri kendini ele veriyor.
Şimdi Türkiye yeniden büyük bir halk hareketinin ayak seslerini duyuyor. 18 Nisan tarihinde Ankara’da neredeyse kendiliğinden denebilecek bir şekilde yüz bin yurttaşın Anıtkabirde toplanması önemli bir işaretti.
Şimdi yüz binler 17 Mayıs’ta Ankara’da toplanmaya hazırlanıyor.
“Ne Şeriat Ne Darbe” yaygarası koparanlar; bu demokratik kitle hareketini bastırmayı ve Cumhuriyet’i hedef alan asıl darbeyi gizlemeye devam etmeyi amaçlıyorlar.
mbgultekin@i.org.tr